Mehdilik konusunun üzerinde önemle durulması gereken yönlerinden biri, bu inancın, elimize ulaşan hadislerde nasıl beyan edilmiş olduğudur. Çünkü Kuranda genel hatlarıyla geçen bu İslamî inancın asıl kaynağı, Peygamber sallallâhu aleyhi ve alih ın hadisleri ile onun pâk Ehl-i Beytinin sözleridir.
Bu yüzden, bu inancın temellerini sahih bir şekilde incelemek için Müslümanlar arasındaki sahih hadis kitaplarına başvurmamız gerekir.
Biz şuna inanıyoruz ki, hadisler üzerinde taassupsuz ve derin bir araştırma, Mehdilik inancının, İslamın temel inançlarından biri olduğunu ve her Müslümanın dinini ve imanını kemale ulaştırmak için buna inanmak zorunda olduğunu ortaya koyar.
Biz bu makalede, Resulullahın hadisleri ve pak Ehl-i Beytinin sözleri ışığında Mehdilik inancını açıklamaya çalışacağız.
İmamet Hakkında Bir Açıklama:
Sakaleyn Hadisine göre Peygamberin Ehl-i Beyti, ümmete delil ve hüccet olma açısından Kuran ile eş değerdedir. Bu hadise göre Kuran ve Ehl-i Beyt, Peygamberin geride bıraktığı, kıyamete kadar ümmete yol gösterecek ve asla birbirinden ayrılmayacak iki değerli emanet ve hüccetir. İlerideki bölümlerde Şia kaynaklarından nakledeceğimiz hadislere göre yeryüzü asla hüccetsiz kalmaz, eğer iki kişi kalsa, birisi mutlaka hüccet olur.
Kaldı ki, Sakaleyn hadisi iki fırka (Şia ve Sünni) arasında da mütevatirdir ve her ikisi de bu hadisi rivayet etmişlerdir. Bazı muhaddislere göre Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih in bu hadisi dört yerde buyurduğu açıkça nakledilmiştir.
Arefe günü devesinin üzerinde, Hiyf mescidinde, Veda haccında Gadir Hum hutbesinde, vefat günü minberde okuduğu hutbelerinde:
Biz önce bu hadisi nakledecek sonra Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih ten bu hadisi nakleden sahabeleri ve hadisin geçtiği Ehl-i Sünnet kitaplarını zikredeceğiz:
Sahih-i Tirmizi, c. 13, s. 200
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allahın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve öz yakınlarımdan olan Ehl-i Beytim. O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin.
Bu hadis birçok Ehl-i Sünnet kaynağında Huzeyfeden nakledilmiştir. Örneğin: Tarih-i Bağdat, c. 8, s. 442. Birçok Ehl-i Sünnet kaynağında da Zeyd b. Sabitten nakledilmiştir. Örneğin: İhya-ul Meyt, s. 116; Sünen-i Daremi, c. 2 s. 431; Sahih-i Müslim, c. 7, s. 122 ve 123; İtikad-ı Beyhaki, s. 164; Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 148 ve 109; Menakıb-ı Ahmed b. Hanbel; Mucem-i Kebir-i Taberanî s. 137 (el yazması); Sünen-i Beyhaki, c. 10, s. 113 ve 148 (el yazması); Menakıb-ı İbn-i Meğazili ve el-Cemu Beyn-es Sahiheyn (el yazması).
Ehl-i Sünnet Kitaplarında İmam ve Halifelerin 12 Kişi olduğuna dair Hz. Peygamberin Hadisleri:
Biz bu konuyla ilgili hadisleri Ehl-i Sünnetin en muteber kitaplarından zikredeceğiz.
1- Buhari, Tarih-ul Kebir c. l, s. 446; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 92; Ebu Avâne Müsned, c. 4, s. 396; Ebu Nuaym Hilyet-ul Evliya c. 4, s. 323; İbn-i Kesir, el-Bidayet-u ven Nihaye c. 6, s. 248; Taberânî, Mucem-ul Kebir s. 94 ve Menâvî, Kunuz-ul Hakayık s. 208de şöyle naklediyor:
Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih buyurdu ki: Benden sonra on iki halife gelecektir.
2- Ahmed b. Hanbel, Müsned c. 5, s. 87 ve 88:
Resulullah vedâ haccında şöyle buyurdu: On iki halife oldukça bu din, düşmanlarına karşı hep muzaffer olacak ve hiçbir muhalif ve münafık ona zarar veremeyecektir.
3- Taberâni Mucem-i Kebîr s. 94:
Câbir b. Semure şöyle dedi: Babamla birlikte Peygamberin yanında idim. Buyurdu ki: Bu ümmetin on iki hakimi olacak ki başkalarının onları yalnız bırakması, onlara zarar vermeyecektir. Sonra Resu-lullah yavaşça bir şeyler söyledi ama ben duymadım. Babama:Resulullah ne söyledi? diye sordum. Dedi ki: Şöyle buyurdu: Hepsi Kureyştendir.
4- Hasekânî Şevahid-ut Tenzil (Beyrut bas.) c. 1, s. 455: Atadan; İbn-i Abbas, Mümin olan birisi ile.... [1] ayeti hakkında dedi ki: Bu ayet Ali aleyhis-selâm hakkında nazil olmuştur. Yani Ali Allahın birliğini tasdik etmiştir. fasık olan bir olur mu? [2] ayeti Velid b. Ukbe b. Ebu Muit hakkında nazil olmuştur. Ayrıca Onlardan öyle İmamlar karar kıldık ki bizim emrimizle hidayet ederler. [3] ayeti hakkında da şöyle dedi: Yüce Allah, Musâ ile Hârunun vefatından sonra Harunun evlatlarından yedi kişiyi Beni İsrâil için İmam karar kıldı. Aynı şekilde Alinin evlatlarından yedi tanesini İmam karar kıldı. Sonra Harunun yedi evladından başka beş tanesini daha seçerek, onları tam on iki nakip olarak karar kıldı.
Peygamberimiz İmamların Adını Açıkça Buyuruyor:
1- Feraid-us Simtayn, c. 2, s. 313:
Abdullah b. Abbastan; Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: Ben peygamberlerin efendisiyim, Ali b. Ebu Talib de vasilerin efendisidir. Benden sonra on iki vasilerim vardır. İlki Ali b. Ebu Talib, sonuncusu ise Mehdidir.
2- Feraid-us Simtayn, c. 2, s. 312:
Senetle Abdullah b. Abbastan; Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: Doğrusu halifelerim, vasilerim ve Allahın benden sonraki halka hüccetleri on iki tanedir. İlki kardeşim, sonuncusu ise evladımdır. Dediler ki: Ey Resulullah, kardeşin kimdir? Buyurdu ki: Ali b. Ebu Talibdir. Dediler ki: Evladın kimdir? Buyurdu ki: Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdidir. Beni hak üzerine müjdeleyici olarak gönderene andolsun ki, eğer yeryüzünün ömründen sadece bir gün kalsa dahi Allah, o günü o kadar uzatacak ki sonunda oğlum Mehdi zuhur edecektir. Allahın ruhu İsa b. Meryem gökten inecek ve onun arkasında namaz kılacak. Yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanacak saltanatı doğuya ve batıya ulaşacak.
3- Yenabi-ul Mevedde, c. 3, s. 160:
Resulullahın çobanı Ebu Süleymandan:
Resulullahtan duydum ki şöyle buyuruyordu: Miraç gecesi göğe yükseldiğimde, yüce Rabbim bana şöyle buyurdu: Peygamber, Rabbinden kendisine nazil olanlara iman etti. Dedim ki: Müminler de. Buyurdu ki: Doğru söyledin. Ey Muhammed! Ben yeryüzü ehline şöyle bir baktım ve içlerinde seni seçtim. Sonra kendi isimlerimden birinden senin için bir isim seçtim. Benim zikrolunduğum her yerde sen de benimle zikrolundun. Ben Mahmudum, sen de Muhammedsin. Sonra bir daha baktım ve onların içinden Aliyi seçtim. Onu kendi adımla adlandırdım. Ey Muhammed! Seni, Aliyi, Fatımayı, Hasanı ve Hüseyini ve Hüseyinin evlatlarından olan İmamları kendi nurumdan yarattım, sizlerin velayetinizi göklerin ve yerin ehline sundum. Kim onu kabullenirse benim yanımda mümindir ve her kim de karşı çıkarsa benim yanımda kafirdir.
Ey Muhammed! Eğer kullarımdan bir kul nefesi kesilinceye ve derisi kemiğe yapışıncaya kadar bana ibadet etse dahi, eğer sizin velayetinize karşı çıkarsa onu affetmem. Ey Muhammed! Onları görmek ister misin? Dedim ki: Evet ey Rabbim! Bana buyurdu ki: Arşın sağ tarafına bak Bakınca Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Ali, Cafer b. Muhammed, Musa b. Cafer, Ali b. Musa, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali ve Muhammed Mehdi b. Hasanı gördüm. O, onların içinde inci gibi parlayan yıldız gibiydi. Buyurdu ki: Ey Muhammed! Onlar benim kullarıma olan hüccetlerimdir. Onlar senin vasilerindir. Onlardan Mehdi, senin evlatlarından öldürülenlerin kanının intikamını alacak. İzzetime ve celalime andolsun ki o, düşmanlarımdan intikam alacak ve dostlarımı sevindirecektir.
4- Harezmi Maktel-ül Hüseyin, s. 94:
İshak b. Haris ve Said b. Beşir naklederler ki; Ali b. Ebu Talib aleyhis-selâm şöyle dedi: Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih buyurdu ki: Ben havuzun başında size ulaşacağım ve Ali, sen su dağıtacaksın, Hasan havuzu koruyacak, Hüseyin emredecek, Ali b. Hüseyin doldurulması için kaseleri sunacak, Muhammed b. Ali dağıtacak, Cafer b. Muhammed (halkı cennete) sevk edecek, Musa b. Cafer bizi sevenleri ve bize buğz edenleri sayacak, münafıkları zelil kılacak, Ali b. Musa müminleri zinetlendirecek, Muhammed b. Ali cennet ehlini derecelerine ulaştıracak, Ali b. Muhammed Şiileri için görücü gidecek ve onları hurilerle evlendirecek, Hasan b. Ali cennet ehline meşale olacak, Mehdi ise kıyamette onlara şefaat edecek. Allah sadece istediğine ve razı olduğuna izin verecektir.
Bu hadis aynen Feraid-us Simtayn, c. 2, s. 321de de geçer.
5- Yenabi-ul Mevvedde, s. 445.
Ali aleyhis-selâm dan:
Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: Her kim kurtuluş gemisine binmek, sağlam kulpa sarılmak ve Allahın sağlam ipinden tutmak isterse, Aliyi sevmeli, onun düşmanına düşman olmalı ve onun evlatlarından olan hidayet İmamlarını imam edinmelidir.
Şüphesiz onlar benim halifelerim, vasilerim ve benden sonra Allahın halka hüccetleridirler. Onlar, ümmetimin efendileri ve takvalı olanları sevk edenlerdir. Onların hizbi benim hizbim, benim hizbim ise Allahın hizbidir. Onların düşmanlarının hizbi ise şeytanın hizbidir.
Ve 446. sayfasında diyor ki:
Bazı muhakkikler şöyle derler: Peygamberden sonraki halifelerin on iki tane olduğuna delalet eden hadisler, birçok yoldan meşhur olmuştur. Zamanın geçmesiyle malum olan şudur ki, Peygamberin hadisteki maksadı, itretinden ve Ehl-i Beytinden olan on iki imamdır. Bu hadisin, Peygamberden sonraki ashabından olan halifelere yorumlanması mümkün değildir. Çünkü onların sayısı on ikiden azdır. Hadisin Emevi sultanlarına yorumlanması da mümkün değildir; çünkü onların sayısı on ikiden çok fazladır. Ayrıca Ömer b. Abdulaziz dışındakiler aşırı derecede zalimdirler. Aynı şekilde onlar, Haşim oğullarından da değildirler. Çünkü Abdulmelikin Cabirden naklettiği rivayette peygamberimiz buyurmuştur: Hepsi Haşim oğullarındandır. Resulullahın bu sözü söylerken sesini kısması da bu rivayetin sıhhatinin emaresidir. Çünkü onlar Haşim oğullarının hilafetini istemiyorlardı. Ayrıca bu rivayeti Abbas oğullarının meliklerine de yorumlanması mümkün olamaz; çünkü onların hem sayıları fazladır, hem de şu ayete az riayet etmişlerdir: De ki: Sizden yakınlarımı sevmeniz dışında hiç bir ecir istemiyorum. Ve ayrıca Kisa hadisi de buna engeldir. Buna göre bu hadis sadece Peygamberin itreti ve Ehl-i Beytine yorumlanabilir. Çünkü on iki İmam kendi zamanlarının en alimi, en yüceleri, en takvalıları, nesep bakımından en yüceleri, hasep olarak en üstünleri ve Allah katındaki en kerametlileridirler. Onların ilimleri hem verasetle, hem de vehbi olarak dedeleri Resulullaha dayanır. İlim, tahkik, irfan ehli olanlar onları böyle tanırlar. Peygamberin hadisinin anlamının on iki İmam olduğunu hem bu kitapta, hem de diğerlerinde geçen Sakaleyn hadisi ve diğer birçok hadis desteklemektedir.
Peygamberimizin Cabir b. Semureden nakledilen Ümmetin hepsi onları kabullenecek rivayetindeki maksadı ise şudur ki, kıyam edecek olan Mehdi zuhur ettiğinde bütün ümmet, onların İmametini ikrar edecektir.
Yeryüzü Asla Hüccetsiz Kalmaz:
İnsan, Allaha itaat veya isyan etme konusunda özgür olarak yaratılmıştır. Eğer Allaha itaati seçerse, varlıkların en eşrefi ve en efdali olur. Fakat diğer varlıklar, genelde böyle değildirler. Onlar, yaratılışları gereği Allaha itaat eder ve Onu tesbih ederler. Yüce Allah buyuruyor ki: Ve hiç bir şey yoktur ki, Allaha hamd ederek Onu tesbih etmesin.
Bu özelliğinden dolayıdır ki, insan diğer varlıkların yüklenemediği ağır bir vazifeyi yüklenebilmiştir. Biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk, ama onlar yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular; İnsan onu yüklendi. Şüphesiz insan çok zalim ve çok cahildir.
Ancak insanlar, irade sahibi özgür varlıklar oldukları için her zaman Allaha itaat yolunu seçmemektedirler ve dolayısıyla herkes bu emaneti taşıyamamaktadır. Bu sebeple, bu emanetin yerde kalmaması için insan yeryüzünde bulunduğu sürece onu taşıyabilecek, Allaha karşı isyan etme zulmü ve cehaletine düşmemiş kamil bir insanın var olması ve insanlara yaratılış gayeleri olan yalnızca Allaha ibadet etmeleri noktasında kılavuzluk etmesi gereklidir. İşte okuyacağınız yeryüzünün asla hüccetsiz kalmayacağına dair bize ulaşan hadislerdeki sır da budur.
1- el-Kafi, c. 1, s. 138
Kerramdan:
İmam Cafer Sadık aleyhis-selâm şöyle buyurdu: Eğer yeryüzünde sadece iki kişi bile kalmış olsaydı, birisi mutlaka İmam olurdu. Yine buyurdu ki: Kimse, Allah Teala kendisini hüccetsiz bıraktı diye itiraz edemesin diye en son ölecek olan İmamdır.
2- el-Kafi, c. 1 s. 137
Ebu Heraseden:
Muhammed Bâkır aleyhis-selâm şöyle buyurdu: Eğer İmam yeryüzünden bir saat çekilse, tıpkı denizin ehlini boğduğu gibi yeryüzü kendi ehlini yutar.
Aynı hadisi Şeyh Saduk Kemal ud Din c. 1, s. 203de başka bir tarikle Ebu Heraseden nakleder. Yalnız burada saat kelimesi geçmez.
3- el-Kafi, c. 1, s. 137:
Ebu Hamzadan:
İmam Muhammed Bâkır şöyle buyurdu: Allaha ant olsun ki, Adem aleyhis-selâm olduğu günden beri Allah, yeryüzünü Allaha hidayet eden bir İmamsız ve kullarını da hüccetsiz bırakmamıştır. Allahın, kullarına hücceti olan İmam olmazsa, yeryüzü baki kalmaz.
4- Kemal-ud Din, c. 1 s. 202
Ebu Mahmud; İmam Rızaın şöyle buyurduğunu nakleder: Biz Allahın mahlukat arasındaki hüccetleri, kulların halifeleri ve sırrının eminleriyiz. Takva kelimesi ve sağlam kulp biziz. Bizler Allahın şahitleri ve insanlar arasındaki bayraklarıyız. Allah, gökleri ve yeri zail olmaktan korumak için, bizi vesile kılmıştır. Bizim vesilemizle yağmur yağdırır ve rahmet dağıtır. Yeryüzü açık veya gizli bir imamdan mahrum kalmaz. Eğer yeryüzünde bir gün dahi hüccet olmazsa, kendi ehlini tıpkı denizin yok etmesi gibi yok eder.
5- İsbat-ul Hüdat, c. 1, s. 137:
Keşf-ul Gumme fi Marifet-il Eimme kitabında Ali b. İsa b. Ebu-l Feth-i Erbili, Sünni alimlerinden olan Hafız Abdulaziz b. Ahzar Cenabezinin Maalim-ul İtre kitabından naklen İmam Rıza aleyhis-selâm dan, o da babalarından, Emir-ül Müminin aleyhis-selâm ın şöyle buyurduğunu kaydeder: Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih yüce Allahın O gün bütün insanları İmamlarıyla çağıracağız sözü hakkında şöyle buyurdu: Her kavim kendi zamanının İmamı, Rabbinin kitabı ve Peygamberinin sünneti ile çağırılacaktır.
Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili Hadislerin Ehl-i Sünnet Nezdinde Mütevatir Oluşu:
Mehdi aleyhis-selâm ile ilgili hadislerin sayısı o kadar fazladır ki iki İslami fırkanın naklettiği hadisler içerisinde çok az konu bu hadde ulaşmıştır. Şiilerde Peygamber sallallâhu aleyhi ve alih ve Ehl-i Beyt imamlarının hepsinden Mehdi aleyhis-selâm hakkında hadisler varit olmuştur.
Ehl-i Sünnetin de Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih ten bu konuda naklettikleri hadisler mütevatir olup, onların ileri gelenlerinin büyük bir bölümü de buna tanıklık etmişlerdir.
Hafız Eskalani et-Tehzib c. 9, s. 144de (Haydar Abad bas.) der ki: Mehdi ve onun Ehl-i Beytten olduğu yedi yıl hükümet edeceği, yeryüzünü adaletle dolduracağı, Hz. İsanın onunla birlikte zuhur edeceği, Deccalı öldüreceği, ümmete imamet edeceği ve İsanın onun arkasında namaz kılacağına dair Mustafa sallallâhu aleyhi ve alih ten naklolunan hadisler, ravilerinin sayısının çokluğundan mütevatir ve müste-fizdir...
Bunu Suyuti de el-Havi li-l Fetava kitabında aynen nakleder.
İbn-i Hacer-i Heysemi, Es Savaik, s. 165 (Mısır bas.) der ki: Ebu Hüseyn-i Acuri şöyle der: Mehdinin zuhuru, Ehl-i Beytten olduğu, yeryüzünü adaletle dolduracağı, İsa aleyhis-selâm la birlikte zuhur edeceği ve Filistin topraklarında ki Bab-ı Led de Deccalı öldürmek için ona yardım edeceği, ümmete imamet edeceği ve İsa aleyhis-selâm ın da onun arkasında namaz kılacağına dair Mustafa sallallâhu aleyhi ve alih ten naklolunan hadisler, ravilerinin sayısının çokluğundan mütevatir ve müste-fizdir.
Şeblenci Nur-ul Ebsar, s. 171de (Mısır Şabiyye bas.) der ki: Mehdinin Ehl-i Beytten olduğu ve yeryüzünü adaletle dolduracağına dair Peygamber sallallâhu aleyhi ve alih ten naklolunan rivayetler mütevatirdir ve Deccalı öldürmek için İsaya yardım edeceğini bildiren hadisler de mütevatirdir.
Mısırlı Şeyh Muhammed-i Hanefi İthaf-u Ehl-il İslam (el yazma) adlı kitabında der ki: Mehdinin zuhur edeceğine dair, Peygamber sallallâhu aleyhi ve alih ten naklolunan hadisler mütevatirdir...
Araştırmacı Muhammed b. Resul Berzenci el-İşaatu li Eşrat-is Sae (s. 87, Mısır bas.) adlı kitabında der ki: Muhammed b. Hasan Esfevi Menakıb-ı Şafii adlı kitabında şöyle der: Mehdi ve onun Peygamberin Ehl-i Beytinden olduğuna dair Resulullahtan naklolunan rivayetler mütevatirdir.
Şeyh Muhammed Sabban İsaf-ur Rağıbin s.140da (Mısır bas.) der ki: Mehdinin zuhuru, Ehl-i Beytten olduğu, yeryüzünü adaletle dolduracağı ve Filistindeki Bab-ı Ledde Deccalı öldürmek için İsaya yardım edeceği, ümmete imam olup İsanın onun arkasında namaz kılacağına dair Peygamber sallallâhu aleyhi ve alih ten ulaşan hadisler mütevatirdir.
Süveydi Sebaik-uz Zeheb s.78de (Mısır bas.) der ki: Alimlerin üzerinde ittifak ettikleri şey şudur ki, Mehdi ahir zamanda kıyam edecektir ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır.
Ehl-i Sünnetin hafız ve ravileri yüzlerce hadis, tefsir, kelam, irfan, terceme, lügat ve tarih kitaplarında Mehdi hadisini tahric etmişlerdir. Bunlardan bazıları şunlardır:
1- Buhari, Sahihinde.
2-Müslim b. Haccac, Sahihde.
3-Buhari, Tarih-i Kebirde.
4-Ebu Davud, Sünende.
5-İbn-i Mace, Sünende.
6-Hakim, Müstedrekte.
7-Ahmed b. Hanbel, Müsned ve el-Cemu Beynes Sihahda.
8-Tirmizi, Sahihinde.
9-İbn-i Kesir, el-Bidayetu ven Nihayede.
10-Ayrıca, Nihayet-ul Bidayede.
11-Zehebi, Mizan-ul İtidalda.
12-Ayrıca, Tezkiret-ul Huffazda.
13-Ayrıca, Lisan-ul Mizanda.
14-Ayrıca, Tarih-ul İslamda.
15-Ayrıca, Telhis-ul Müstedrekde.
16-Muttaki, Kenz-ul Ummalda.
17-Ayrıca, Muntahab-ı Kenz-ul Ummalda.
18-Ebu Nuaym, Hilyet-ul Evliyada.
19-Muhibbuddin Hatip, Zahair-ul Ukbada.
20-Ayrıca, Riyaz-un Nazırada.
21-Yusuf b. Yahya Mukaddesi, Akd-üd Dürerde.
22-Beyhaki, el-İtikadda.
23-Ayrıca, el-Basu ven Nüşurda.
24-Hamidi, el-Cemu Beynes Sahiheynde.
25-Heysemi, Mecme-uz Zevaidde.
26-Taberi, Mucem-us Sağirde.
27-Hatib, Tarih-i Bağdadta.
28-İbn-i Esir, En Nihayede.
29-Eskalani, el-İsabede.
30-Ayrıca, Tehzib-ut Tehzibte.
31-İbn-i Asakir, Tarih-i Dimeşkde.
32-İbn-i Esir, Usd-ul Gabede.
33-Diyarbekri, Tarih-ul Hamisde.
34-İbn-ül Cevzi, Tezkirede.
35-İbn-i Hallikan, Vefeyat-ul Ayanda.
36-İbn-i Hacer, Savaik-ul Muhrikada.
37-İbn-i Teymiyye, Minhac-us Sünnede.
38-Suyuti, Cami-us Sağirde.
39-Semhudi, Cevher-ul Akdeynde.
40-Zeyni Dahlan, Siret-un Nebeviyyede.
Hz. Resulullah (s.a.a)ın Hz. Mehdinin Gaybeti Hakkındaki Hadisleri:
1- Kemal-ud Din, c. 2, s. 413:
Gıyas b. İbrahimden:
İmam Cafer-i Sadık aleyhis-selâm babalarından, Hz. Resulullah salla llâhu aleyhi ve alih in şöyle buyurduğunu nakleder: Benim evlatlarımdan olan Kaimi, gaybeti zamanında inkâr eden, cahiliye ölümü üzerine ölür.
2- Kemal-ud Din, c. 1, s. 287 ve ondan naklen Bihar-ul Envar, c. 51, s. 72:
Ebu Basirden:
İmam Cafer-i Sadık aleyhis-selâm babalarından nakleder ki, Resulul-lah sallallâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: Mehdi benim evlatlarımdandır, onun ismi benim ismim, künyesi ise benim künyemdir; halk içerisinde yaratılışta bana en çok benzeyendir. Onun gaybeti olacak; halk o dönemde şaşkınlık içinde kalacak, birçokları dinlerinden sapacaktır. İşte o zamanda Mehdi, parlak bir yıldız gibi gelecek, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adaletle dolduracaktır.
Hz. Peygamber, Mehdiyi Adıyla ve Babalarının Adıyla Tanıtmaktadır:
1- Kifayet-ul Eser s. 53
Cabir b. Abdullah Ensariden:
Yüce Allah Peygamberine Ey iman edenler! Allaha, Resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin ayetini nazil ettiğinde; Ey Allahın Resulü! Allahı ve Resulünü tanıdık. Peki sana itaat ettiğimiz gibi kendilerine itaat etmemiz gereken emir sahipleri kimlerdir? diye sordum. Buyurdu ki: Onlar benim halifelerim ve benden sonra Müslümanların İmamlarıdırlar. Birincisi Ali b. Ebu Talibdir. Sonra Hasan, sonra Hüseyin, sonra Ali b. Hüseyin, sonra Muhammed b. Ali, -o Tevratta Bâkır olarak tanınır, sen onu göreceksin ey Cabir, onunla görüştüğünde benim selamımı ona ilet- sonra Sadık Cafer b. Muhammed, sonra Musa b. Cafer, sonra Ali b. Musa, sonra Muhammed b. Ali, sonra Ali b. Muhammed, sonra Hasan b. Ali, sonra adı ve künyesi benim adım ve künyemle aynı olan Allahın yeryüzündeki hücceti ve kulları arasındaki rahmeti olan Hasan b. Alinin oğludur. Zikri yüce olan Allah, onun eliyle doğuyu ve batıyı fethedecektir. O Şiileri ve sevenlerinden uzun bir süre gizli kalacak. O dönemde sadece Allahın kalbini imanla imtihan ettiği insanlar onun İmamet inancında sabit kalacaktır.
Cabir diyor ki: Ya Resulullah! O dönemde Şiileri ondan yararlanabilecekler mi? diye sordum. Buyurdu ki: Beni peygamber olarak gönderene andolsun ki, onlar onun gaybet döneminde, onun nuruyla aydınlanacak ve velayetinden yararlanacaklar, tıpkı halkın bulut kapatsa dahi güneşten yararlandığı gibi...Ey Cabir! Bu, Allahın gizli sırlarından ve Allahın saklı ilim hazinelerindendir. Bunu ehli olanlar dışındakilerden sakla...
2- İsbat-ul Hüdat, c. 7, s. 137:
Fazl b. Şazan İsbat-ur Recat adlı kitabında;
Ebu Hamza Sumaliden:
İmam Cafer-i Sadık aleyhis-selâm ın şöyle buyurduğunu nakleder: Hz. Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih Hz. Ali aleyhis-selâm a buyurdu ki: Bil ki, benim oğlum sana ve senin Şiilerine dünyada zulmedenlerden intikam alacak. Allah da ahirette onları azaplandıracaktır. Selman dedi ki: Kimdir o ey Allahın Resulü? Buyurdu ki: Oğlum Hüseyinin dokuzuncu evladı... O uzun bir gaybetten sonra zuhur edecek. Allahın emrini ortaya çıkaracak, Allahın dinini izhar edecek ve Allahın düşmanlarından intikam alacaktır. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır.
3- Kifayet-ul Eser, s. 34:
Ebu Said Hudriden:
Resulullah sallallâhu aleyhi ve alih den şöyle buyurduğunu duydum:
Benden sonra İmamlar on iki tanedir, dokuz tanesi Hüseyinin soyundandır ve Mehdi onlardandır.