HZ. FATIMA'NIN (A.S) NUTFESİ CENNET MEYVELERİNDEN OLUŞMUŞ VE KENDİSİ HAYIZ VE NİFASTAN UZAK, İNSAN ŞEKLİNDE BİR HURİDİR

 

1- Suyutî, "ed-Dürr-ül Mensur" adlı tefsirinde, "Subhan-ellezi esra bi-abdihi leylen min-el mescid-il haram…"  ayetinin tefsir bölümünün sonunda, Tabara-nî'den naklen Aişe'nin şöyle dediğini yazıyor: Resulullah (salla’llâhu aleyhi -ve alihi- ve sellem) şöyle buyurdu:

Miraca götürüldüğümde beni cennete dahil ettiler ve ben cennet ağaçlarından bir ağacın yanında durdum; öyle bir ağaçtı ki, cennette onun gibi güzel, yaprakları beyaz ve meyvesi hoş olan bir ağaç görmemiştim; onun meyvesinden alıp yedim; bu benim sulbümde nutfeye dönüştü; yeryüzüne döndüğümde Hatice'yle bir araya geldim ve o, Fatıma'ya hamile kaldı. O zamandan beri ne zaman cennet kokusunu arzuluyorsam Fatıma'yı kokluyorum. 

2- Müstedrek-üs Sahihayn'ın sahibi, kendi senediyle Sa'd ibn-i Malik'ten Resulullah'ın (salla’llahu aleyhi -ve alihi- ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

Miraca götürüldüğüm gece, Cebrail (a.s) bir cennet ayvasını bana getirdi; ben onu yedim ve Hatice, Fatıma'ya hamile oldu. Bu yüzden ben cennet kokusuna iştiyak duyduğumda Fatıma'nın boynunu kokluyorum. 

3- Zehair-ül Ukbâ kitabında İbn-i Abbas'tan şöyle nakledilmiştir:

Resulullah (salla’llâhu aleyhi -ve alihi- ve sellem) Fatıma'yı çok öperdi. Aişe, Peygamber'e “(Neden) Sen Fatıma'yı çok öpüyorsun?” dedi. Resulullah (cevabında) şöyle buyurdu: “Miraca götürüldüğüm gece, Cebrail beni cennete götürdü ve bütün meyvelerinden bana ikram etti. Bu meyveler benim sulbümde nutfeye dönüştü ve Hatice, Fatıma'ya hamile oldu. Ben o meyveleri arzu ettiğimde Fatıma'yı öpüyorum, onun kokusu bana cennette yediğim meyveleri hatırlatıyor.” 

4- Zehair-ül Ukbâ kitabında Siret-ül Molla'dan naklen Peygamber'in (salla’llâhu aleyhi -ve alihi- ve sellem) şöyle buyurduğu kaydedilmiştir:

Cebrail cennetten bir elma getirdi, ben onu yedim ve Hatice ile bir araya geldim. O, Fatıma'ya hamile oldu. Bir müddet sonra Hatice, “Benim hamlim çok hafiftir ve sen yanımdan ayrıldığında, karnımdaki bebek benimle konuşuyor…” dedi. 

5- Hatib-i Bağdadî, "Tarih-i Bağdad" adlı eserinde Aişe'den şöyle naklediyor:

Ben, Resulullah'a (s.a.a): “Neden Fatıma geldiğinde onu öpüyorsun..?” dedim. Resulullah: “Ey Aişe, ben miraca götürüldüğüm gece, Cebrâil beni cennete götürdü ve orada bana bir elma verdi; ben onu yedim; o, benim sulbümde nutfeye dönüştü. Yeryüzüne indiğimde Hatice'yle bir araya geldim. İşte Fatıma o nutfeden dünyaya geldi. O, insan şeklinde olan bir huri (cennet hanımı)dir. Cenneti arzu ettiğim vakit, onu öpüyorum.”

6- Yine Tarih-i Bağdad'da Hatib kendi senediyle İbn-i Abbas'tan Resulullah'ın (salla’llâhu aleyhi -ve alihi- ve sellem) şöyle buyurduğunu naklediyor:

Kızım Fatıma, Hz. Adem soyundan bir hurîdir; ne hayız olur ve ne de nifas. Onun, Fatıma (kesil-miş, ayrılmış) diye adlandırılması, Allah'ın onu ve dostlarını ateşten (cehennemden) kestiği, ayırdığı içindir. 

7- Zehair-ül Ukbâ kitabının sahibi, İmam Hasan'ın (a.s) doğumu hususunda, Hz. Fatıma'ya hizmet eden, Esma adlı kadından şöyle naklediyor:

Ben Resulullah'a (salla’llâhu aleyhi -ve alihi- ve sellem): (Bu doğumda) Fatıma'dan nifas ve hayız kanı geldiğini görmedim dedim. Resulullah (salla’llahu aleyhi -ve alihi- ve sellem) şöyle buyurdu: “Sen bilmiyor musun, benim kızım (Fatıma) tertemizdir. O (asla) hayız ve doğum kanı görmez.”
 

 KAYNAKLARI

1- ed-Dürr-ül Mensur, İsrâ suresinin tefsiri, âyet 1.

2- Müstedrek-üs Sahihayn, c.3, s.156.

3- Zehâir-ül Ukbâ, s.36.

4- Zehâir-ül Ukbâ, s.44.

5- Tarih-i Bağdâd, c.5, s.87. Zehâir-ül Ukbâ, s.36.

6- Tarih-i Bağdâd, c.12, s.331. es-Savâik-ul Muhrika, s.96.

7- Zehâir-ül Ukbâ, s.44.