İMAM BAKIR (A.S)’IN

SİRESİYLE İLGLİ KIRK HADİS

  

1- Sürekli Allah-ı Anması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam çok zikir ediyordu; onunla yol gittiğimde Allah’ı anıyordu; onunla yemek yediğimde Allah’ı anıyordu; halkla konuştuğunda, onlarla konuşması onu .Allah’ı zikretmekten alıkoymuyordu.”[1]

 

2- Kalp Gözüyle Allah’ı Görmesi

Göçebe bir Arap İmam Bakır (a.s)’a; “Allah’a ibadet ettiğinde O’nu görmüş müsün?” diye sordu. İmam (a.s); “Görmediğim birisine (Allah’a) ibadet etmem” buyurdular.

Göçebe; “O’nu nasıl gördün?” sorduğunda ise İmam (a.s); “Gözler O’nu bakmakla göremez; fakat kalpler iman hakikatiyle O’nu görür.” buyurdular.”[2]

 

3- Ahiret Hüznü

Cabir bin Abdullah diyor ki:

“İmam Bakır (a.s), bir gün evden dışarı çıktıklarında şöyle buyurdular:

“Ey Cabir! Allah’a and olsun ki, kalbim meşgul ve mahzun olduğu halde sabahladım.”

Cabir diyor ki, İmam (a.s)’a; “Canım sana feda olsun, hüznün nedir; kalbinin meşguliyeti nedir? Bunların hepsi dünya için midir?” diye dediğimde buyurdular ki:

“Hayır, ya Cabir! Ahiret gamı ve hüznü içindir.”[3]

 

4- Namaz ve Dua İçin Özel Elbise Giymesi  

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babamın sert (yumuşak olmayan) iki elbisesi vardı; namazını o elbiselerle kılardı; Allah’tan bir hacet dilemek istediğinde, o elbiseleri giyerek Allah’dan hacetini dilerdi.”[4]

 

5- Allah’tan Hacet Talep Etmesi

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam Allah’tan bir şey talep etmek istediğinde, onu öğle vakti talep ederdi. O şeyi talep etmeyi irade ettiğinde, önceden bir şeyi sadaka veriyor, bir miktar güzel koku sürüyor ve camiye giderek o haceti için dua ediyordu.”[5]

 

6- Ka’be’yi Tavaf Etmesi 

İbn-i Meryem diyor ki:

“İmam Bakır (a.s)’la birlikte ka’be’nin etrafını tavaf ediyorduk. İmam (a.s) tavaf ederken Rükn-ü Yemani’ye (Hacer’ul- Esved’e) yetiştiğinde elini ona sürerek şöyle derdi:

“Allah’ım, bana teveccüh et de tövbe edeyim; beni koru da bir daha (razı olmadığın şeye) dönmeyeyim.”[6]

 

7- Camiye Erken Gitmesi

Cabir diyor ki:

“İmam Bakır (a.s), cuma günleri erken saatlerde, (yani) güneş bir ok miktarınca yükseldiğinde camiye gidiyordu. Ramazan ayı olduğunda ise bundan daha erken camiye gidiyordu.”[7]

 

8- Cuma Guslü

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-), cuma günü öğle vakti cuma guslü ediyordu.”[8]

 

9- Gece İbadetleri

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam – Allah’ın rızvanı ona olsun – ibadet için gece kalktığında, kıyamı (ayakta durmayı) uzatıyordu; rükua veya secdeye gittiğinde onları uzatıyordu; öyle ki uykuya dalmış olduğunu sanıyorlardı; ansızın onun “Lâ ilahe illellahu hakkan kakka...” dediğini duyuyorduk.”[9]

 

10- Gece Namazında Tevhid Suresini Okuması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-), İhlas suresi (sevap açısından), Kur’ân’ın üçte biriyle eşittir.” buyuruyordu...

Benim yerimle babamın yeri arasında bir kapı vardı; gece namazı kıldığında, son üç rekatta (şef’ve vetr namazlarında) İhlas suresini okuyordu.”[10]

 

11- Kur’ân Okuması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Ebu Cafer (İmam Bakır) (a.s), Kur’ân’ı çok güzel bir sesle tilavet ederdi. Geceleyin kalkıp Kur’ân okuduğunda, su taşıyan ve diğer kimseler oradan geçerken durup onun kıraatini dinlerlerdi.”[11]

 

12- Allah’ı Görürcesine İbadet Etmeleri

Ravi diyor ki:

“İmam Bakır ve İmam Sadık (a.s) namaza durduklarında renkleri değişiyordu; bazen kırmızı, bazen sarı oluyorlardı; sanki apaçık gördükleri biriyle münacat ediyorlardı.”[12]

 

13- Toplu Şekilde Dua Etmesi

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam İmam Bakır (a.s), kendisini mahzun eden bir sorunla karşılaştığında, kadın ve çocukları toplayarak dua ediyor, onlar da amin diyorlardı.”[13]

 

14- Sıkıntı ve Belaya Uğrayanları Gördüğünde Allah’a Sığınması

Ravi diyor ki:

“İmam Muhammed Bakır (a.s), sıkıntı ve belaya uğrayan birini gördüğünde, sessiz bir şekilde “euzu billah” diyerek Allah’a sığınıyordu.”[14]

 

15- Şaban ve Ramazan Aylarını Oruç Tutması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki

“Babam, Şaban ayının orucu ile Ramazan ayının oruçlarının arasını bir günle ayırıyordu (yani bir gün hariç o ayların hepsini oruç tutuyordu).”[15]

 

16- Ramazan Ayında Kur’ân Okuması

Rivayete göre, İmam Bakır (a.s), Kur’ân’ı Ramazan ayında on defa, yani her üç günde bir defa hatmediyordu.”[16]

 

17- Sürekli Okuduğu Dua

İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (r.z) duasında şöyle diyordu:

“Rebbî eslih lî nefsî fe-inneha ehemm’ul- enfusi ileyye, Rabbî, eslih lî zürriyyetî fe-innehum yedî ve ezudî, Rebbî ve eslih lî ehl-i beytî fe-innehum lehmî ve demî, Rabbî, eslih lî cemaate ihvetî ve ehevatî ve muhibbî fe-inne salahehum salahî.”

“Rabbim! Nefsimi ıslah et; çünkü nefsim bana, bütün nefislerden daha önemlidir. Rabbim! Zürriyetimi (soyumu) ıslah et; zira onlar benim elim ve pazımdırlar. Rabbim! Âilemi ıslah et; çünkü onlar benim etim ve kanımdırlar. Rabbim! Kardeş, bacı ve dostlarımı ıslah et; zira onların salahı (iyiliği) benim salahımdır.”[17]

 

18- Gece Münacatları

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam gece yarılarında Allah’a yalvarıp yakarışında şöyle diyordu:

“Ey Rabbim, emrettin bana, ama ben emre uymadım; nehyettin beni, ama ben sakınmadım. O halde ben huzurunda duran kulunum ve özür belirtmiyorum!”[18]

 

19- Yolculuğa Gitmek İstediğinde Ettiği Dua

Ravi diyor ki:

“Ebu Cafer (İmam Bakır –a.s-) yolculuğa gitmek istediğinde, âilesini bir odaya toplayarak şöyle diyordu:

“Allah’ım, bu sabah vakti kendimi, malımı, âilemi, hazır ve gâip olan evlatlarımı sana emanet ediyorum. Allah’ım, bizi koru ve bizi gözet. Allah’ım, bizi kendi civarında (sığınağında) karar kıl. Allah’ım, nimetini bizden alma; bize bağışlamış olduğun afiyet ve fazlını (ihsanını) değiştirme.”[19]

 

20- Evinden Çıkarken Okuduğu Dua

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki: “Ebu Cafer (İmam Bakır -a.s-) evinden çıktığında şu duayı okuyordu:

“Bismillahi harectu, bismillahi velectu ve alallahi tevekkeltu vela havle vela kuvvete illa billah’il - aliyy’il- azim.”

(Allah’ın adıyla çıkıyorum, Allah’ın adıyla giriyorum, Allah’a tevekkül ediyorum. Bütün güç ve kudret, yüce ve âzim olan Allah’tandır ancak.)[20]

 

21- Secdelerindeki Duası

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam – raziyellahu anhu – secdelerinde şöyle diyordu:

“Allah’umme inne zann’en- nasi bî hasenun, feğfir lî ma la ye’lemun vela tuahiznî bima yekulune ve ente allam’ul- ğuyub.”

(Allah’ım, halkın bana karşı zanları güzeldir (bana hüsn-ü zanları vardır), öyleyse onların bilmedikleri şeyleri bana bağışla ve onların dedikleriyle beni muaheze etme (sorgulama) ve sen gayıpları bilensin.)[21]

 

22- Aksırma Anındaki Duası

Sa’d bin Halef şöyle diyor:

“İmam Bakır (a.s) aksırdığında, “Yerhamukellah” (Allah sana merhamet etsin) dediklerinde şöyle buyuruyordu: “Yeğfirullahu lekum ve yerhamekum” (Allah seni bağışlasın ve sana merhamet etsin)

Bir adam da onun yanında aksırdığında şöyle buyuruyordu: “Yerhamukellah” (Allah sana merhamet etsin.)[22]    

 

23- Güldüğünde Ettiği Dua

İmam Bakır (a.s)’ın kölesi Eflah şöyle diyor:

“İmam Bakır (a.s) güldüğünde şöyle diyordu: “Allah’umme lâ temkutnî.” (Allah’ım, bana gazap etme.)[23]

 

24- İlmi Yararak Açıklaması

Cabir bin Abdullah-i Ensari şöyle diyor:

Resulullah (s.a.a) bana buyurdular ki:

“Sen o kadar yaşayacaksan ki, Hüseyin neslinden olup ilmi yaracak olan [24] Muhammed isimli evladımı göreceksin; onunla mülakat ettiğinde selamımı ona ilet.”[25]

 

25- Yol Arkadaşıyla Musafahası

Ebu Ubeyde el-Hazza diyor ki:

“İmam Bakır (a.s)’la bir mahmile binmiştik; İmam (a.s) bir ihtiyaç için aşağı indiğinde tekrar binerken benimle musafaha ediyordu (tokalaşıyordu). Onun bu tavrına karşı dedim ki: “Güya bu el vermede bir şey (fazilet ve yarar) görüyorsun?”

Buyurdular ki: “Evet, mümin bir müminle musafaha ettiğinde, ayrıldıklarında günahsız olarak ayrılırlar (Allah her ikisinin günahını affetmiş olur).”[26]

 

26- Bahşiş ve İyilik Etmekten Usanmaması

Süleyman bin Kurm şöyle diyor:

“İmam Bakır (a.s), kardeşlerine, ona yönelenlere, ona ümit edenlere ve ondan bir şey bekleyenlere bağışta bulunup iyilik etmekten usanmıyordu.”[27]

 

27- Kardeşlerine Karşı Davranışı 

  İmam Bakır (a.s)’ın cariyesi Selma şöyle diyor:

“İmam Bakır (a.s)’ın kardeşleri, İmam (a.s)’ın yanına geldiklerinde, İmam (a.s) onlara güzel yemek yedirmedikçe, onlara güzel elbise giydirmedikçe ve onlara gümüş dirhemler bağışlamadıkça İmam (a.s)’ın yanından ayrılmıyorlardı. Bu konuda İmam (a.s)’a, bu çeşit davranış ve bağışını azaltmasını söylediğimde buyurdular ki:

“Ey Selma! Dünyanın güzelliği, kardeş ve arkadaşlara iyilikte bulunmaktan başka bir şey değildir.”[28]

 

28- Bağışının Herkesten Çok Olması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam, akrabaları arasında mal açısından durumu daha düşüktü; ama masraf (ve bağışı) herkesten daha çoktu. İmam (a.s) her Cuma günü bir dinar altın sadaka veriyordu.”[29]

 

29- Cömertliği

Ravi diyor ki:

“İmam Bakır (a.s)’ın, ailesi çok ve durumunun orta halli olmasına rağmen özel ve umumi insanlar hakkındaki bağış ve cömertliği aşikar ve yaygındı; kerem ve sahaveti meşhudu; ihsan ve lütfü maruftu.”[30]

 

30- Doğruluğu, Güler Yüzlülüğü ve Bağışı

Ravi diyor ki:

“İmam Bakır (a.s), insanların en doğru konuşanı, onların en güler yüzlüsü, ruh ve bağış açısından ise onların en cömerdi idi.”[31]

 

31- Muhtaçlara İhtiramı

Ravi diyor ki:

“İmam Bakır (a.s)’ın evinden; “Ey dilenci, Allah sana bereket versin” veya “Ey dilenci bunu al” denilmesi duyulmamıştır. İmam Bakır (a.s) sürekli ev halkına; “Muhtaç ve fakirleri en güzel isimleriyle çağırın” diye buyuruyordu.”[32]

 

32- Sadaka Verme Tarzı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır a.s) bir şey sadaka verdiğinde, onu dilencinin eline bırakıyor, sonra onu geri alarak öpüyor ve koklayarak tekrar dilenciye veriyordu. Bunun felsefesi ise, sadaka dilencinin (fakirin) eline geçmeden Allah’ın eline geçmesidir (Allah, fakirin eline yetişmeksizin o sadakayı kabul ediyor).”[33]

 

33- Arefe Günü Hiçbir Muhtacı Geri Çevirmemesi

Ravi diyor ki:

“İmam Bakır (a.s), Arefe günü hiçbir dilenciyi (fakir ve muhtacı), eli boş geri çevirmiyordu.”[34]

 

 

34- Âilesini, Kur’an ve Zikirle Meşgul Olmaya Emretmesi

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-), bizi bir araya toplayıp güneş doğana kadar zikirle meşgul olmamızı emrediyordu; bizden Kur’an okuyabilenlere Kur’an okumayı, okuyamayanlara ise zikir etmelerini emrediyordu.”[35]

 

35- Hizmetçilere Yardımda Bulunması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Resulullah (s.a.a)’in mektubunda şöyle yazılmıştır: “Kölelerinizi zor olan bir işte çalıştırdığınızda, siz de onlarla beraber o işte çalışın.”

İmam (a.s) sonra buyurdular ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-), kölelere bir iş emrettiğinde onlara; “Kendi yerinizde durun” diye buyuruyordu. Daha sonra gelip o işe bakıyordu; o iş ağır bir iş olmuş olsaydı, “Bismillah” diyerek onlarla beraber çalışıyordu; o iş kolay bir iş olmuş olsaydı, (onların kendileri yapmaları için) o işten uzaklaşırdı.”[36]

 

36- Âilesine Karşı Affı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babamın, kendisini inciten bir hanımı vardı, ama babam sürekli onu affediyordu.”[37]

 

37- Yemeğe Saygı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki: “Babam (İmam Bakır -a.s-)’ın eline bir yemek yapıştığında, o yemeği ululamak (ve ona saygı) için elini mendil ile temizlemeği sevmezdi; onu yalardı.”[38]

 

38- Ailesine Karşı Sabrı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-)’dan şöyle buyurduğunu duydum:

“Ben, Ebu Cehil karpuzundan daha acı olan bu kölem ve âilemin işlerine karşı sabrediyorum. Kim sabrederse, sabrı vasıtasıyla, gündüzleri oruç tutup geceleri ibadet edenin ve kılıcıyla Resulullah’ın önünde savaşıp şehid olanın derecesine ulaşmış olur.”[39]

 

39- Âilesi İçin Süslenmesi

İmam Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

“Bir grup insan, İmam Bakır (a.s)’ın yanına müşerref olduklarında, O Hazretin, siyah boyayla sakalını (veya saçını) boyamış olduğunu görünce, bunun sebebini sordular. İmam (a.s) cevaben buyurdular ki:

“Ben, kadınları (hanımlarımı) seven bir erkeğim; kendimi onlar için güzel göstermeye çalışıyorum.”[40]

 

40- Âilesini Ziynet Eşyaları Alması

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“Babam (İmam Bakır -a.s-), çocuk ve hanımlarını altın ve gümüşle süslüyordu (yani onlara, altın ve gümüşten olan gerdanlık, bilezik ve yüzük gibi eşyalar alıyordu.).”[41]

 

 

 


 

 


 

 [1] - Vesail’uş- Şia, c.4, s.1181, h.2.

 [2] - İhkak’ul- Hak, c.12, s.168.

 [3] - Tuhaf’ul- Ukul, s.583.

 [4] - Vesail’uş- Şia, c.3, s.331, h.7.

 [5] - Vesail’uş- Şia, c.4, s.1116, h.1.

         [6] - Kafî, c. 4, s. 409, h. 14.

         [7] - Vesail’uş- Şia, c. 5, s. 42, h. 2.

         [8] - Kurb’ul- Esnad, s. 360, h. 1285.

         [9] - Bihar, c. 87, s. 227.

         [10] - Bihar, c. 87, s. 226, h. 39.

         [11] - Bihar, c. 85, s. 82, h. 23.

         [12] - Bihar, c. 84, s. 248; Deaim’ul- İslam, c. 1, s. 159.

         [13] - Kâfî, c. 2, s. 487, h. 3.

         [14] - Keşf’ul – Ğumme, c. 2, s. 363.

        [15] - Vesail’uş- Şia, c. 7, s. 367, h. 31.

        [16] - Vesail’uş- Şia, c. 7, s. 219, h. 3.

        [17] - Kurb’ul – Esnad, s. 8, h. 26.

        [18] - Bihar, c. 46, s. 290, h. 14.

        [19] - Vesail’uş- Şia, c. 8, s. 276, h. 2.

        [20] - Vesail’uş- Şia, c. 8, s. 280, h. 10.

[21]- Kurb’ul- Esnad, s.8, h.23.

[22] - Mişkat’ul- Envar, s.208.

[23] - Keşf’ul- Ğumme, c.2, s.329.

[24] - Bakır, ilmi yaran anlamına gelmektedir.

[25] - İhkak’ul- Hak, c.12, s.157.

[26] - Mişkat’ul- Envar, s.203.

[27] - Bihar’ul- Envar, c.46, s.288.

[28] - Bihar, c. 46, s. 290, h. 15.

[29]- Bihar, c.89, s.350, h.28.

[30]- El-İrşad, s.164.

[31]- Menakıb, c.4, s.208.

[32]- Keşf’ul- Ğumme, c.2, s.363.

[33]- Vesail’uş- Şia, c.6, s.303, h.5.

[34]- Men lâ Yahzuruh’ul- Fakih, c.2, s.212, h.2183.

[35]- Vesail’uş- Şia, c.4, s.1185, h.1.

[36]- Bihar, c.46, s.303, h.51.

        [37] - Men lâ Yahzuruh’ul- Fakih, c. 3, s. 441, h. 4528

        [38] - Vesail’uş- Şia, c. 16, s. 507, h. 6.

        [39] - Vesail’uş- Şia, c. 11, s. 209, h. 5.

         [40] - Kâfî, c. 6, s. 480, h. 3.

         [41] - Kâfî, c. 6, s. 475, h. 2.