İMAM HASAN (A.S)’IN

SÖZLERİNDEN KIRK HADİS

 

Hikmetli Tavsiyeler

1- “Biliniz ki, Allah Teala sizi boşuna yaratmadı; sizi kendi başınıza bırakacak da değildir. Ecellerinizi yazdı ve maişetlerinizi aranızda paylaştırdı ki, her akıl sahibi mevkisini tanısın ve bilsin ki ancak mukadder olan şeyler kendisine ulaşır ve ondan çevrilen hiçbir şey ona ulaşmaz. Dünyada geçiminizi sağlayarak sizi şükretmeye teşvik etti; (kendisini) anmayı size farz kıldı ve takvayı size tavsiye etti; takvayı rızasının en son derecesi kıldı; takva her tövbenin kapısı, her hikmetin başı ve her amelin şerefidir. Kurtuluşa eren takva sahipleri, ancak takva sayesinde kurtuluşa erdiler.”[1]

 

Oğluna Öğütleri

2- “Ey oğlum! Bir kimsenin, (nerelere) girip çıktığını (ve nasıl bir adam olduğunu) öğrenmeden onu kardeş edinme. Durumunu iyice araştırıp arkadaşlığından hoşlandığında, yanlışları affetmek ve zorluklarda beraber olmak üzere onunla kardeşlik kur.”[2]

 

En İyi Gören Göz

3- “En iyi gören göz, hayrı görebilendir; en güzel işiten kulak, nasihatleri dinleyip ondan yararlanabilendir; en sağlam kalp de şüphelerden temiz olandır.”[3]

 

Korkaklık Nedir? Denilince...

4- Korkaklık nedir? denilince buyurdular ki: “Dosta karşı cüretkar olmak, düşmandan ise çekinmektir.”[4]

 

Suçluyu Cezalandırmada Acele Etmemenin Gerekliliği

5- “Suç işleyeni cezalandırmakta acele etme; suçla ceza arasında özür dilemek için bir yol bırak (ona özür dileyebilmesi için fırsat tanı).”[5]

 

Dünya ve Ahiret Saadeti

6- “Dünya ve ahiret (saadeti), akıl ve fikir ile elde edilir.”[6]

 

Cahilliğin Fakirlik Olması

7- “Cahillik gibi fakirlik yoktur.”[7]

 

İlim Öğrenmek ve Öğretmenin Yararı

8- “Kendi bilgini diğerlerine öğret ve diğerlerinin bilgisini de öğren; böylece kendi ilmini sağlamlaştırmış, bilmediğin ilmi de öğrenmiş olursun.”[8]

 

Mürüvvetin Anlamı

9- Mürüvvet (yiğitlik) nedir? diye sorulunca şöyle buyurdu: “Dini korumak, nefsi aziz kılmak, yumuşak huylu olmak, iyi iş yapmada kararlı olmak ve (diğerlerinin) hakkını eda etmektir.”[9]

 

Allah’a Karşı İhlaslı Olmanın ve O’na Sığınmanın Neticesi

10- “Ey insanlar! Kim Allah’a karşı ihlaslı olur ve O’nun sözünü kılavuz edinirse, en doğru olana hidayet olur. Allah onu olgunluk yolunda muvaffak kılar ve en güzel akıbete yönlendirir. Allah’a sığınan kimse, emniyette yaşar ve mahfuz kalır; Allah’ın düşmanı ise yardımcısız kalır ve daime korku içerisinde olur. Çok zikir etmekle kendinizi Allah’ın azabından koruyun, takva yolunu tutarak Allah’tan korkun ve itaatle O’na yaklaşın. Zira O pek yakın ve duayı kabul edendir.”[10]

 

Aklın Kamalı

11- “Aklın kemali; halkla iyi geçinebilmektir.”[11]

 

Kardeşlik Nedir?

12- “Kardeşlik; darlıkta ve bollukta vefalı olmaktır.”[12]

 

Mahrumiyet Nedir?

13- “Mahrumiyet; sana yönelen nasibi terk etmendir.”[13]

 

Kerem Nedir?

14- “Kerem (cömertlik) nedir? denildiğinde; “İstenmeden bağışta bulunmaktır.” buyurdu.[14]

 

Hakla Batılın Arası!

15- “Hak ile batıl arasında dört parmak mesafe vardır; gözünle gördüğün haktır, oysa kulağınla çok batıl sözler duymaktasın.”[15]

 

Her İşte Orta Halli Olmak

16- “Galip bir insan gibi istediğine ulaşmaya çalışma; yenik bir insan gibi de kadere teslim olma. Çünkü rızkı artırmak sünnettendir; kazançta açgözlü olmamak ise iffettendir. İffet bir rızkı önlemediği gibi ihtiras (tamah) da rızkı çoğaltmaz. Çünkü rızklar paylaştırılmıştır, oysa ihtirasa dayanan bir hareket günahtır.”[16]

 

İstişarenin Faydası

17- “İstişare eden bir kavim, (mutlaka) kemale erişir.”[17]

 

Salih Bir Kardeşin Vasfı

18- Salih bir kardeşinin vasfında şöyle buyurmuştur: “O benim gözümde insanların en büyüklerindendi; onu gözümde büyüten en önemli şey dünyayı küçük görmesiydi; o, cehaletin sultasından kurtulmuştu; sadece yararlı olduğuna güvendiği bir şeye el uzatırdı; ne şikayet ederdi, ne kızardı, ne de usanırdı; zamanının çoğu susmakla geçerdi; konuştuğunda konuşanlara galip gelirdi; (görünüşü) zayıf ve güçsüzdü; ama ciddiyet ve cihat zamanı geldiğinde düşman karşısında kızgın bir aslan gibiydi. Alimlerin yanında olduğunda dinlemeyi konuşmaktan daha çok severdi; fazla konuşmada yenilse bile susmada yenilmezdi; yapmadığını söylemezdi; ama söylemediğini de yapardı; iki yol önüne koyulduğunda hangisinin Allah’ın emrine daha yakın olduğunu bilmediği zaman, hangisinin kendi heva ve hevesine daha yakın olduğuna bakıp onu terk ederdi; özür gösterilebilecek bir şey için kimseyi kınamazdı.”[18]

 

Ölüm Anındaki Nasihat

19- Cenade bin Ebi Umeyye şöyle rivayet ediyor: İmam Hasan’ın şahadetine sebep olan zehirlenişi sırasında O Hazretin yanına vardım, neden kendinizi tedavi ettirmiyorsunuz? dediğimde; “Ölümü ne ile tedavi edeyim?” buyurdular. Bunun üzerine: “İnna lillah ve inna ileyh-i raciun” dedim. Sonra bana bakıp şöyle buyurdular: “Vallahi Resulullah ( s.a.a) kendisinden sonra Ali ve Fatıma’nın evlatlarından 12 İmam’ın gelerek imamet makamını üstleneceklerini bize haber vermiştir. Hepimiz ya kılıç ya da zehirle şehit edileceğiz...”

Sonra İmam (a.s) ağladı. Ey Resulullah’ın torunu, bana nasihat et dediğimde şöyle buyurdular:

“Evet, ahiret yolculuğuna hazırlan ve ecelin yetişmeden azığını topla. Bil ki, sen dünya peşindesin, ölüm de senin peşindedir. Gelecek gününün gamını, içinde olduğun bugününe yük etme. Bil ki, kazandığın dünya malından kendine yetecekten fazlasını başkaları için topluyorsun. Bil ki, kazandığın helal malda hesap, haram malda ceza, şüpheli malda ise kınama vardır. Dünyayı bir murdar mesabesinde gör, sana yetecek miktarı ondan al; helal olursa zahitlik yapmışsın, haram olursa (çaresiz olduğundan dolayı) onda günah yoktur. Dünyan için onda ebedi kalacakmışsın gibi çalış; ahiretin için de yarın ölecekmişsin gibi amel et. Eğer aşiretsiz izzetli olmayı, saltanatsız da heybetli (güçlü ve azametli) görünmeyi istiyorsan, Allah’ın emirlerine itaat etmemek zilletinden kendini kurtar ve Allah’a itaat etme izzetine doğru hareket et.” [19]

 

Dünyayı Sevmenin Ahiretin Unutulmasına Yol Açması

20- “Kim dünyayı severse, ahiret korkusu kalbinden kaybolur.”[20]

 

Sefih Kimdir?

21- “Sefih; malında aptallık eden, şerefinde gevşeklik yapan ve sövülüp cevap vermeyen kimsedir.”[21]

 

İyilik Nedir?

22- “İyilik; geciktirmeden ve minnetsiz olarak yapılan şeydir.”[22]

 

Ayıplanmanın Cehennem Ateşinden Kolay Olması

23- “Dünyada âra (ayıplanmaya) katlanmak, cehennem ateşine tahammül etmekten daha kolaydır.”[23]

 

Mümin ve Kafirin Uğraşı

24- “Mümin ahireti için azık toplar, kafir ise zevke dalar.” [24]

 

Sefahat Nedir?

25- “Sefahat; alçaklara kişilere uymak, azgın insanlarla da dost olmaktır.”[25]

 

Hikmetli Sözler

26- “İbadet etmek isteyen, onun için temizlenmelidir. Müstehap ameller, farzları engellerse onları bırakınız. Yakin kurtuluşun sığınağıdır. Yolculuğun uzaklığını hatırlayan, ona hazırlanır. Akıllı adam, kendisine nasihat etmesini isteyen kimseye hile yapmaz. Sizinle öğüt arasında (öğüt almanızı engelleyen) gurur perdesi vardır (gurur ve bencillik kalkmadıkça öğüt etkili olmaz). İlim, öğrenenin mazeretini ortadan kaldırır; (zira insan cahil olduğu müddetçe mazeret gösterebilir; elbette her cahil değil). Vakti biten her kişi mühlet ister, fırsatı olan kişi de işlerini sonraya ertelemekle oyalanır.”[26]

 

İnsanlar Üç Şeyle Helak Olur

27- “İnsanlar üç şeyle helak olur: Tekebbür, ihtiras ve haset. Tekebbür, dinin yok olmasına sebep olur, İblis de onun için lanete uğradı; ihtiras, insanın canının düşmanıdır, Adem (a.s) da onun için cennetten çıkarıldı; haset de kötülüklerin delilidir (öncüsüdür), Kabil işte bundan dolayı kardeşi Habil’i öldürdü.”[27]

 

Ey Allah’ın Kulları!

28- “Ey Allah’ın kulları! Allah’tan korkun; (kurtuluş ve saadet) talep etmede ve ihtiyarlığa karşı (onu göz önünde bulundurarak) ciddiyet gösterin; azap parçaları inmeden ve lezzetleri yok edici ölüm ulaşamadan önce amel etmeğe koşun. Zira dünya, nimetlerinin devamı bulunmayan, musibetlerinden emin olunmayan, kötülüklerinden kaçınılmayan aldatıcı bir engel ve eğik (güvensiz) bir dayanaktır.”[28]

 

Tefekkürün Önemi

29- “Tefekkür edin; çünkü tefekkür, basiretli kimselerin kalbinin hayat mayasıdır.”[29]

 

Üç Şeyden Yoksun Olmanın Kötü Neticesi

30- “Aklı olmayanın edebi, himmeti olmayanın yiğitliği, dini olmayanın da hayası olmaz.”[30]

 

En İyi Zenginlik İle En Kötü Fakirlik

31- “En iyi zenginlik, kanaattir; en kötü fakirlik ise (zengin birinin karşısında) boyun eğmektir.”[31]

 

Şaka ve Susmanın Sonuçları

32- “Şaka, heybeti yer (azaltır); susmak (az ve öz konuşmak) ise heybeti çoğaltır.”[32]

 

İbretlerden Öğüt Almak

33- “Ey Allah’ın kulları! İbretlerden öğüt alın ve geçmişlerin geriye bıraktıkları eserleri ibret kaynağı edinin. Bunca nimetlerin şükrü için günahlardan uzak durun ve nasihatlerden yararlanın. Allah’ın yardımcı ve sığınak, Kur’an’ın delil ve davacı, cennetin sevap, cehennemin de ceza ve işkence olması insana (öğüt olarak) yeter.”[33]

 

Gerçek Yakın ve Gerçek Yabancı

34- “Gerçek yakın, nesep bakımından uzak olsa bile muhabbetin yakınlaştırdığı kimsedir; gerçek yabancı ise nesep açısından yakın olsa bile muhabbetin uzaklaştırıldığı kimsedir. Vücuda elden daha yakın bir şey yoktur, fakat kırıldığı zaman kesilip atılır.”[34]

 

Nimete Şükretmemenin Neticesi

35- “Nimetlere şükretmemek, aşağılıktır.”[35]

 

Nasıl İstiyorsan Öyle Ol

36- “Halkın seninle nasıl arkadaş olmasını istiyorsan, sen de onlarla öyle arkadaş ol.”[36]

 

Mescide Gidenin Sekiz Hayırdan Birine Ulaşması

37- “Kim mescide gidip gelirse sekiz hayırdan birine ulaşır: Muhkem ayetlerden birini öğrenir; yararlı bir arkadaş bulur; yeni bilgi elde eder; umulan bir rahmete kavuşur; hidayete eriştirecek veya helak olmaktan kurtaracak bir söz öğrenir; utanarak ya da Allah korkusundan günahları terk eder.”[37]

 

Şaşırılacak Kimseye!

38- “Şaşarım yemeği hakkında düşünüp akli ve manevi meseleler hakkında düşünmeyen kimseye; karnını rahatsız edici yemeklerden uzak tutar, ama göğsü (ve aklını) helak edici şeylerle doldurur.”[38]

 

Nasihat İsteyenin, Nasihat İstemekten Pişman Olması

39- Birisi İmam Hasan’dan kendisine nasihatte bulunmasını istediğinde İmam (a.s) şöyle buyurdular:

“(Şu şartla sana nasihat ederim ki) sakın beni övmeyesin; çünkü ben kendimi daha iyi tanıyorum; beni yalanlamayasın; zira yalanlanan bir kimsenin görüşü (görüşünü söylemesi) değer taşımaz, yanımda da bir kimsenin gıybetini etmeyesin.” Bunun üzerine İmam (a.s)’dan nasihat isteyen adam; “Bana müsaade ederseniz, huzurunuzdan ayrılayım” dedi. İmam (a.s) da; “İstersen gidebilirsin” buyurdular.[39]

 

Allah’tan Korkmanın Yararları

40- “Bilin ki, kim Allah’tan korkup sakınırsa (takvalı olursa), Allah ona fitnelerden kurtulabilmesi için bir çıkış yolu gösterir, onu doğruya iletir, kemale ermesini sağlar, hüccetiyle onu zafere erdirir, yüzünü ağartır, isteklerini yerine getirir ve Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular, şehitler ve salihlerle beraber olur; ne iyi arkadaştır onlar.”[40]


 

 


 


[1] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 459.

[2] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[3] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 469.

[4] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[5] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 113.

[6] - A. K. C. 78, S. 111

[7] - A. K. C. 78, S. 111

[8] - A. K. C. 78, S. 111

[9] - A. K. C. 78, S. 102

[10] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 449.

[11] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 111

[12] - Bihar’ul- Envar. C. 78, S. 114

[13] - Bihar’ul- Envar. C. 78, S. 115

[14] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 445.

[15] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 453.

[16] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[17] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[18] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 467.

[19] - Bihar’ul- Envar, C. 44, S. 138-139.

[20] - Leali’l- Ahbar, C. 1, S. 51.

[21] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 115

[22] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 113

[23] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[24] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 112

[25] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 115.

[26] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 469.

[27] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 111.

[28] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 471.

[29] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 499.

[30] - Keşf’ul- Ğumme, C. 2, S. 197.

[31] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 113.

[32] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 113.

[33] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 471.

[34] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[35] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 465.

[36] - Bihar’ul- Envar, C. 78, S. 116.

[37] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 467.

[38] - Sefinet’ul- Bihar, C. 2, S. 84.

[39] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 469.

[40] - Tuhaf’ul- Ukul, S. 459.