Sayin Ekrem Seydagil Selam’un Aleykum, Yazinizda “Ehl-i Beyt’ten
murad Hz. Muhammedin(asv) sünneti seniyesine temesük etmektir. Eger Hz
Muhammedin sünneti seniyesine tabi degilse Ehl-i Beyt’ten olmiyacagi
ehli ilimce belirlenmistir” diye açiklamaniz sizin Ehl-i Beyt terimi
farkli bir anlamda kullandiginizi gösterir. Bizce Kur’an-i Kerim’de
ve hadislerde geçen Ehl-i Beyt kelimesi sadece belirli sahislari ifade
etmektedir. Bunlar su kisilerdir: 1. Hz. Muhammed (Allah’in salat ve
selami ona ve Ehl-i Beyt’ine olsun) 2. Hz. Ali (Allah’in selami ona
olsun) 3. Hz. Fatima (Allah’in selami ona olsun) 4. Hz. Hasan (Allah’in
selami ona olsun) 5. Hz. Hüseyin (Allah’in selami ona olsun) 6. Hz.
Zeynelabidin (Allah’in selami ona olsun) 7. Hz. Muhammed Bakir (Allah’in
selami ona olsun) 8. Hz Cafer Sadik (Allah’in selami ona olsun) 9. Hz.
Musa Kazim (Allah’in selami ona olsun) 10. Hz. Ali Er-Riza (Allah’in
selami ona olsun) 11. Hz. Muhammed Taki (Allah’in selami ona olsun) 12
Hz. Ali Naki. (Allah’in selami ona olsun) 13. Hz. Hasan Askeri (Allah’in
selami ona olsun) 14. Hz. Mehdi (Allah’in selami ona olsun) Ehl-i Beyt
terimi Peygamber’e atfedilerek Peygamber’in Ehl- i Beyt’i olarak
kullanildigi gibi, bazen Peygamber (s.a.a)’i de içine alacak sekilde
genis bir anlamda kullanilir. Nitekim Peygamber (s.a.a), bazen kendisinden
ve diger Ehl-i Beyt’inden “Biz Ehl-i Beyt” olarak söz etmistir.
Kisacasi Ehl-i Beyt terimi sadece yukarida mübarek isimlerini
zikrettigimiz kisileri ifade etrmektedir; baska hiç bir kimseyi degil; Bu
terimi Peygamber’in soyundan gelenleri ifade etmek için kullanilan
seyyit ve serif kelimelriyle karistirmamak gerekir. Ehl-i Beyt kelimesinin
yukarida zikredilen belli kisiler anlamina geldigini isbatlayan bazi
deliller söyledir: 1. Tethir Ayeti ve Kisa Hadisi: Tirmizi Sünen’inde
(Hadis: 3129 ve 3719) Hakim Müstedrek’inde (c. 3 s. 146) ve Beyhaki Sünen’inde
(c.2 s. 169) ve diger bir çok muhaddis Ummu Seleme’nin söyle dedigini
nakletmislerdir: “Allah yalniz siz Ehl-i Beyt’ten her türlü kusur ve
kötülügü gidermeyi ve sizleri tertemiz kilamayi irade etmistir…”
ayeti benim evimde nazil oldu. O zaman evde Fatima, Ali, Hasan ve Hüseyin
vardi. Resulullah bunlarin üzerine abasini örterek: “Bunlar benim Ehl-i
Beyt’imdir; Allah, bunlardan her türlü kusuru gider ve bunlari
tertemiz kil” dedi.” Bu hadis Sia ve Ehl-i Sünnet kaynaklarindaki mütevatir
olarak nakledilmistir. Üstelik bir çok senedi de sahihtir. Bizzat
Tirmizi ve Hakim yukaridaki hadisin senet yönünden sahih oldugunu
kaydetmislerdir. Mustadrek’us-Sahiheyn’in nakline göre hadisin
sonunda su ifade yer almistir: “Ummu Seleme diyor ki: “Ya Resululah,
ben Ehl-i Beyt’ten degil miyim? diye sordum; Resulullah: “Sen hayir üzeresin;
ama Ehl-i Beyt’im bunlardir” diye ceap verdi.” Ahmet b. Hanbel’in
naklinde de su ifade yer almistir: Ummu Seleme diyor ki: “Ben abayi
kaldirarak onlarin yaninada yer almak istedim; Resulullah abayi benim
elimden çekerek “Senin akibetin hayirlidir” buyurdu. Tehavi Müskil-ul
Asar’da su hadisi nakleder: Umret’ul Hamdaniye diyor ki “Ben Ummu
Seleme’nin yanina gelerek: “Ey Ümm’ül-Müminin, dedim, bu adam
hakkinda bana bilgi ver; bazilari onu seviyor; bazilari ise onu sevmiyor.
Maksadi Ali b. Ebitalip idi.” Ummu Seleme: “Sen nasil? onu seviyor
musun? Yoksa ona düsman misin? diye sordu; Umre : “Ben ne onu seviyor
ve ne de ona dusmanlik besliyorum” dedim. Bunun üzerine Ummu Seleme aba
hadisini anlatarak söyle dedi Allah, “Sadece siz Ehl-i Beyt’ten her türlü
kusur ve pisligi gidrermeyi ve sizleri tertemiz kilamayi irade etmistir...”
ayetini indirdi; evde sadece Cebrail, Resulullah, Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin
var idi. Ben Ya Resulullah, ben de Ehl-i Beyt’ten miyim? diye sordum.
Resulullah Allah katinda senin için hayir vardir; dedi. Ben, soruma evet
diye karsilik vermesini arzu ediyordum; o zaman evet diye cevap vermesi günesin
dogup isigini saçtigi her seyi bana vermekten daha sevimli idi. (Müskül’ül-Asar
c. 1 s. 336) Görüldügü gibi, Resulullah ayette geçen Ehl-i Beyt
kelimesi hakkinda her hangi bir yoruma yer birakmamak için abasini Ehl-i
Beyt’inin üzerine örterek bu Ehl-i Beyt’en maksadin kimler oldugunu
açik bir sekilde ortaya koymustur. Resulullah’in bunlari bir abanin
altinda toplamasi ve hatta bir çok nakilde yer aldigi üzere Ummu
Seleme’nin bile onlarin yanina katilmasina engel olmasi Ehl-i Beyt’in
kim olduklari hakkinda her türlü süpheyi ortadan kaldirmak içindir.
Peygamber’in hanimlarindan hiç birinin bu ayetin kendisi hakkinda nazil
oldugunu iddia etmemesi de bu ayette geçen Ehl-i Beyt kelimesinin açik
bir sekilde Peygamber’in döneminde Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan, Hz.
Hüseyin’e tahsis edildigini göstermektedir. Ehl kelimesinin asil mana
itibariyla de zevceye denilmedigini lugat kitaplarini incelemekle anlamak
mümkündür; hatta Sahih Müslim’de varolan Zeyd b. Arkam’in hadisi
de bunu göstermektedir. Sahih Muslim’de nakledildigi üzere “Zeyd b.
Arkam’den Ehl- i Beyt’ten kimler kast edilmistir? Acaba maksat
Peygamber’in hanimlari midir? diye sorulunca, Hayir, Allah’a yemin
ederim ki, hanim kocasiyla uzun bir dönem yasar sonra kocasi onu bosar ve
o kendi babasina ve ailesine döner, dedi. (Sahih-i Müslim Hadis: 4425)
Hz. Hüseyin (as)’in evlatlarindan olan yukarida mubarek isimlerini
zikrtettigimiz diger dokuz Imam’in Ehl-i Beyt’en oluslari ise, bir önceki
Imam’in kendinden sonra gelecek Imam’i sahsen tanitmasi ve
Peygamber’in gelecegini bildirdigi on iki imam’dan ve Ehl-i Beyt’ten
oldugunu açiklamasi ile sabittir. Söz konusu ayetin Peygamber’in
hanimlariyla ilgili ayetlerin siyakinda yer alisina dayanarak bu ayetin
Peygamber’in hanimlari hakkinda nazil oldugunu söylemek ise nassa karsi
ictihat oldugundan geçersizdir. Yukaridaki açiklamalardan anlasildigi üzere
bu ayetin Peygamber’in hanimlari hakkinda nazil oldugunu israrla söyleyen
Ikrime ve Mucahit gibi kisilerin sözü temelsiz ve batildir. Bunlarin
hadis uydurduklari hatta Ikrime’nin yalan olarak hadis uydurdugu için
bir süre Abdullah b. Abbas’in oglu tarafindan tuvaletin kapisin
baglandigi ve Mucahid’in Abbasi halifesi Mansur’a istediginiz konuda
sizin için hadis uydurabilirim dedigi sabittir. Nesai Mucahid’i
taninmis yalancilardan saymistir. Bu zatin Hz Ali’ye karsi düsmanligi
da açiktir. (bkz. Vefeyat’ul-A’yan c.1 s.320; Delail’us-sidk c. 2,
s95) 2. Selam Hadisi Sahih Tirmizi Musnet Ahmet ve Musnet Teyalisi ve
Mustadrek’us-Sahiheyn’de Ust’ul-gabe’de yine Mecme’uz- Zavait,
El-Istib ve bir çok diger hadis ve tefsir kaynaginda nakledilmistir ki:
Resulullah (s.a.a) alti ay boyuncz sabah namazi için çiktiginda Hz.
Fatima’nin kapidina ugrayarak söyle derdi: Namaz vaktidir Ey Ehl-i beyt!
Gerçekten Allah sizden her türlü kusur ve kötüügü gidrmek ve
sizleri tertemiz kilamak istemektedir. Hakim, Ma’rifet Ulumul- Hadis
adli eserinde bu hadisin Abdullah b. Abbas ve baskalari yoluyla mütavetir
olarak nakledildigini kaydetmistir. 3. Mubahele Olayi Muslim Sahihin’de
kendi senediyle Sa’d b. Ebi Vakkas’tan söyle nakletmistir ki:
“Gelin çocuklarimiz ve çocuklariniz kadinlarimizi, kendimizi ve
kendinizi çagiralim ve sonra beddua edip yalvaralim da Allah’in
la’netini yalancilarin üzerine okuyalim.” ayeti nazil olunca
Resulullah (Allah’in salat ve selami ona ve Ehl-i Beyt’ine olsun) Ali,
Fatima, Hasan ve Hüseyin’i çagirarak söyle buyurdu: Ey Allah’im!
Bunlar benim Ehlimdir.” Ayni hadisi Tirmizi, Sünen’inde ve Ahmet b.
Hanbel Müaned’inde rivayet etmislerdir. Ahmed’in naklinde hadisn sonu
söyledir: “Bunlar benim Ehl-i Beytimdir.” Peygamber (s.a.a)’nin
mubahele olayinda hanim ve yakinlarindan hiç birini kendisiyle götürmemesi
ve sadece Ali, Fatima, Hasan ve Hüseeyin’i kendi yanina alip bunlar
benim Ehl-i Beyt’imdir diye buyurmasi yine Ehli Beyt’in yalniz
bunlardan ibaret olduguna delildir. Yukaridaki açiklamalar üzerinde
iyice dikkat edilirse anlasilir ki, Ehl-i Beyt’en maksat yalniz yukarida
isimlerini zikrettigimiz belirli kisilerdir. Buna göre Ehl- i Beyt’ten
olmak için falan sart gerekir demek yersiz olur. Evet Ehl-I Beyt
kelimesinden Resulullah’in akraba ve yakinlari veya soy olarak
Resulullah (s.a.a)’in soyundan olan her kes kast edilirse ve buna hatta
Peygamber’in hanimlari da eklenirse o zaman “Birisinin Ehli-i
Beyt’ten olabilmesi için Peygamber’in sünnetine uymasi gerekir Eger
Hz Muhammedin sünneti seniyesine tabi degilse ehli Beyten olmiyacagi ehli
ilimce belirlenmistir.” demek bir anlam ifade eder; ama biz yukarida açikladigimiz
gibi Ehl-i Beyt kelimesi Kur’an ve Hadislerde böyle bir anlam ifade
etmemektedir. Ehl-i Beyt sadece yukarida ismi geçen sahsiyetlerdir.
Bunlarin ise sünnetin gerçek açiklayici ve koruyuculari olduklari, ilim
ve takvada kendi dönemlerinde her kesten üstün olduklari tarihini
inceleyen her kes için süphe götürmeyen bir hakikattir. Biz
arastirmaci kardeslere ip ucu vermek gayesiyle Ehl-i Beyt imamlarinin
kimler olduklarini açikça yazan ve hatta onlarin faziletleri beyan eden
bazi Ehl-i sünnet alimlerinin isimlerini kaydediyoruz: 1-Semsuddin b.
Tulun Bu zat Ehl-i Beyt imamlarinin fazileti hakkinda Eleimme el-Isna aser
kitabini yazmistir. 2- Sablenci Safii Ehl-i Beyt hakkinda Nur’ul Ebsar
kitabini yazmistir. 3- Semsuddin Zehebi Siyer A’lam en-Nubela’da 4-
Fazl b. Ruzbehan Bu zat on iki Ehl-i Beyt imaminin fazileti ve onlara
salavat getirimekle ilgili olarak bir kitap yazmistir. 5- Ibn-i Hacer
Mekki, Bu sahis sözüm ona Rafizilerin reddiyesi olarak yazdigi Es-
Sevaik el- Muhrika adli eserinde on iki imami sayarak bunlarin kendi
zamanlarainda Peygamber’in soyundan gelen en faziletli kisiler
olduklarina itiraf etmistir. 6- Muhyiddin Arabi Futuhat-i Mekkiye’sinde
on iki Ehl-i Beyt imamini sayarak bunların yüce sahsiyetlerini açiklamistir.
7- Kunduzi Hanefi On iki imam’in faziletleriyle ilgili olarak kaleme
aldigi degerli ve kapsamli eseri Yenabil Mevedde’de Ehl-i Beyt’in
yukarida saydiklarimiz oldugunu ve bunlarin ilahi makam ve faziletlerini
sahih senetli hadislerle isbatlamistir. 8- Ebu reye El-Ezva Alessünnetunnebeviyye
adli eserinde. Allah’a hamd olsun bizi bu yüce gerçege hidayet ettigi
için; Eger bizi hidayet etmeseydi bizler hakki bulamazdiz.
Ehl-i Beyt Öğretisi
|