[1] - Henri Tinca, Peni Hini özel sayısında, Le Monde gazetesinin kuruluş yıl dönümünde, s.152.

[2] - Rivayetlerde bazı kişilerden, yeri geldiğinde açıklayacağımız üzere "muhaddis" diye bahsedilmiştir.

[3] - Nefsi günah ve çirkinliklerden temizlemek ve arındırmak bir takım ilhamlara neden olmaktadır; bazıları bunu da tanıma vesilelerinden bilmektedirler.

[4] - Peygamberleri göndermek, onlardan sonra vasi tayin etmek ve insanları öldükten sonra diriltmek; tüm bunlar Allah'ın fiilinin birer tecellisidir.

[5] - "Allah'ın insanlar üzerinde iki hücceti vardır: Zahirî hüccet ve batınî hüccet. Zahirî hüccet peygamberler, nebiler ve imamlardır; batınî hüccet ise akıldır." Kâfi (Kulenyî), c.1, s.16.

[6] - Bu konuda daha fazla bilgi için tefsir ve kelam kitaplarına müracaat ediniz, bu cümleden bkz. El-Mizan Tefsiri, c.1, s.72 ve İlahiyat, c.2, s.51-54.

[7] - Nehc-ul Belağa, 190. hutbe.

[8] - Berzah alemi bir anlamda insanın önünde ve başka bir anlamda ise insanın arkasındadır; bu nedenle burada her iki tabiri de kullandık.

[9] - Tevhid-i Seduk, s.331.

[10] - Müsned-i Ahmed, c.2, s.54; Sahih-i Buharî, c.2, s.284 (Cum'a kitabı, 11. bab, 2. hadis).

[11] - Nehc-ul Belağa, 38. mektup.

[12] - Vesail-uş Şiâ, c.11, s.424 (emr-i bi'l maruf kitabı, 12. bab, 4. hadis).

[13] - Vesail-uş Şiâ, c,11, s.407, emr-i bi'l maruf kitabı, 4. bab, 1. hadis.

[14] - Tevhid-i Seduk, s.84, 3. bab, 3. hadis.

[15] - Sadr-ul Muteellihin, Esfar-u Arbaah, c.6, s.135.

[16] - Nehc-ul Belağa, 1. hutbe.

[17] - Bazıları bilgisizlikleri nedeniyle bu görüşü, "muatale" görüşü saymışlardır. Oysa "Muatele", Allah Teala'nın zatının cemal sıfatlarına sahip olduğunu kabul etmezler ve onların görüşleri Allah Teala'nın zatının varlık kemâllerine sahip olmamasını gerektirmektedir. Bu yanlış inancın, sıfatların zatla aynı oluşuyla hiçbir ilgisi yoktur. Allah Teala'nın sıfatlarının O'nun zatıyla aynı oluşu görüşü Allah'ın cemal sıfatlarına sahip olduğunu kabul etmekle birlikte, Allah'ın sıfatlarının O'nun zatından ayrı olduğu görüşündeki birden fazla kadimin oluşu gibi şüphelerden de uzaktır.

[18] - İnsanın ihtiyar ve iradesi mevzusunu adalet konusunda ele alacağız.

[19] - En'am, 76-78.

[20] - Yunus, 18; Furkân, 55.

[21] - Bakara, 21; İbrahim, 30; Sebe, 33; Zümer, 8; Fussilet, 9.

[22] - Tevhid-i Seduk, s.137, 10. bab, 9. hadis.

[23] - Tevhid-i Seduk, 9. bab, 15. hadis.

[24] - Tevhid-i Seduk, s.133, 9. bab, 9. hadis.

[25] - el-Kâfi, c.1, s.109.

[26] - Nehc-ul Belağa, 184. hutbe.

[27] - Tevhid-i Saduk, s.223, "el-Kur'an-u mâ hu" babı, 2. hadis.

[28] - Nehc-ul Belağa, 179. hutbe.

[29] - Bu konuda bkz. Ra'd, 2; Secde, 4; A'raf, 54.

[30] - Tevhid-i Seduk, etfal babı, 13. hadisin altında, s.397-398.

[31] - Cuma gününün duasında şöyle geçer: "Aceleyi ancak bir şeyin yok olmasından korkan yapar ve zulme ancak zayıfın ihtiyacı var."

[32] - Keşf-ul Murad, s.305.

[33] - Muhakkik Tusî'nin Tecrid-ul İtikad kitabındaki tabiri bu delili vurgulamaktadır. Muhakkik şöyle diyor: Eğer iyilik ve kötülüğü ispatlamanın yolu sadece şeriat ve dinle sınırlı tutulursa, fiillerin iyi ve kötü oldukları tamamen nefyedilir; ne şer'an ve ne de aklen ispatlanmaz.

[34] - Nehc-ul Belağa, hikmetli sözler, 287.

[35] - Tevhid-i Saduk, 60. bab, 28. hadis; Nehc-ul Belağa, hikmetli sözler, 88.

[36] - Mekayiz-il Lügat, c.5, s.63, 93; Müfredat-i Ragıb, kaza ve kader kelimesi.

[37] - Usul-i Kâfî, c.1, s.158.

[38] - Tevhid-i Saduk, s.380.

[39] - Tevhid-i Saduk, 59. bab, 8. hadis.

[40] - Nehc-ul Belağa, 143. hutbe.

[41] - Saf, 6.

[42] - Bu kısa yolu Rum padişahı izlemiştir, Tarih-i Taberî, c.3, s.240; Hicri Altıncı Yıl Olayları.

[43] - Kasas, 31-32.

[44] - Bakara, 60.

[45] - Şuarâ, 63.

[46] - Âli İmrân, 42.

[47] - Elbette ilahî vahyin peygamberlere inişi, vahiy meleğinin inmesiyle sınırlı değildir; Şurâ suresinin 51. ayetinde beyan edilen ve 38. ilkede açıkladığımız diğer yollar da vardır.

[48] - Seyid Muhammed Reşid Rıza, Vahy-i Muhammedî, s.66.

[49] - Keşf-ul Murad, s.349; nübuvvet konusu.

[50] - Bu konuda aklın hakemliği kesindir. Dolayısıyla, Hz. Eyyub (a.s) hakkında nakledilen ve onun insanları nefret ettiren bir hastalığa yakalandığını bildiren bazı rivayetler, aklın kesin hükmüyle çeliştiği giib, Ehl-i Beyt İmamları (a.s)'dan nakledilen rivayetlerle de çelişmektedir. İmam sadık (a.s) değerli babalarından şöyle nakletmektedir: "Hz. Eyyub (a.s)'dan, hastalığı boyunca kötü koku çıkmadı veya çirkin bir görünüm sergilenmedi; hiçbir zaman bedeninden irin, kan veya insanların nefret etmesine neden olacak bir şey çıkmadı. Allah'ın, kendi peygamberleri ve velileri hakkında sünneti böyledir. Halkın Eyyub (a.s)'dan uzaklaşmasının nedeni malî bakımdan fakir ve zayıf bir görünüme sahip olması, fakat onların Eyyub'un Allah Teala'nın indindeki makam ve mevkisinden haberdar olmayışıdır." Hisal, c.1, yedi bablar, 107. hadis, s.400. Doğal olarak bunun aksine delalet eden rivayetler temelsiz olup kabul edilemezler.

[51] - Tenzih-i Enbiya, Seyit Murtaza; İsmet-l Enbiya, Fahruddin Razî; Mefahim-ul Kur'an, Cafer Subhanî, c.5, Peygamberlerin Masumiyeti bölümü.

[52] - Bihar-ul Envar, c.70, s.22.

[53] - Hz. Ali (a.s) bu grup hakkında şöyle buyuruyor: "Sanki cenneti görmekteler, orada nimetler elde etmekteler; sanki cehennemi görmekteler, orada azâba uğramaktalar." Nehc-ul Belağa, Hammam hutbesi 193.

[54] - Tâhâ, 29.

[55] - Mecma-ul Beyan, c.5, s.387.

[56] - Nahl, 103.

[57] - Ak.

[58] - Usul-u Kâfi, c.1, s.59.

[59] - Sire-i İbn-i Hişam, c.1, s.209.

[60] - Sire-i İbn-i Hişam, c.1, s.359 ve 360.

[61] - İsrâ, 101.

[62]- Âl-i İmrân, 49.

[63] - İsrâ, 1.

[64] - Âl-i İmrân, 61.

[65] - Âl-i İmrân, 49.

[66] - Rum, 2.

[67] - Fetih, 27.

[68] - Hatemiyete tanıklık eden ayetler, yukarıdaki ayetle sınırlı değildir; bu konuda, Kur'an-ı Kerim'de Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a)'in son peygamber olduğuna tanıklık eden altı nass daha vardır. Bkz. Mefahim-ul Kur'an, c.3, s.130-139.

[69] - Sahih-i Buharî, c.3, s.58; Sahih-i Müslim, c.2, s.323; Emalî-i Seduk, s.28 ve 47 ve 81; Bihar-ul Envar, c.37, s.254-289, 53. bab; Sahih-i Buharî, c.3, s.54, Gazvet-ut Tabuk babı; Sahih-i Müslim, c.4/1871, 1375 basımı; Sünen-i Tirmizî, c.2, s.301; Sire-i İbn-i Hişam, c.4, s.162; Müsned-i Ahmed, c.1, s.174.

[70] - Bu konuda bkz. Mefahim-ul Kur'an, c.3, s.141-167.

[71] - Temeddün-i İslam ve Arab, Fransalı Doktor Gustavlubun, s.141-143.

[72] - Hicr, 9.

[73] - Nehc-ul Belağa, 171. hutbe.

[74] - Rical-i Necaşî, 1 / 211, sıra no: 192.

[75] - Rical-i Necaşî, 1 / 96, sıra no: 689.

[76] - Mecma-ul Beyan, (Tabersî) c. 1, s.28.

[77] - Tehzib-ul Usul, c.2, s.96.

[78] - "Kâf, Kur'an-ı Mecid'e andolsun" (Kâf, 1); "O, elbette Kur'an-ı Kerim'dir, saklı bir kitaptır." (Vakıa, 77); "Yasin, Kur'an-ı Hekim'e andolsun." (Yasin, 1)

[79] - el-İtkan, c.11, s.85.

[80] - Usul-u Kâfi, c.1, s.241.

[81] - Besair-ud Derecat, s.195.

[82] - Fırak-uş Şiâ, s.17.

[83] - Makalat-ul İslamiyye, c.1, s.65.

[84] - ed-Dürr-ül Mensur, c.8, s.589; Cabir b. Abdullah, İbn-i Said-i Hudrî, İbn-i Abbas ve Ali (a.s)'dan naklen.

[85] - Şefa-İlahiyat, onuncu makale, beşinci bölüm, s.564.

[86] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.159; Tarih-i Taberî, c.2, s.406; Tersir-i Taberî (Cami-ul Beyan), c.19, s.74-75; Şuera suresinin tefsiri, 214. ayet.

[87] - Sahih-i Buharî, c.6, s.3, 1314 yılı basımı, Tebuk Gazvesi bölümünde; Sahih-i Müslim, c.7, s.120, Fezail-u Ali (a.s) bölümünde; Sünen-i İbn-i Mace, c.1, s.55, Fezail-u Eshab-in Nebi bölümü; Müsned-i Ahmed, c.1, s.173, 175, 177, 179, 182, 185, 230; Sire-i Nebeviye, İbn-i Hişam, c.4, s.163, Tebuk Gazvesi.

[88] - "Ona, rahmetimizden dolayı kardeşi Harun'u da peygamber olarak armağan ettik." (Meryem, 53)

[89] - "Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: Kavmim içinde benim yerime geç…" (A'raf, 142)

[90] - "Bana ailemden bir vezir ver." (Tâhâ, 29)

[91] - Müstedrek-i Hakim, c.3, s.351; Sevaik-ul Muhrika, s.91; Mizan-ul İ'tidal, c.1, s.224; Tarih-ul Hulefa, s.573; Hasais-ul Kubra, c.2, s.266; Yenabi-ul Mevedde, s.28; Feth-ul Kadir, s.113 ve diğer kitaplar.

[92] - Müstedrek-i Hakim, c.3, s.149.

[93] - Sahih-i Müslim, c.7, s.122; Sünen-i Tirmizî, c.2, s.397; Sünen-i Daremî, c.2, s.432; Müsned-i Ahmed, c.3, s.14, 17, 26, 59; c.4, s.366 ve 371; c.5, s.182 ve 189; Hasais-ul Aleviye, Nesaî, s.20; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109, 148 ve 533 ve diğer kitaplar. Bu konuda, Dar'ut Takrib Beyn-i Mezahib-il İslamiyye yayınlarından Risale-i Hadis-i Sekaleyn'e (Kahire-Muhayre basımı) müracaat edebilirsiniz.

[94] - Muhaddisler ve müfessirler bu ayetin Veda Haccı'nın bitiminde, Gadir-i Hum gününde indiğine işaret ederler. Bkz. Ed-Dürr-ül Mensur, c.2, s.298; Feth-ul Kadir-i Şevkanî, c.2, s.57; Keşf-ul Gumme-i Erbilî, s.94; Yenabi-ul Mevedde-i Kunduzî, s.120; el-Menar, c.6, s.463 ve diğer kaynaklar.

[95] - Ebu Said-i Hudrî, Zeyd b. Erkam, Cabir b. Abdullah-i Ensarî, Ebu Hüreyre ve Mücahid-i Mekkî gibi sahabe ve tabiinden bir grubu, bu ayetin Gadir-i Hum'la ilgili olduğunu vurgulamışlardır. Yukarıdaki kişilerin bu olayla ilgili rivayetleriyle tanışmak için bkz. Ebu Cafer Taberî el-Velayet kitabında, İbn-i Kesir 2. ciltte Hafız İbn-i Merduveyh-i İsfahanî'den naklen, Hafız Ebu Naim İsfahanî'nin tefsiri "Mâ nezele min'el Kur'an-i fi Ali" adlı kitabında; Hatib Bağdadî tarihinin 8. cildinde, Hafız Ebu Said Seciatanî, Hahız Ebu'l Kasım Haskanî'nin "el-Velayet" adlı kitabında, Suyutî'nin Dürr-ül Mensur'da, c.2, s.295'de İbn-i Asakir-i Şafii'den naklen, Hatib Harezmî Menakıb kitabında; bunların tabirleri el-Gadir kitabında, c.1, s.23'de nakledilmiştir.

[96] - Fahr-i Razî tefsirinde diyor ki: Bu ayet indikten sonra, Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) 81-82 gün yaşadı ve ondan sonra kavga ve hiçbir şekilde nash ve değişiklik olmadı. Dolayısıyla, bu ayet Veda haccında, Zilhicce ayının on sekizinde Gadir-i Hum'da nazil olmuştur. Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a), Ehl-i Sünnet'in görüşüne göre Rabiulevvel'in 12'sinde vefat ettiğine göre, eğer bu üç ay içinde nesh edilmemişse, 82 güne tatbik eder (Fahr-i Razî tefsiri, c.3, s.369).

[97] - Sire-i İbn-i Hişam, c.2, s.422.

[98] - el-İmamet-u ve's-Siyase, c.1, s.32.

[99] - Hilyet-ul Evliya, c.1, s.44.

[100] - Vahy-i Muhammedî, s.212, altıncı baskı.

[101] - Bkz. En-Nas-u vel İçtihad kitabı, Allame Seyyid Abdulhüseyin Şerafuddin-i Amilî.

[102] - Bkz. İlahiyat -yazarın eseri-, c.2, s.146-198.

[103] - Mâide, 6: "Fakat sizi temizlemek istiyor." Abdest ayetinin alt kısmında geçer.

[104] - Müstedrek-i Hakim, c.2, s.151; Hasais-ul Kubra, c. Siyuti, c.2, s.266.

[105] - Diğer rivayetler için Usul-u Kafi, Kifayet-ul Eser, İsbat-ul Hudat ve Muntehab-ul Eser gibi hadis kitaplarına müracaat edebilirsiniz.

[106] - Sahih-i Buharî, c.9, s.81; İstihlaf babı, Sahih-i Müslim, c.6, s.3, kitab-ul Emare; Müsned-i Ahmed, c.5, s.86 ve 108; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.18.

[107] - Bazı Ehl-i Beyt İmamlarının doğum ve şehadet tarihinde görüş ihtilafı vardır; biz bunlardan birini seçtik. Yine bildiğiniz gibi bu imamların tümü şehadetle dünyadan göçmüştür; bu konuda tarih kitaplarında genişçe bilgi verilmiştir.

[108] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.99 ve c.3, s.17 ve 70.

[109] - Kehf, 71 - 72.

[110] - Kemal-ud Din, Şeyh Saduk, 45. bab, 4. hadis, s.485.

[111] - Kemal-ud Din, Şeyh Saduk, 14. bab, 8, 9 ve 10. hadis.

[112] - Meclisî, Bihar-ul Envar, c.52, s.102-113-114, et-Temhis ve'n Nehy-u an'il Tevkit babı.

[113] - Muhakkik Tusî, Tecrid-ul İtikat kitabında (imamet konusunda), aşağıdaki ibaretle bu delile işaret etmektedir: "Onun varlığı lütuftur, tasarrufu da başka bir lütuftur; yokluğu ise bizdendir." S.362.

[114] - Bu anlamda bkz. Kâf, 9-11.

[115] - İtikatat, Şeyh Saduk, 17. bab, s.37.

[116] - Tashih-ul İtikadat, Şeyh Mufid, s.45-46.

[117] - Keşf-ul Murad, 6. maksad, 14. mesele.

[118] - Bkz. Ahmed b. Hanbel'in "es-Sünne" adlı kitabı; Ebu Hasan Aş'eri'nin "el-İbane" adlı eseri ve kadı Abdulcabbar'ın "Şer-i Usul-i Hamse" adlı eserleri.

[119] - İnsan ruhunun kıyamette mükemmel bedene taalluk edeceğine, dolayısıyla nefsin cenine taalluk edeceği bu faraziye ile çok farklı olduğuna dikkat edilmesi gerekir.

[120] - Keşf-ul Murad, Allame Hilli, 2. maksat, 4. fasıl, 8. mesele; Esfar, Sadr-ul Muteellihin, 9 / 10.

[121] - Yine A'raf suresi, 166. ayete de müracaat edilebilir.

[122] - "Ve bu cezayı, önündekilere ve ardından geleceklere bir ibret, (Allah'ın azabından) korunanlara da bir öğüt yaptık." (Bakara, 66)

[123] - Şerh-u Maksad, Taftazanî, c.3, s.337.

[124] - el-Mizan, Tabatabaî, c.1, s.209.

[125] - Fecr-ul İslam, Ahmed Emin-i Mısrî, s.377.

[126] - Âl-i İmran, 49.

[127] - Bakara, 259.

[128] - Dolayısıyla, "Sadece bir tek nâra olur, hemen onların hepsi huzurumuza getirilirler." (Yâsîn, 53) ayeti, "Sur'a üflendi. İşte onlar kabirlerinden (kalkıp) Rab'lerine koşuyorlar" ayetindeki (Yâsîn, 51) Sur'a üfürülüşü açıklamaktadır. Bu ayet, Sur'a ikinci defa üfürülüşün bir nâra ve feryat olduğunu ve ondan sonra herkesin ansızın Allah'ın huzurunda hazır olacağını açıklıyor.

[129] - "İçinizden oraya gitmeyecek hiç kimse yoktur. (Oraya girmeleri), Rabb'inin üzerine aldığı kesin borçtur. Sonra (günahtan) korunanları kurtarırız ve zalimleri öyle diz üste çökmüş olarak bırakırız." (Meryem, 71-72)

[130] - Bihar-ul Envar, c.8, 18. bab, 1'den 12'ye kadarki hadisler; Müsned-i Ahmed, c,1, s.281, 295 ve c.3, s.144.

[131] - el-Mizan, c.13, s.191-192; Mecma-ul Beyan, c.10, s.549.

[132] - Şeyh Saduk, Men La Yehzuruh'ul Fakih, c.3, s.376.

[133] - Hısal-u Şeyh Saduk, Beş bab, Sahih-i Buharî'nin hadisi, c.1, s.42; Müsned-i Ahmed, c.1, s.301.

[134] - Evail-ul Mekalat, Şeyh Mufid, s.54 ve diğer kelam kitapları.

[135] - Sahih-i Müslim, c.3, s.54.

[136] - Sünen-i Tirmizî, c.4, s.42, mâ câe fi şe'n-is Sırat babı.

[137] - Yusuf, 97: "(Oğulları:) Ey babamız, bizim günahlarımızın bağışlanmasını dile. Gerçekten biz günah işledik, dediler. (Yakub) sizin için Rabb'ime istiğfar edeceğim, dedi."

[138] - Nisâ, 64: "Eğer onlar, kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler. Allah'tan, günahlarını bağışlamasını isteseler ve elçi de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı."

[139] - Münafikun, 5: "Onlara: Gelin, Allah'ın Resulü sizin için mağfiret dilesin, dendiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün."

[140] - Keşf-ul Murad, s.413, 6. maksad, 7. mesele.

[141] - Tahrim, 8.

[142] - Bakara, 271.

[143] - Bihar-ul Envar, c.8, 28. bab, 1. hadis.

[144] - Sahih-i Buharî, iman kitabı, s.10; Sahih-i Müslim, c.7, fezail-i Ali babı, s.17.

[145] - Bihar-ul Envar, c.66, s.16, iman ve küfür kitabı, Şeyh Seduk'un Meani-ul Ahbar kitabından naklen. Bu rivayetin senedi sahihtir.

[146] - Usul-i Kafî, c.2, s.33, 2. hadis.

[147] - Uyun-u Ahbar-i Rıza, c.1, s.226.

[148] - Sahih-i Buharî, c.1, s.16, kitab-ul iman: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna inanıp namaz kılmak, zekat vermek, hac yapmak ve Ramazan ayının orucunu tutmak."

[149] - Allah'ın birliğine, Hz. Resulullah (s.a.a)'in risaletine ve kıyamet gününe iman gibi iman ve küfür, onları kabul veya reddetmeye bağlı olan şeyler.

[150] - "Bir günahtan dolayı onları tekfir etmeyin ve onlara karşı, müşriktir de demeyin." Kenz-ul Ummal, c.1, s.30.

[151] - Bihar-ul Envar, c.2, s.263; Müsned-i Ahmed, c.4, s.126-127.

[152] - Bihar-ul Envar, c.74, s.202.

[153] - Fet-ul Barî, c.5, s.156, c.17, s.9.

[154] - Câmi-ul Usul, c.1, s.238; yüz otuz birinci ilkede, Hz. Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'ine (a.s) sevgi besleme hakkında genişçe bahsedeceğiz.

[155] - Tefsir-i Taberî, c.3, s.153; Tefsir-i Razî, c.8, s.113; Tefsir-i Nesefî, Tefsir-i Hazin'in haşiyesinde, c.1, s.271; Ruh-ul Meani, c.3, s.121; Mecma-ul Beyan, c.3, s… ve c.1, s.430.

[156] - Tefsir-i Razî, c.8, s.13.

[157] - Mehasin-ut Te'vil, c.4, s.82.

[158] - Tarih-i Taberî, c.7, s.195-206.

[159] - Ragıb, Müfredat'da, tevessül maddesinin altında şöyle diyor: Vesile bir şeye rağbetle sarılmaktır ve Allah'a vesile ve yol bulmanın gerçeği ise, ilim, ibadet ve şerî değerlere uyarak onun yolunda hareket etmektir.

[160] - Sahih-i Buharî, c.5, "Kutile Ebucehl" babı; Sire-i İbn-i Hişam, c.2, s.292 ve diğer kaynaklar.

[161] - Sahih-i Buharî, c.2, "mâ yukalu inde duhul-il kabr" babı.

[162] - Sahih-i Buharî, c.2, kitab-ul cenaiz, s.17.

[163] - Nehlcu'l-Belağa, 235. hutbeden.

[164] - Mâide, 64.

[165] - Rahman, 29.

[166] - Ra'd, 39.

[167] - ed-Dürr-ul Mensur, c.3, s.66.

[168] - Usul-i Kafî, c.2, s.470.

[169] - Sahih-i Buharî, c.4, s.172.

[170] - Tevhid-i Şeyh Saduk, s.232-236; Tashih-ul İ'tikad-i Şeyh Mufid, s.24; Uddet-ul Usul, c.2, s.29; Kitab-ul Gaybe, s.262-264, Necef basımı.

[171] - İsrailoğullarından bir grubunun dirilişi, Bakara, 55-56; İsrailoğullarından öldürülen bir kişinin Hz. Musa'nın ineğiyle dirilişi, Bakara, 72-73; İnsanlardan bir grubunun öldükten sonra tekrar dirilişi, Bakara, 243; Uzeyr'in yüz yıl sonra dirilişi, Bakara, 259; Ölülerin Hz. İsa (a.s)'ın mucizesiyle dirilişi, Âl-i İmrân, 49. ayet.

[172] - Bihar-ul Envar, c.53, s.136.

[173] - Tevbe, 100; Fetih, 18 ve 29; Haşr, 8 ve 9.

[174] - Bkz. Yukarıdaki iki ayetin tefsiri.

[175] - Âl-i İmrân, 153-154; Ahzab, 12; Tevbe, 45-47.

[176] - Cami-ul Usul, c.11, kitab-ul havz, 7972. hadis.

[177] - Kenz-ul Ummal, c.1, 70. hadis, Cami-ul Usul, c.1, s.238.

[178] - Kenz-ul Ummal, c.1, 72. hadis, Cami-ul Usul, c.1, s.238.

[179] - Menakıb-u İmam Emir-ul Müminin -Hafız Muhammed b. Süleyman-ı Kufi'nin eseri- c.2, s.619 ve 700; Bihar-ul Envar, c.17, s.13; İlel-uş Şerayi', 117. bab, 3. hadis.

[180] - a.g.e

[181] - Sefinet-ul Bihar, c.2, s.199.

[182] - el-Mevahib-ul Ledunniyye, c.21 s.27; Tarih-ul Hamis, c.1, s.223.

[183] - Yusuf, 184.

[184] - Sire-i İbn-i Hişam, c.1, s.99.

[185] - A.k. ve Mukrizî, İmta-ul Esma', c.11, s.164.

[186] - ed-Dürr-ül Mensur, c.5, s.203.

[187] - Sünen-i İbn-i Mace, c.1, "mâ câe fi ziyaret-il kubur" babı, s.113.

[188] - Sahih-i Buharî, c.3, "mâ yukal-u inde duhul-il kubur" babı, s.64.

[189] - Tashih-ul İ'tikad, s.109.

[190] - Bihar-ul Envar, c.25, s.364.

[191] - a.g.e s.265.

[192] - Tevhid-i Şeyh Saduk, 1. bab, 21, 22, 23. hadis.

[193] - Bihar-ul Envar, c.26, s.18.

[194] - Sahih-i Buharî, c.2, s.149.

[195] - Muhaddes ve onun sınırları hakkında bkz. İrşad-us Sarî fi Şerh-i Sahih-i Buharî, c.6, s.99 ve diğer kaynaklar.

[196] - Mukrizî, el-Hutat, c.2, s.344.

[197] - Sahih-i Buharî, c.1, s.91, kitab-ut teyemmüm, 2. hadis.

[198] - Vesail-uş Şiâ, c.3, "mâ yescudu aleyh" bablarından 1. bab, 1. hadis, s.591.

[199] - Müsned-i Ahmed, c.3, s.327; Cabir'in hadisi; Sünen-i Beyhakî, c.1, s.439.

[200] - Kenz-ul Ummal, c.7, s.465; 1981. hadis.

[201] - Sünen-i Beyhakî, c.2, s.105.

[202] - Müsned-i Ahmed, c.6, s.179, 309, 331, 377 ve c.2, s.192-198.

[203] - Sahih-i Buharî, c.1, s.101; Sahih-i Müslim, c.1, s.109.

[204] - Öğle namazının fazilet vakti, öğlenin ilk vaktinden yere dikilen bir çubuğun gölgesi kendisi kadar oluncaya dektir. İkindi namazının fazilet vakti ise, yer dikilen bir çubuğun gölgesinin kendisinin iki katı kadar oluncadır.

[205] - Vesail-uş Şiâ, c.3, mevakit babı, 4. bab, 1. rivayet.

[206] - Vesail-uş Şiâ, c.3, mevakit babı, 4. bab, 4 ve 6. rivayet.

[207] - a.g.e

[208] - Sahih-i Müslim, c.2, s.151; "el-cem' beyn'es selateyn-i fil hezer" babı.

[209] - Malik'in Muvatta'sına Zerkani'nin şerhi, c.1, s."el-cem-u beyn'es salateyn-i fi'l hazer-i ve's sefer" babı, s.294.

[210] - Sahih-i Buharî, c.6, s.27; tefsir bölümü, Bakara suresi, 196. ayetin tefsirinde.

[211] - Vesail-uş Şiâ, c.4, namaz bablarından 15. bab, 7. hadis.

[212] - Sünen-i Beyhakî, c.2, s.72, 73, 101, 102; Sünet-i Ebu Davud, c.1, s.194, "iftitah-us salat" babı, 730. ve 736. hadis; Sünen-i Tirmizî, c.2, s.98, "sıfat-us salat" babı.

[213] - Vesail-uş Şiâ, c.4, "efal-us salat" bablarından 1. bab, 81. hadis.

[214] - Feth-ul Barî, c.2, s.224 ve Sünen-i Beyhakî, c.2, s.28.

[215] - Hilaf-u Şeyh Tusî, salat kitabı, 268. mesele.

[216] - Hisal-u Şeyh Saduk, c.2, s.152.

[217] - Uyun-u Ahbar-ir Rıza -Şeyh Saduk-, c.2, s.124.

[218] - İrşat-İslam Sarî -Kastalanî-, c.3, s.226; Umdet-ul Kâri -Aynî-, 110/126; el-İ'tisam -Şatibî-, c.2, s.291.

[219] - Lisan-ul Arab, "ğenem" kelimesi; İbn-i Esir, Nihaye'de ve Firuz Abadî, Kamus-ul Lügat'ta buna yakın bir anlamda açıklamıştır ganimeti.

[220] - Sahih-i Buharî, c.4, s.250.

[221] - Vesail-uş Şiâ, c.6, humus kitabı, 1. bab.

[222] - Şiâ'ya göre, mirasçıya vasiyette bulunmak geçerlidir; fakat Ehl-i Sünnet bunu geçerli saymamaktadır. Şiâ fıkhında miras hükümlerinde "avl" (bir tabakada yer alan mirasçıların payından fazla gelen terekenin sonraki tabakaya verilmesi) ve "tasib"  (bir tabakada yer alan mirasçıların payından az gelen terekenin, mirasçıların payına oranla onlardan azaltılması) batıldır ve bu iki konuda sorun, ayrıntıları fıkıh kitaplarında geçen başka bir yolla halledilir.

[223] - Neccaşi, sayı.79.

[224] - Fihrist-i İbn-i Nedim, Rical-i Neccaşi, Fehrist-i Şeyh Tusî, Te'sis-uş Şiâ, ez-Zeriat-u ila Tesanif-iş Şiâ, A'yan-uş Şiâ, Buhus-u fi'l Milel-i ve'n Nihel kitabının altıncı cildi ve diğer kitaplar.