İMAM HÜSEYİN (A.S)’IN SİRESİ HAKKINDA KIRK HADİS

 

Birinci Bölüm: İmam (a.s)’ın Edebi

 

 

1- Mekke’nin İhtiramını Koruması

İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:

“Allah’a and olsun ki, böyle bir mekanda (Mekke’nin dışında) öldürülmem, Mekke’de öldürülmekle onun ihtiramının çiğnenmesinin helal sayılmasından bana daha sevimlidir.”[1]

 

2- Resulullah (s.a.a)’i Baba Diye Çağırmaları

Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:

“Resulullah (s.a.a)’in hayatı döneminde, Hasan beni, “Ebu’l- Hüseyin”, Hüseyin de “Ebu’l- Hasan” diye çağırıyorlardı; Resulullah’ı ise baba diye çağırıyorlardı; Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde artık beni baba diye çağırmaya başladılar.”[2]

 

3- Kardeşine Saygısı

İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:

“İmam Hüseyin (a.s), kardeşi İmam Hasan (a.s)’a saygı için asla onun önünde yürümüyordu; birlikte olduklarında da ondan önce konuşmaya başlamıyordu.”[3]

 

4- Kardeşini Ululaması

İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:

“İmam Hüseyin (a.s), kardeşi İmam Hasan (a.s)’ı ululaması için onun yanında konuşmuyordu; Muhammed bin Hanefiyye de İmam Hüseyin (a.s)’ı ululaması için onun yanında konuşmuyordu.”[4]

 

5- Kız Kardeşine İhtiramı

Ravi diyor ki:

“Hz. Zeyneb (a.s), İmam Hüseyin (a.s)’ı ziyaret ettiğinde (onun yanına gittiğinde), İmam (a.s) ona ihtiram ve saygı için yerinden kalkıp onu kendi yerinde oturtuyordu.”[5]

 

6- Her Cuma Akşamı Kardeşinin Kabrini Ziyaret Etmesi

 

İmam Sadık (a.s), babası İmam Bakır (a.s)’dan naklen şöyle buyurmuştur:

“İmam Hüseyin (a.s), her Cuma akşamı, (kardeşi) İmam Hasan bin Ali (a.s)’ın kabrini ziyaret ederdi.”[6]

 

İkinci Bölüm: İmam (a.s)’ın İbadeti

 

7- İyi İşlerin Hepsini Yapması

İbn-i Esir diyor ki:

“İmam Hüseyin (a.s), faziletli bir şahıs idi; çok oruç tutar, çok namaz kılar, çok hacca gider, çok sadaka verir ve bütün hayır işleri yapardı.”[7]

 

8- Çok Müstehap Namaz Kılması

İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s), “Babanın evlatları ne kadar da azdır” diyen birisine buyurdular ki:

“Ben nasıl doğduğuma şaşırıyorum; zira babam (Hüseyin (a.s)) her gün ve gece bin rekat namaz kılardı.”[8]

 

9- Farz Namazlardan Sonra Okuduğu Dua

Kef’amî diyor ki:

İmam Hüseyin (a.s), farz namazlardan sonra şu duayı okurdu:

“Allah’ım! Kelimelerinin, arşının düğüm (bağlantı) yerlerinin, göklerinin sakinleri, Peygamber ve elçilerinin yüzü suyu hürmetine, duamı icabete eriştir; şüphesiz işimde zorluk beni kuşatmıştır. Öyleyse Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat etmeni ve zorlukları kolaylaştırmanı senden istiyorum.” 

 

10- Bismillah’ı Yüksek Sesle Söylemeleri

Hz. Peygamber, Hz. Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin vs. İmamlardan nakledilmiştir ki:

“Onlar, Hamd ve her surenin bismillahını, sesli kılınan namazlarda sesli okuyorlardı.”[9]

 

11- Yaya Olarak Hacca Gitmesi

İbn-i Abbas diyor ki:

“İmam Hüseyin (a.s), bineğini ardından çektiği halde hacca yaya olarak gidiyordu.”[10]

 

12- Sabah ve Akşamları Okuduğu Dua

Seyyid bin Tavus diyor ki:

“Hüseyin bin Ali (a.s), sabah ve akşam olduğunda şu duayı okuyordu:

“Bismillahirrahmanirrahim, bismillahi ve billahi ve minellahi ve ilellahi ve fı sebilillahi ve alâ milleti resulillahi ve tevekkeltu alallahi velâ havle velâ kuvvete illa billah’il- aliyy’il- azim

Allahumme innî eslemtu nefsî ileyke ve veccehtu vechî ileyke ve fevveztu emrî ileyke. İyyake es’el’ul- âfiyete min kulli sûin fiddünya ve’l- ahireti.”

(Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. Allah’ın adıyla, Allah’ın yardımıyla, Allah’dan, Allah’a doğru, Allah’ın yolunda, Resulullah’ın dini üzere hareket ediyorum. Allah’a tevekkül ettim, güç ve kudret ancak yüce ve âzim olan Allah’tandır.

Allah’ım, kendimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim ve işlerimi sana bıraktım. Dünya ve ahiretteki her kötülükten kurtulmayı sadece senden istiyorum.”[11]

 

13- Fitre Zekatı Vermeleri

İmam Hasan ve İmam Hüseyin (aleyhima’s- selam’dan) nakl edildiğine göre; “Onlar yaşadıkları müddetçe, Hz. Ali (a.s)’dan taraf fitre zekatı veriyorlardı.”[12]

 

14- İyiliği Emredip kötülükten Sakındırmak İçin Kıyam Etmesi

İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:

“Ben, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, ceddim Resulullah ve babam Ali bin Ebi Talib’in yolunda hareket etmek için kıyam ettim.”[13]

 

15- Sadaka Vermesi

İmam Hüseyin (a.s) nakledildiğine göre buyurmuştur ki:

“İmam (a.s) fakirlere, sadaka olarak şeker veriyordu; bunun sebebini sorduklarında; “Ben şekeri seviyorum. Allah Teala buyurmuştur ki: “Sevdiğiniz şeylerden sadaka verinceye dek (vermedikçe) iyiliğe erişemezsiniz.” diyordu.”[14]

 

16- Kul Azat Etmeleri

İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:

“İmam Hasan ve İmam Hüseyin (aleyhima’s- selam) Hz. Ali (a.s)’dan taraf, kul azat ediyorlardı.”[15]

 

17- İyiliğe Güzel Karşılık Vermesi

Enes diyor ki:

İmam Hüseyin (a.s)’ın yanında olduğum bir sırada bir cariye gelerek O’na bir demet gül takdim etti. İmam (a.s) da (karşılık olarak); “Sen Allah yolunda hür ve serbestsin” buyurdular.

Ben Hazrete; “Bir cariyenin değersiz bir demet gül vermesiyle onu azat mı ediyorsun?” dediğimde buyurdular ki:

“Allah-u Teala bizi, böyle eğitmiştir; Kur’an’da buyurmuştur ki: “Size bir iyilik edildiğinde, (veya bir selamla selamlandığınızda) siz ondan daha güzeliyle veya aynı ayarda karşılık verin.”[16] O iyilikten daha güzeli, onu azat etmekti (Allah yolunda serbest bırakmaktı).”[17]

 

18- Vetr Namazının Kunutundaki Duası

İmam Hüseyin (a.s) Vetr namazının kunutunda şu duayı okuyordu:

“Allah’umme inneke tera velâ türa ve ente bil-menzar’il- a’la ve inne ileyk’er- rüc’a ve inne lek’el- ahiretu ve’l- ula. Allah’umme, inna neuzu bike min en nezille ve nahza.”

(Allah’ım, şüphe yok ki sen, görüyor ve görülmüyorsun; sen, yüce gözetme yerindesin; dönüş sanadır; başlangıç ve sonuç senin içindir. Allah’ım, zelil ve hor-hakir olmaktan sana sığınıyoruz.)[18]

 

19- Yağmur Duası

Saduk (r.a) diyor ki:

İmam Hüseyin (a.s), Allah’tan yağmur talep ettiğinde şu duayı okuyordu:

“Allah’ım, bize, bol, refah verici, genel, faydalı ve zararsız bir yağmur yağdır; öyle bir yağmur ki, şehir ve çöldekilerimizi  kuşatsın ve onun vesilesiyle rızkımız ve şükrümüz artsın.”[19]

 

20- Ka’be’nin Kenarındaki Duası

İmam Hüseyin (a.s), Ka’be’nin siyah rüknünü tutarak Allah’a yakararak şu duayı okuyordu:

“İlahî, en’amtenî felem tecidnî şakiren ve ebleytenî felem tecidnî sabiren, fela ente selebte’n- ni’mete bi-terk’iş- şükrî velâ edemte’ş- şiddete bi-terk’is- sabrî. İlahî, ma yekunu min’el- kerim illel kerem.”

(İlahî, bana nimet verdin, oysa beni şükreden bulmadın; beni belaya duçar ederek sınadın, ama beni sabreden bulmadın. Ey Rabbim, şükretmeyi terk etmekle (nankörlük etmemle) nimeti elimden almadın; sabretmememle sıkıntıyı devam ettirmedin. İlahî, kerimden (ihsan eden ve bağışlayandan), keremden (ihsan ve bağıştan) başka bir şey vuku bulmaz!”[20]

 

21- Ahirete Rağbet Etmeyi Dilemesi

İmam Hüseyin (a.s)’ın dualarından biri de şudur:

“Allah’umme’r- zuknî’ir- rağbete fi’l- ahireti, hatta a’rifu sıdka zalike fî kalbî bizzehadeti minnî fî dünyaye.

Allah’umme’r- zuknî besaren fî emr’il- ahireti hatta etlub’el- hasenati şevken ve efirre min’es- seyyiati havfen ya rabbi.”

(Allah’ım, ahirete rağbet etmeği bana ihsan et ki, dünyaya gönül bağlamamakla o rağbetin doğruluğunu kalbimde tanıyayım. Allah’ım, ahiret işlerinde bana basiret ver ki, şevkle güzellikleri arayayım ve korkarak da günahlardan kaçayım; ey Rabbim!)[21]

 

22- Hz. Peygamber ve İmam Hüseyin

 Raşid bin Ebi Ruh el-Ensari diyor ki:

“Resulullah (s.a.a), secdeye kapandığında, İmam Hüseyin (a.s) namaz saflarından geçerek gelip Hazretin sırtına biniyordu. Resulullah (s.a.a) secdeden kalktığında, namazı bitirene dek Hüseyin’in düşmemesi için bir elini onun sırtına, diğer elini de kendi dizine koyuyordu.”[22]

 

Üçüncü Bölüm: İmam (a.s)’ın Ahlakı

 

23- Âl-i Davud Hükmüyle Hüküm Vermesi

İmam Hüseyin (a.s)’la birlikte Kerbela’ya gelenlerden olan Cuayd-i Hemdanî diyor ki:

“İmam Hüseyin (a.s)’a; ‘Sana feda olayım, hangi şeyle (ne ile) hüküm veriyorsun’ dediğimde şöyle buyurdular:

“Ey Cuayd! Biz, Âl-i Davud’un hükmüyle hüküm veriyoruz; bir şeyden aciz olduğumuzda ise Ruh’ul- Kudus vasıtasıyla onu elde ediyoruz.”[23]

 

24- Ali İsmini Sevmesi

Ali bin Hüseyin (Zeyn’ul- Abidin -a.s-) buyurmuştur ki:

“Muaviye, Mervan bin Hekem’i Medine’ye vali tayin ettiğinde, Kureyş gençlerine hukuk (aylık) belirlerken ben de onun yanına gittim. Bana; “İsmin nedir?” diye sordu. Ben de cevaben; “Ali bin Hüseyin’dir” dedim. “Kardeşinin ismi nedir?” sorduğunda da; “Ali’dir” dedim. Mervan; “Ali, Ali mi?! Babanın, çocuklarına Ali’den başka bir isim koymamasından maksadı nedir?” dedi.

Ben babamın yanına dönerek Mervan’ın dediği sözü ona anlattım. Babam Hüseyin (a.s) buyurdular ki:

“Eğer benim yüz (oğlan) çocuğum olsaydı, onlardan hiç birine Ali’den başka isim koymak istemezdim?” [24]

 

25- Köleyi Azad Etmesi

İmam Hüseyin (a.s) bir gün müsteraha giderken müsterahın dışında bir ekmek parçası bularak, dışarı çıktığında kendisine vermesi için onu kölesine verdi. İmam (a.s) dışarı çıkınca o ekmek parçasını köleden istedi. Köle de; “Yedim” dedi.

İmam (a.s) bunun üzerine; “Sen artık hür ve serbestsin; çünkü ceddim buyurmuştur ki: “Kim bir ekmek parçası bulur da temizledikten sonra onu yerse, ekmek karnına ulaşmadan Allah onu cehennem ateşinden kurtarır.” Ben Allah’ın, ateşten azat ettiği kimseyi, köle ve kul yapamam” buyurdu.[25]

 

26- Özrü Kabul Etmesi

İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki

“Eğer bir adam benim, (sağ kulağına işaret ederek) bu kulağıma söverse, diğer kulağımdan da özür dilerse, onun bu özür dilemesini kabul ederim.”[26]

 

27- Saç ve Sakalını Boyaması

İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:

“Hüseyin bin Ali (a.s), (saç ve sakalını) siyah boyayla boyuyordu.”[27]

 

28- Allah’tan Korkusu

İbn-i Şehraşub diyor ki:

“İmam Hüseyin (a.s)’a; “Allah’tan ne kadar da korkuyorsun!” dediklerinde İmam (a.s); “Kıyamet günü, ancak dünyada Allah’tan korkan kimse emniyette kalacaktır” buyurdular.”[28]

 

29- Elbisesini Sadaka Vermesi

İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s) buyurmuştur ki:

“İmam Hüseyin (a.s, elli dinara yünlü bir kumaş alıyordu; hava sıcak olduğunda ise onu sadaka veriyor ve bunda bir sakınca da görmüyordu.”[29]

 

30- Süt İçişi

Ravi diyor ki:

İmam Hüseyin (a.s), sütü yudumlayarak içmeyi sevmezdi; soluk almadan içer ve şöyle buyururdu: “Cehennem ehli, (içtikleri şeyi) yudum yudum içmekteler.”[30]

 

31- Ölümden Korkmaması

İmam Hüseyin (a.s), Hür bin Yezid’e buyurdular ki:

“Ben ölümden korkan birisi değilim; izzete ulaşmak ve hakkı diriltmek yolu üzere olan ölüm ne de kolaydır...

Beni ölümle mi korkutuyorsun? Okun hedefe isabet etmedi, zannın boşa gitti; ben ölümden korkan değilim; nefsim (ruhum) bundan daha büyüktür; himmet ve tabiatım, ölümden korkarak zulme boyun eğmekten daha yücedir; beni öldürmekten daha fazla bir şeye mi kadirsiniz?”[31]

 

32- Sevdiği Yemek

Bir grup hacı, hac seferinde Medine’de İmam Musa Kazım (a.s)’ın huzuruna vardılar... Daha sonra (hizmetçiler) tirit olmuş ekşi bir süt getirdiler. İmam (a.s); “Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla yiyin; bu İmam Hüseyin (a.s)’ın sevdiği bir yemektir.” buyurdular.[32]

 

33- Yüzüğünün Nakşı

İma Rıza (a.s) buyurmuştur ki:

“İmam Hüseyin (a.s)’ın yüzüğünün nakşı (üzerindeki yazı) şu cümle idi: “İnnellahe baliğu emrih” (Allah, kendi emrini (sona) ulaştırandır.)[33]

 

34- Fakir ve Yoksullara Yardımda Bulunması

Şuayb bin Abdurrahman-i Huzaî diyor ki:

“Aşura günü İmam Hüseyin (a.s)’ın omuzlarında bir iz (siyahlık) görüldü. İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s)’dan bunun sebebini sorduklarında şöyle buyurdular:

“Bu iz, fakir, yetim ve yoksulların evlerine götürdüğü (deriden olan) azık torbasının bıraktığı izdir.”[34] 

 

35- Zalimlerden Aldıkları Malı Kullanmamaları

Meclisî rivayet etmiştir ki:

“İmam Hasan ve İmam Hüseyin (aleyhima’s- selam), Muaviye’den aldıkları malı, sineğin ağzında taşıdığı miktarca bile kendileri ve aileleri için harcamıyorlardı.”[35]

 

36- Dünya Lezzetlerinin Geçici Olduğunu Hatırlatması

Deylemi diyor ki:

İmam Hüseyin (a.s), çoğu zamanlar şairin söylediği şu şiiri okuyorlardı:

Ey bekası olmayan dünya lezzetlerinin ehli!

Geçici gölgeye aldanmak ahmaklıktır.[36]

 

Dördüncü Bölüm: İmam Ve Düşmanları

 

37- Muaviye’ye Karşı Tavrı

İmam Hüseyin (a.s), Muaviye’nin; “Biz, Hücr’ü ve ashabını öldürdük ve onları kefin-defin ettik” sözüne karşılık buyurdu ki:

“Ey Muaviye! İnsanlar senin düşmanındır. Ama eğer biz senin taraftarlarını öldürmüş olursak, ne onları kefenleriz, ne onlara namaz kılarız, ne de onları defnederiz!”[37]

 

38- Zalimlere Biat Etmemesi

İmam Hüseyin (a.s)’dan Yezid’e biat etmesini istediklerinde şöyle buyurdular:

“Benim gibi birisi, Yezid gibi birisine biat etmez. Fakat biz de, siz de sabahlayalım ve hangimizin hilafet ve biate daha layık olduğunu bekleyelim.”[38]

 

39- Zillete Boyun Eğmemesi

İmam Hüseyin (a.s) Aşura günü, Kufe halkına hitaben şöyle buyurdular:

“...Bilin ki, zina zade oğlu zina zade (İbn-i Ziyad), beni savaşla zillet arasında bırakmıştır; ona teslim olmak ve zillete boyun eğmek bizden uzaktır.”[39]

 

40- Münafıkları Tanıması

İmam Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:

“Biz, Resulullah (s.a.a)’in zamanında münafıkları, Hz. Ali ve evlatlarına buğz etmeleriyle (onları sevmemeleriyle) tanıyorduk.”[40]


 

 


 

[1]- Mealî’s- Sibtayn, c. 1, s. 246.

[2]- Mekatil’ut Talibiyyin, s. 24.

[3]- Mişkat’ul- Envar, s. 170.

[4] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 3, s. 401.

[5] - Vefat-u Zeyneb’ul- Kubra, s. 11.

[6] - Bihar, c. 10, s. 317.

[7] - Usd’ul- Ğabe, c. 2, s. 21.

[8] - Bihar’ul- Envar, c. 82, s. 311.

[9]- Müstedrek’ul- Vesail, c. 4, s. 189.

[10]- Mehasin-i Berkî, c. 1, s. 146.

[11]- Muhec’ud- Da’vat, s. 175; Bihar, c. 86, s. 313, h. 65.

[12]- Deaim’ul- İslam, c. 1, s. 267.

[13]- Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 4, sw.89.

[14]- Âl-i İmran/92. Nur’us- Sakaleyn, c. 1, s. 363.

[15]- Tabakat-ı İbn- i Sa’d, İmam Hüseyin bölümü, s. 36.

[16]- Nisa/86.

[17]- Keşf’ul- Ğumme, c. 2, s. 31.

[18]- Kenz’ul- Ummal, c. 8, s. 82.

[19] - Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 2, s. 278.

[20] - Mevsuat-u Kelimat’il- Hüseyin (a.s) s. 791.

[21] - A. K. s. 791.

[22] - A. K. s. 7; Kitab-ı Suleym bin Kays, s. 172.

[23] - A. K. s. 646; Besair’ud- Derecat, s. 452.

[24] - Mevsuat-u Kelimat’il- Hüseyin (a.s) s. 246; Kafî, c. 6, s. 19.

[25] - A. K. s. 624; Bihar, c. 66, s. 433.

[26] - İhkak’ul- Hak, c. 11, s. 431.

[27] - Mecma’uz- Zevâid, c. 5, s. 162.

[28] - Menakıb, c. 4, s. 69; Bihar, c. 44, s. 192, h. 5.

[29] - Tefsir-i Nur’us- Sekaleyn, c. 2, s. 23.

[30] - Deaim’ul- İslam, c. 2, s. 130.

[31] - İhkak’ul- Hak, c. 11, s. 601; M. Kelimat’il- Hüseyin (a.s), s. 360.

[32] - Mekarim’ul- Ahlak, s. 145.

[33] - Kafî, c. 6, s. 474.

[34] - Menakıb, c. 4, s. 66; Bihar, c. 44, s. 190, h. 3.

[35] - Bihar, c. 44, s. 13.

[36] - İrşad’ul- Kulub, s. 186.

[37] - İhticac-ı Tabersi, s. 296.

[38] - Futuh-u İbn-i A’sem-i Kufî c. 5, s. 14.

[39] - İhticac-ı Tabersi, s. 336.

[40] - Uyun-u Ahbar’ir- Rıza, c. 2, s. 72.