[1]- Kur'ân-ı Kerim'de şöyle geçer: "Hiç şüphesiz, Allah katında  kabul edilen) din, İslâm'dır." (Âl-i İmrân, 19) Yine şöyle geçer: "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, asla ondan kabul edilmez." (Âl-i İmrân, 85)

[2]- Kur'ân'da öyle geçer: "Rabbinin yüce ismini tesbih et. Ki O, yarattı, bir düzen içinde biçim verdi. Takdir etti, böylece yol gösterdi. Yemyeşil otlağı çıkardı. Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu. Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın." (A'lâ, 1-6)

Yine: "Bizim Rabbimiz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir." (Tâhâ, 50) Yine: "Rabbin bal arısına vahy (ilham) etti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin." (Nahl, 68) Yine: "(Rabbiniz) güneşe, aya, yıldıza kendi buyruğuyla baş eğdirendir." (A'râf, 54) Yine: "Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanırsınız diye. Oysa o kitaptan değildir. Bu Allah katındandır, derler. Oysa o, Allah katından değildir. Ve onlar, kendileri de bildikleri hâlde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler." (Âl-i İmrân, 78) Ve yine: "Siz Müslümanlar,) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı." Yine bk. Bakara, 42, 146, 195, 176; Âl-i İmrân, 178; Nisâ, 46; Mâide, 13-15, 41 ve 59-61.

[3]- Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: "(Onları) apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'ân'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye." (Nahl, 44)

[4]- Ahzâb, 21

[5]- Yüce Allah, "Andolsun... Allah Resulü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21) ayetinde Resulullah'ın (s.a.a) siretini izlemeyi ve "Peygamber size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının." (Haşr, 7) ayetinde Hz. Peygamber'in hadisine göre amel etmeyi emretmiştir.

[6]- Bu alandaki hadisler, "Yüz Elli Uydurma Sahabî" kitabımızın ikinci cildinin giriş bölümünde, beşinci bahsinde geniş bir şekilde verilmiştir. Bu alanda yine bk.

a) İkmalu'd-Din (Şeyh Saduk), s.576. Aynı kitaptan naklen Meclisî, Biharu'l-Envar'ın 1. cildinde, s.3'te. Yine Tebersî'nin Mecmau'l-Beyan tefsirinde ve Gazir Celâü'l-Ezhan kitabında "Siz, gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz." ayetinin tefsirinde.

b) Sahih-i Buhârî'nin Kitabu'l-Enbiya bölümü, "Men Zukire An Benî İsrail"bölümü, c.2, s.171, hadis: 3 ve Kitabu'l-İ'tisam-i Bi'l-Kitab-i ve's-Sünne, "Kavlu'n-Nebi: Le-Tetbeunne Sünene Men Kane Kablekum", c.4, s.168, hadis: 1 ve 2;Fethu'l-Bârî Bi-Şerhi'l-Buhârî, c.17, s.63-64.

c) Sahih-i Müslim, -Nevevî Şerhi- c.16, s.219.

d) Sünen-i İbn Mâce, hadis: 3994.

e) Müsned-i Teyalisî, hadis: 1346 ve 2178.

f) Müsned-i Ahmed, c.2, s.327, 367, 450, 511, 527 ve c.3, s.84, 94 ve c.4, s.125 ve c.5, s.218 ve 340.

g) Mecmaü'z-Zevâid, c.7, s.261 Taberânî'den naklen.

h) Kenzü'l-Ummâl, c.11, s.123, Taberânî'nin Evsat'ından ve Hâkim'in Müstedrek'inden naklen.

i) Suyutî, ed-Dürrü'l-Mensûr kitabında, Âl-i İmrân Suresi'ndeki "Dağılanlar gibi olmayın." ayetinin tefsirinde, Hâkim'in  Müstedrek'inden naklen.

[7]- Hicr, 9.

[8]- Fussilet, 42.

[9]- İbn Kuteybe, Abdullah b. Müslim'in eseri (öl. 280 veya 268 hicrî yılı).

[10]- İbn Fevrek, Muhammed b. Hasan'ın eseri (öl. 406 hicrî).

[11]- Tehavî diye meşhur olan Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed el-Ezüdî'nin eseri (öl. 331 veya 332 hicrî).

[12]- Ehlikitab'ın hadislerinin İslâm kaynaklarına yayılması ve yine zındıkların bozuculuklarını "Nakş-i Eimme Der İhya-i Din" kitabının sekizinci cildinde, müsteşriklerin bozuculuklarını aynı kitabın üçüncü ve dördüncü cildinde okuyabilirsiniz. Ayrıca, zındıkların bozuculukları "Yüz Elli Uydurma Sahabî" kitabının girişinde

genişçe kaydedilmiş, Seyf b. Ömer et-Temimî'nin tahrif ve hakaretleri bu kitabın "Tarih ve Hakikatler" bölümünde ve yine "Abdullah b. Saba Masalı" kitabında incelenmiştir.

[13]- Elbette her dönemde hakka teslim olan müsteşrikler olmuştur, ancak sayıları çok azdır.

[14]- Hâricîler şimdi de Arap Yarımadası'nın doğu bölgelerinde ve Kuzey Afrika'da dağınık olarak varlıklarını sürdürmektedirler.

[15]- Hicrî şemsî yılı, 1342 (M. 1963) Kanlı 15 Hordad Kıyamı

[16]- Mevdûdî'nin açılış toplantısı için davet edilmiş olduğu Râbıtatu'l-Âlemi'l-İslâmîye Kongresi'nde konuşması kararlaştırılmıştı. Ama buna müsaade etmedikleri için konuşmasını "Hindî Camisi"nde yaptı.

[17]- Bu yolculuktaki konuşmalarıma değinmemin sebebi, sunduğum plânda ve tasarladığım hedefte ne kadar samimi olduğumu bir nebze olsun ortaya koymak içindi. Bugün yıllar geçtikten sonra halâ bazen o olayları ve o adamın konuşmalarını hatırladığımda acı uymaktayım ve gözlerimden yaşlar akmaktadır.

[18]- Fâtır, 14

[19]-  Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-İstizan, "Bedu'l-İslâm" babı; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cenne ve Sıfat-ı Naîmiha, "Yedhulu'l-Cennete Akvamun Ef'idetuhum Mislu Ef'ideti't-Tayr" bölümü, hadis: 28 ve Kitabu'l-Birr, "en-Nahy An Darbi'l-Vech" bölümü, hadis: 15; Müsned-i Ahmed, c.2, s.244, 251, 365, 323, 424, 462, 569.

[20]- Sahih-i Buhârî, Zümer Suresi tefsiri, c.2, s.122 ve Kitabu't-Tevhid, "Kavlullah Li-ma Haleqtu Bi-Yedî" bölümü, c.4, s.186 ve "Vucûhun Yevmeizin Nadire" bölümü, c.4, s.192; Sahih-i Müslim, Kitab-u Sıfati'l-Kıyamet-i ve'l-Cenne" kitabı, hadis: 19, 21, 22.

[21]- Sahih-i Buhârî, Kalem Suresi 43. ayetin yani "Yevme Yukşefu An Sakin" ayetinin tefsiri ve Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nadire" ayetinin tefsiri bölümü, c.4, s.189.

[22]- Sahih-i Buhârî, Kâf Suresi tefsiri, Kitab-ı Tevhid, "İnne Rahmetellahi Karîbun Mine'l-Muhsinin" bölümü, c.4, s.191; Sünen-i Tirmizî, Kitab-u Sı-fati'l-Cenne, "Ma Cae Fi Hulud-i Ehli'l-Cenneti ve Ehli'n-Nar" babı; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cenneti ve Sıfat-ı Naimiha ve Ehliha, "en-Nar-u Yedhulu-ha'l-Cebbarûn ve'l-Cennetu Yedhuluha'z-Zuafa" bölümü, hadis: 35, 36, 37, 38.

[23]- Sünen-i İbn Mâce, el-Mukaddime, "Ma Enkereti'l-Cehmiyye" bölümü, hadis: 182; Sünen-i Tirmizî, Hûd Suresi tefsiri, "el-Ema" kelimesi "Leyse Ma-ehu Şey" diye tefsir edilen birinci hadis; Müsned-i Ahmed, c.4, s.11-12.

[24]- Sünen-i Ebî Davud, Kitabu's-Sünne, "Fi'l-Cehmiyye" bölümü, hadis: 4726; Sünen-i İbn Mâce, "Fi Ma Enkereti'l-Cehmiyye" babı; Sünen-i Daremi, Kitabu'r-Rekaik, "Fi Şa'ni Saat-i ve Nuzuli'r-Rabbi Teâlâ" babı; Kitabu't-Tev-hid, Muhammed b. Abdulvehhab; Minhacu's-Sünne, İbn Teymiyye.

[25]- Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Teheccüd, "ed-Dua ve's-Salat Fi Ahiri'l-Leyl" babı ve Kitabu't-Tevhid, "Yurîdûne an Yubdilû Kelâmellah" babı, Kitabu'd-De-avat, "ed-Dua Nisfu'l-Leyl" babı; Sahih-i Müslîm, Kitabu'd-Dua, "et-Terğib-u Fi'd-Dua ve'z-Zikri Fi Ahiri'l-Leyl" babı; Sünen-i Ebu Davud, Kitabu's-Sünne, "Fi'r-Reddi Ale'l-Cehmiyye" babı, hadis: 4733; Sünen-i Tirmizî, Kitabu's-Salat, "Ma Cae Fi

Nuzuli'r-Rabb İle's-Semai'd-Dünya Kulle Leyletin" babı, c.2, s.233 ve 235 ve Kitabu'd-Deavat, "Haddeseni'l-Ensarî" babı, c.13, s.30; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu İkameti's-Salat, "Ma Cae Fi Eyyi Saati'l-Leyl Afdal" babı, hadis: 1366; Sünen-i Daremî, Kitabu's-Salat, "Yenzilullah İle's-Semai'd-Dünya" babı; Muvatta-ı Mâlik, Kitabu'l-Kur'an, bab: 30; Müsned-i Ahmed, c.2, s.264, 267, 282, 419, 433, 487, 504, 521 ve c.3, s.34 ve c.4, s.16.

[26]- Sünen-i Tirmizî, Ebvabu's-Savm, "Ma Cae Fi Leyleti'n-Nisfi Min Şaban" bölümü, Kitab-u İkameti's-Salat, "Ma Cae Fi Leyleti'n-Nisfi Min Şaban" babı; Müsned-i Ahmed, c.2, s.433.

[27]- Her iki rivayet Sahih-i Buhârî'de c.3, s.128, Tevhid kitabı, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" babı, c.4, s.191'de Kâf Suresi'nin tefsirinde Ebu Hüreyre'-den nakledilmiştir. Yine Enes'ten, Hadisu'l-Kadem, Tevhid kitabı, "ve Huve'l-Azizu'l-Hekim, Subhane Rabbike..." ayeti babı, c.4, s.129; Sünen-i Tirmizî, Ki-tabu'l-

Cenne, "Ma Cae Fi Hulud-i Ehli'l-Cenneti ve Ehli'n-Nar" babı, c.10, s.29 ve Müsned-i Ahmed, c.2, s.396.

[28]- Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Li-ma Halektü Bi-Yedî" bölümü, c.4, s.185 ve "Vucuhun Yevmeizin Nazire" bölümü, c.4, s.190 daha genişaçıklamayla.

[29]- Sünen-i Tirmizî, Kitabu'z-Zuhd, "Ma Cae Fi'r-Riya ve's-Sum'e" bölümü, c.9, s.229.

[30]- Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" bölümü, c.4, s.188.

[31]- Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" babı ve Kitabu's-Salat, "Fazlu Salati'l-Asr" babı ve "Babu Vakti'l-İşâ İla Nisfi'l-Leyl" babı ve Kitabu't-Tefsir, "Kâf Suresi" babı; Sahih-i Müslim, Kitabu's-Salat, "Fazlu Salateyi's-Subhi ve'l-Asr ve'l-Muhafezeti Aleyhima" babı; Sünen-i Tir-mizî, Kitabu Sıfati'l-Cenne, "Ma Cae Fi Ru'yeti'r-Rabbi Tebareke ve Teâlâ" babı, c.10, s.18 ve 20.

[32]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İman, "Marifetu Tariki'r-Ru'yet" bölümü; Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" bölümü, c.4, s.188 ve yine Kâf Suresi tefsiri.

[33]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İman, "Marifetu Tariki'r-Ru'yet" bölümü, hadis: 229, metindeki alıntı aynen bu kaynaktan alınmıştır; Sahih-i Buhârî, Nisâ Suresi tefsiri, "İnnellahe La Yezlimu Miskale Zerretin..." ayeti, c.3, s.80, bu kaynakta özetle gelmiştir. Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" bölümü, c.3, s.189. Allah'larıyla görüşenler O'nun yüzünü gördükleri gibi, özellikle kendileriyle rableri arasında ayak bileğinde olan belirtiyi bize anlatsaydılar minnettar olurduk!

[34]- Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Vucuhun Yevmeizin Nazire" bölümü, c.4, s.191; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İman, "İsbatu Ru'yeti'l-Müminin Fi'l-Ahi-reti  Rabbehum" bölümü, hadis: 296.

[35]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İman, "İsbatu Ru'yeti'l-Müminin Fi'l-Ahireti Rabbehum" bölümü, hadis: 297.

[36]- Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Mukaddime, "Fi-Ma Enkereti'l-Cehmiyye" bölümü, hadis: 184.

[37]- Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Cenne, "Ru'yetu'r-Rabb" babı, c.10, s.18-19

[38]- Sünen-i Tirmizî, Ebvabu Sıfâti'l-Cenne, "Ma Cae Fi Sevki'l-Cenne" bölümü, c.10, s.16; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'z-Zuhd, "Sıfat-u Ehli'l-Cenne" bölümü, hadis: 4336, s.1451.

[39]- Hafız-ı Kebir, İmamu'l-Eimme Muhammed b. İshak b. Huzeyme (öl. 311 hicrî), hadis ilminde Buhârî ve Müslim'in hocasıydı. Mezkur kitap, hicrî 1378'de Kahire'de Mektebetu'l-Kulliyati'l-Ezheriyye tarafından basılmış ve yazarın hayatı bu kitabın önsözünde kaydedilmiştir.

[40]- Leiden baskısı, 1960 miladî.

[41]- İmam Hafiz Şemsuddin Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz ez-Zehebî'dir (öl. 748 hicrî). Zehebî'nin kitabı Medine-i Münevvere'nin Selefiyye Yayınevi, Babu'r-Rahmet tarafından basılmış, 1388 hicrî yılında ikinci baskısını yapmıştır.

[42]- En'âm, 103

[43]- Yûsuf, 82

[44]- Usul-i Kâfi, Kitabu't-Tevhid, "Arş ve Kürsü" babı, c.1, hadis: 7 ve "Hareket ve İntikal" babı, hadis: 3 ve 9; Tevhid-i Saduk, "Nefyu'l-Mekân ve'z-Zaman ve'l-Hareke Anhu" babı, hadis: 9, 10, 12 ve "Kane Arşuhu Ala'l-Ma" babı, hadis: 1, "er-Rahman Ale'l-Arşi'steva"nın anlamı babı, hadis: 5, 6, 7, 8; Bi-haru'l-Envar,

yeni baskı, Kitabu't-Tevhid, "Nefyu'l-Cism ve's-Sureti ve't-Teşbihi ve'l-Hululi ve'lİttihad" babı, c.3, s.87, hadis: 23.

[45]- Usul-i Kâfi, Kitabu't-Tevhid, "Hareket ve İntikal" bölümü, hadis: 1; et-Tevhid, Şeyh Saduk, "Nefyu'l-Mekân ve'z-Zaman ve'l-Hareket-i Anhu Teâlâ" bölümü, hadis: 18; Biharu'l-Envar, Kitabu't-Tevhid, "Nefyu'z-Zamani ve'l-Mekân ve'l-Hareketi ve'l-İntikal Anhu Teâlâ" bölümü, c.3, s.311, hadis: 25.

[46]- et-Tevhid, Şeyh Saduk, s.111-112 özetle. Yine bk. Biharu'l-Envar,

Kitabu't-Tevhid, "Nefyü'r-Ru'yeti ve Te'vilü'l-Ayât" bölümü, c.4, s.31, hadis: 14; Usul-i Kâfi, Kitabu't-Tevhid, "Fi İbtâli'r-Ru'ye" bölümü, hadis: 2.

[47]- Yüce Allah'ın sıfatları hakkında Usul-i Kâfi (Kitabu't-Tevhid), et-Tev-hid, Şeyh Saduk ve Uyun-u Ahbari'r-Rıza kitaplarına müracaat ediniz.

[48]- Sahih-i Buhârî, Kitâbu'l-Meğâzi, "Gazvetu'l-Hayber" babı, c.3, s.35 ve Kitabu'l-Cihad ve's-Seyr, bab: 102, c.2, s.108 ve "Ma Kîle Fi Livâi'n-Nebi" babı, c.2, s.111 ve "Men Esleme Ala Yedihi Reculun" babı, c.2, s.115 ve "Fezailu Ashabi'n-Nebi" kitabı, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı, c.2, s.199; Sahih-i Müslim, "Fezailu's-Sahabe" kitabı, "Min Fezaili Ali b. Ebitalib (r.a)" babı, hadis: 32 ve 34 ve "Gazvetu Zi Kerd ve Gayriha" babı, hadis: 132; Sünen-i Tirmizî, "Menakıb"

kitabı, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı, c.13, s.172.

[49]- Sahih-i Buhârî, "Duau'n-Nebi İle'l-İslâm" babı, c.2, s.107.

[50]- Sahih-i Buhârî, "Kitabu'l-Cihad ve's-Seyr, hadis: 132.

[51]- Sahih-i Buhârî, "el-Vuzu" kitabı, "İltimasu'l-Vuzui İza Haneti's-Salat" babı, c.1, s.31.

[52]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Eşribe, "Şurbu'l-Birket ve'l-Mai'l-Mübarek" ba-bı, c.3, s.219; Sünen-i Neseî, Kitabu't-Tahare, "el-Vuzu Mine'l-İna" babı, c.1, s. 25; Müsned-i Ahmed, c.1, s.402; Sünen-i Dâremî, Abdullah b. Ömer'den naklen, "Ma Ekremellahu en-Nebiyye (s.a.a.) Min Tefciri'l-Mai Min Beyn-i Asabi-ihi" babı, c.1, s.15.

[53]- Sahih-i Buhârî, "Şurut" kitabı, "eş-Şurut-u Fi'l-Cihad ve'l-Musalahati Mea Ehli'l-Harbi ve Kitabetu'ş-Şurut" babı, c.2, s.82 ve Kitabu'l-Vuzu, "el-Bu-zak ve'l-Muhat ve Nehvuhu..." babı, c.1, s.38 ve "İsti'mal-u Fazli Vuzui'n-Nas ...", c.1, s.33; Müsned-i Ahmed, c.4, s.329 ve 330.

[54]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Hac, "Beyanu Enne's-Sünnete Yevme'n-Nehri En Yermiye Sümme Yenhere Sümme Yahlika ve'l-ibtidau Fi'l-Halki Bi'l-Cani-bi'l-Eymeni Mine'r-Resi'l-Mehlûk, hadis: 323, 324, 325, 326, Sünen-i Ebu Da-vud, Kitabu'l-Menasik, "el-Halku ve't-Taksir" babı, c.2, s.203, hadis: 1981; Ta-bakât-ı İbn Sad, c.1, s.135; Müsned-i Ahmed, c.3, s.111, 133, 137, 146, 208, 214, 239, 256, 287 ve c.4, s.42; el-Meğazi, Vâkidî, s.429.

[55]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fazail, "Kurbu'n-Nebi (s.a.a) Mine'n-Nas ve Teberrükuhum Bihi" babı, s.1812, hadis: 74.

[56]- el-Müstedrek, Hâkim, Kitabu'l-Marifeti's-Sahabe, "Menakıb-ı Halid" babı,

c.3, s.299. Ayrıca bk. Halid b. Velid'in hayatı, Usdu'l-Gabe, el-İsâbe ve özetle Kenzü'l-Ummâl, Müsned-i Ahmed'in haşiyesinde, c.5, s.178; Tarih-i İbn Kesir, c.7, s.113.

[57]- Biz bunu özetle Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Libas, "Ma Yuzkeru min Şeyb" babı, c.4, s.27'den naklettik.

[58]- Tabakât-ı İbn Sa'd, c.6, s.63; Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Vuzu, "el-Maul-lezi Yuğselu Bihi Şe'ru'l-İnsan" babı, c.1, s.31.

[59]- Sahih-i Buhârî, "Şurut" kitabı, "eş-Şurutu Fi'l-Cihadi ve'l-Musalahatu Mea Ehli'l-Harbi ve Kitabetu'ş-Şurut" babı, c.2, s.81, Kitabu'l-Meğazi, "Gazve-tu'l-Hudeybiyye" babı; Tabakât-ı İbn Sa'd, c.3, s.29 ve "Zikru Alamatin Ba'de Nüzuli'l-Vahy", c.1, k. 1, s.118; Meğazi-i Vakidî, s.248.

[60]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.68. Bu olay geniş bir şekilde el-İsâbe kitabında, Hanzala'nın hayatı bölümünde kaydedilmiş ve sonunda bu rivayetin diğer senetlerle de geldiğini hatırlatmıştır.

[61]- Müstedrek-i Hâkim, "Tarih" kitabı, "el-Be's" kitabının son kısmı, c.2, s.615; Mecmau'z-Zevâid, c.8, s.253; Meraği'nin "Tahkiku'n-Nusret kitabı, s.113 -114 Taberânî'den naklen.

[62]- Bakara, 89

[63]- Rivayetlerden anlaşıldığı üzere onlar genelde bu gibi dualar ediyorlardı; bu da onların Resulullah'ı (s.a.a) aracı kıldıklarını gösterir.

[64]- Delailu'n-Nübüvve, Beyhakî, s.343-345, Bakara Suresi 89. ayetin tefsirinde; Tefsir-i Taberî, c.1, s.324-328; Tefsir-i Nişaburî -haşiyesinde-, c.1, s.333; Müstedrek-i Hâkim, mezkur ayetin tefsirinde, c.4, s.263; Tefsir-i Süyutî, Ebu Nuaym'ın Delailu'n-Nübüvvet'inden, Tefsir-i Muhammed b. Abdulhamid; Tefsir-i

Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ebu Hatem b. İdris-i Razi; Tefsir-i Ebubekir Muhammed b. İbrahim-i Munzir en-Nişaburî ve diğer mütevatir rivayetler.

[65]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.138; Sünen-i Tirmizî, Kitabu'd-Deavat, c.13, s.80-81; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu İkameti's-Salat ve's-Sünneti Fiha, "MaCae Fi Salati'l-Hacet" babı, s.441, hadis: 1385; İbn Esîr, kendi senediyle Usdu'l-Gabe'de, Osman b. Huneyf'in  biyografisinde; Beyhakî Tahkiku'n-Nusre'den naklen; Tahkiku'n-Nusre, s.114. Biz özellikle Ahmed b. Hanbel'in sözünü naklettik; çünkü şefâati kabul etmeyenler genelde İbn Teymiyye ve  uhammed b. Abdulvehhab'ın izleyicileridirler ve onların hepsi de Ahmed b. Hanbel'in izleyicisidir.

[66]- Tahkiku'n-Nusret, s.114-115, el-Mu'cemu'l-Kebir'den naklen.

[67]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-İstiska, "Sualu'n-Nas el-İmame el-İstiska İza Kahetu" babı, ve "Fezail Ashabi'n-Nebi" kitabı, "Menakıbu'l-Abbas b. Ebdulmuttalib" babı, c.1, s.12 ve c.2, s.200; Sünen-i Beyhakî, Kitabu'l-İstiska, "elİstiska Bi-Men Turca Bereketu Duaihi" babı, c.3, s.352

[68]- Sahih-i Buhârî, "Zebaih" kitabı, "Mâ Zubihe Ale'n-Nusubi ve'l-Esnam" babı, c.3, s.207; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.69 ve 86. Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Ömer'in amcasının oğlu ve kayınbabasıdır. Zeyd'in hayatı, oğlunun (Said) hayatında el-İstiab'da, c.2, s.4'te kaydedilmiştir.

[69]- Sahih-i Buhârî, "Bedu'l-Vahy" babı, hadis: 252; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.223 ve 233. Biz bu hadisi özetle naklettik. "Nakş-i Eimme Der İhya-i Din" kitabının dördüncü cildinde hadis, tarih ve tefsir kitaplarında kaydedilen Resulullah'ın (s.a.a) bi'setiyle ilgili hadisleri inceleyip değerlendirdik ve bu konudaki sahih hadisi kaydettik.

[70]- Tarih-i Taberî, Avrupa basımı, c.1, s.1150.

[71]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'd-Deavat, "Kavlu'n-Nebi (s.a.a) Men Azeytuhu" babı; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Birri ve's-Sıla, "Men Leanehu'n-Nebi (s.a.a) ve Leyse Lehu Ehlen" babı.

[72]- Sahih-i Buhârî, Kitab-u Bedi'l-Halk, "Sıfatu İblis ve Cunudihi" babı ve Kitabu't-Tıbb, "Hel Yestahrecu's-Sihr" babı, "Edeb" kitabı, "İnnellahe Ye'muru Bi'l-Adl" babı, Kitabu'd-Deavat, "Tekriru'd-Dua" babı; Sahih-i Müslim,"es-Sihr" babı.

[73]- Sahih-i Müslim, "Fezail" kitabı, "Vücub-u İmtisali Mâ Kalehu Şer'an Dune Mâ Zekerehu Min Meaişi'n-Nas..." babı; Sünen-i İbn Mâce, "Telkihu'n-Nahl" babı.

[74]- Sahih-i Buhârî, Kitabu Fezaili Ashabi'n-Nebi, "Makdimu'n-Nebi (s.a.a) ve

Ashabihi el-Medine" babı ve "İydeyn" kitabı, "Sünnetu'l-İydeyn Li-Ehli'l-İslâm"babı; Sahih-i Müslim, "Salatu'l-İydeyn" kitabı, "er-Ruhsatu Fi La'b-i Yevmi'l-İyd" babı.

[75]- Sahih-i Müslim, "Sahatu'l-İydeyn" kitabı, "er-Ruhsatu Fi'l-le'bi'llezi La Masiyete Fihi Fi Eyyami'l-İyd" babı, hadis: 18, 19, 20, 21, 22.

[76]- Sünen-i Tirmizî, Ebvabu'l-Menakıb, "Menakıbu Ömer" babı.

[77]- Sünen-i Tirmizî, Ebvabu'l-Menakıb, "Menakıbu Ömer" babı; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.353. Biz bu gibi hadisleri ve bunların ortaya çıkmasına sebep olan etkenleri "Nakş-i Eimme Der İhya-i Din" kitabının 2,3,4 ve 5. cüz'ünde ele alıp inceledik.

[78]- Sahih-i Buhârî, "Şehadat" kitabı, "Şehadetu'l-A'ma ve Nikâhuh" babı; Sahih-i Müslim, "Fezailu'l-Kur'ân, "el-Emr-u Bi-Teahhudi'l-Kur'ân" babı, hadis: 224; Sünen-i Ebu Davud, "Tetavvu" kitabı, "Refu's-Savt Bi'l-Kur'ân Fi Sa-lati'l-Leyl" babı, hadis: 133 ve Kitabu'l-Huruf ve'l-Kıraat, birinci bab, hadis: 3970

[79]- Ehlisünnet okulunun hadisleri Resulullah'ın (s.a.a) makam ve mevkisini sıradan bir insandan daha aşağı düşürdüğünden, (uydurma garanik hadisi gibi - bu hadisin temelsiz olduğunu Nakş-i Eimme Der İhya-i Din kitabımızın dördüncü cildinde ispatladık-) öyle ki, bu hadislerden vahye ve Kur'ân'a şüphe düşürülebileceğinden Hıristiyan tebliğcilerden bazıları, İslâm alanında tartışırken özellikle Ehlisünnet hadislerine istinad etmiş ve Ehlibeyt okulu hadislerine  yanaşmamışlardır.

[80]- Bu alanda daha geniş bilgi için bk. İbn Ebi'l-Hadid-i Mu'tezilî'nin Şerh-u Nehci'l-Belâğa kitabı, c.1, s.59. Şifau's-Sudur, s.27. Maksat, Hudeybiye barışında altında "Bi'at-ı Şecere"nin gerçekletiği ve Allah-u Teâlâ'nın o bi'ata katılan müminlerden hoşnut olduğunu belirttiği ağaçtır.

[81]- Şerh-u Nehci'l-Belâğa, Muhammed Abduh, hutbe: 192.

[82]- Sahih-i Buhârî, "el-Menakıb ve'l-Merza ve'l-Edeb" kitabı; Sahih-i Müslim, "Fezail" kitabı, "İsbatu Hatemi'n-Nübuvvet" babı; Sünen-i Ebu Davud, Ki-tabu'l-Libas; Tirmizî, "Menakıb" kitabı; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.223 ve c.3, s.434 ve 442 ve c.5, s.35, 77, 82, 90, 95, 98, 104, 340, 341, 354, 438, 442, 443 ve c.6, s.329.

[83]- Tabakât-ı İbn Sa'd, Avrupa basımı, c.1, k. 1, s.73, 76, 83, 98, 99, 100, 101, 109, ve c.3, k. 1, s.153; Sahih-i Buhârî, "Bedu'l-Vahy Min Ahbar-i Herkul An Ashhbihi" kitabının son kısmı; Sünen-i Tirmizî, "Menakıb" kitabı, "Ma Cae Fi Bed'i'n-Nübüvve" babı, c.13, s.106; Sire-i İbn Hişâm, c.1, s.194, 203 ve yine bk. c.1, s.231, 239 ve 251.

[84]- Sahih-i Buhârî, "Buyu" kitabı, "Kerahetu's-Sehb Fi'l-Esvak" babı, c.2, s.10 ve Kitabu't-Tefsir, "Tefsir-i Suret'il-Feth" babı ve "Fezailu'l-Kur'ân" kitabı, birinci bab; Tabakât-ı İbn Sa'd, Avrupa baskısı, c.1, s.123 ve c.1, k. 2, s.17, 87, 89; Sünen-i Tirmizî, "Menakıb" kitabı, birinci bab, Sünen-i Daremî, el-Mukaddime, birinci bab; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.174 ve c.3, s.467; Tabakât-ı İbn Sa'd, c.1, k. 1, s.64, 103, 104, 106, 108, 111.

[85]- Sahih-i Müslim, "Fezail" kitabı, "Nesebu'n-Nebi" babı, s.1782, hadis: 2; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.89, 95, 105; Müsned-i Tayalisi, hadis: 781; Tabakât-ı İbn Sa'd, c.8, s.179. Ağacın selâm etmesi ise şu kaynaklarda geçer: Sünen-i Daremî, üçüncü bab; Tabakât-ı İbn Sa'd

[86]- Saff, 6

[87]-Bakara, 146 ve En'âm, 20

[88]- A'râf, 157

[89]- Şerh-u Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.15, s.242; el-Kâmil, Muber-red, en-Nehza yayınları, Mısır basımı, s.222. Bu olay hakkında daha geniş bilgiye bu kitabın üçüncü cildinde yer vereceğiz.

[90]- Bakara, 125

[91]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Enbiya, "Yüzeffun Neslan Fi'l-Meşy..." babı, c. 2, s.158-9.

[92]- Aynı eser, s.158 ve Mu'cemü'l-Buldân, Zemzem Maddesi ve Taberî Tarihi ve İbn Esîr'de Hz. İsmail'in (a.s) kıssası kısmında.

[93]- Müsned-i Ahmed c.1, s.306 ve buna yakın ifadelerle, s.127'de de geçer. Ayrıca: Müsned-i Teyâlisî 2696. hadis ve Mu'cemü'l-Buldan, "Kâbe" kelimesinin altında, Taberî Tarihi'yle İbn Esîr'de de Hz. İbrahim (a.s) ve İsmail'in (a.s) kıssaları.

[94]- Sâffât, 101-107

[95]- Sahih-i Müslim, "ez-Zühd ve'r-Rekâyık" kitabı "Lâ tedhulû Mesâkine'llezîne Zalemu Enfusehum..." babı 40. hadis'ten özetle. Müsned-i Ahmed c.2, s.117 ve Sahih-i Buhârî, Meğazi kitabı "Nüzulu'n-Nebi el-Hacer..." babı, Taberî Tarihi, Avrupa baskısında Semud Kavmi'yle ilgili haberde, c.1, s.250.

[96]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.66.

[97]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cuma, "Fazlu'l-Cuma" babı, 17 ve 18. hadisler

[98]- Bakara, 185

[99]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.87, 89, 96, 110, 128, 139, 145 ve 150; Müsned-i Teyalisî, hadis: 96 ve 155.

[100]-Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.89 ve 96.

[101]-Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.246.

[102]- Sire-i İbn Hişâm (Mısır baskısı), c.1, s.6, Tarih-i Taberî (Avrupa baskısı), c.1, 352, Tarih-i İbn Esîr (Avrupa baskısı), c.1, s.89, Tarih-i İbn Kesir, c.1, s.193, Mu'cemu'l-Buldân, "hicr" Maddesi.

[103]-İbn Sa'dın Tabakât'ı, c.1, s.25 (Avrupa baskısı); İbn Sa'd'ın kitabındaki üç rivayeti özetleyerek naklettik.

[104]- el-İktifâ Fi Meğazi'l-Mustafa ves-Selâsetü'l-Hulefâ, Henry Mase tashihi, Cezayir- Cevl Kıryunol baskısı, Cezair, 1931 m., s.119. Kelâî, Ebu Rabiî' Süleyman b. Musa b. Salim el-Himyerî, 565 hicrî kamerî yılında dünyaya gelmiş ve 634 yılında ölmüştür.

[105]- İbn Cübeyr, Muhammed b. Ahmed b. Cübeyr-i Kenanî Endulusî, 540 veya 539 rebiyülevvelinin onunda cuma akşamı dünyaya gelmiş ve 616 yılının şaban ayının 27 veya 29'unda salı akşamı İskenderiye'de vefat etmiştir. İbn Cübeyr, güçlü bir edebiyatçı ve şairdi. İyi davranışlı bir zat ve Endülüs'ün fıkıh ve hadis alimiydi. İbn Cübeyr, "Sefername" adlı kitabında iki yıl üç buçuk ay süren hac yolculuğunu genişçe kaleme almıştır. İbn Cübeyr'in bu yolculuğu 578 yılının şevval ayının 19'u pazartesi günü başlamış, 581 yılının muharrem ayının 22'sine kadar devam etmiştir. İbn Cübeyr bu yolculuğu boyunca Mısır, Arabistan, Irak, Suriye, Sakaliye vs. bölgelerini gezmiş, gördüğü şehirler ve konakladığı yerler hakkında bilgi vermiştir. Burada İbn Cübeyr'in Sefername'sinden kaydettiklerimizi Doktor Hüseyin Nassar'ın tahkikiyle (s.63) 1374 yılı Mısır baskısından aldık. İbn Cübeyr'in hayatı kitabının nsözünde geçer. 

[106]- Furu-i Kâfi, Kitabu'l-Hac, "Haccu İbrahim ve İsmail (a.s) ve Benauhu-mael-Beyt..." babı, c.4, s.210, hadis: 14, Darü'l-Kütibi'l-İslâmîyye baskısı, Tahran 1391 kamerî; Men La Yahzuruhu'l-Fakih, Kitabu'l-Hacc, "İlelu'l-Hacc" babı, c.2, s.125-126, hadis: 13, Darü'l-Kütübi'l-İslâmîyye baskısı, 1390 ve "Nu-ketun Fi Hacci'l-Enbiya-i ve'l-Murselin" babı, c.2, s.149, hadis: 8; el-Vâfi, Ki-tabu'l-Hacc, "Haccu İbrahim ve İsmail (a.s)" babı, c.8, s.28; Biharu'l-Envar, Ki-tabu'n-Nübüvve, "Ehvalu Evlad-i İbrahim (a.s) ve Ezvacihi ve Binaü'l-Beyt" babı, c.5, s.143, hadis: 41 ve c.5, s.144, hadis: 54.

[107]- Furu-i Kâfi, Kitabu'l-Hacc, "Haccu İbrahim" babı, c.4, s.210, hadis: 15; Biharu'l-Envar, Saduk'tan naklen, Kitab'un-Nübüvve, "Ahvalu Evlad-i İbrahim" babı, c.5, s.142, hadis: 40 ve "Ahbaru Evlad-ı İbrahim" babı, c.5, s.144, hadis: 5; el-Vâfî, Kitabu'l-Hacc, "Haccu İbrahim" babı, c.8, s.28.

[108]- Furu-i Kâfi, Kitabu'l-Hacc, "Haccu İbrahim" babı, c.4, s.210, hadis: 16; el-Vâfi, Kitabu'l-Hacc, "Haccu İbrahim" babı, c.8, s.28; Biharu'l-Envar, c.5, s. 144, hadis: 56.

[109]-Muhtasaru Kitabi'l-Buldan, Ebubekr Ahmed b. Fakih el-Hemdanî, Leiden Biril baskısı, 1302 kamerî, s.17.

[110]-Bakara, 125

[111]-Kehf, 21

[112]- Ahzâb, 21

[113]-Sahih-i Müslim, 2, 636, "Cenâiz" kitabı, 6. bab.

[114]- Sahih-i Buhârî, "Cenâiz" kitabı, "Kavlu'n-Nebi İnna Bike Le-Mah-zunûn" bâbı, c.1, s.158 ve Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fezâil, "Rahmetuhu Bi's-Sibyan ve'lİyâl, c.62 ve Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Cenâiz, "Mâ Câe Fi'n-Na-zari İle'l-Meyyit" babı, c.1, s.473, 1475. hadis ve Tabakât-ı İbn Sa'd, c.1, böl: 1, s.88 ve Müsned-i Ahmed c.3, s.193.

[115]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Cenâiz, "Kavlu'n-Nebi Yuezzebu'l-Meyyit Bi Ba'zi Bukai Ehlihi Aleyh..." bâbı, ve Kitabu'l-Merzâ, "İyadetu's-Sübyan" bâbı c.4, s.3, Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Canâiz, "el-Bukau Ale'l-Meyyit" bâbı, s.636, hadis: 11 ve Sünen-i Ebî Davud, Kitabu'l-Cenaiz, "el-Bukau Ale'l-Meyyit" babı, c.3, s.193,

hadis: 3125 ve Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-Cenâiz, "el-Emru Bi'l-İhtisa-bi Ve's-Sabr, c.1, s.246; Müsned-i Ahmed, c.2, s.306 ve c.3, s.83, 88, 89.

[116]- İbn Sa'd'in Tabakât'ında Hz. Hamza'nın Hayatı, Dar-ı Sadır, Beyrut baskısı. 1377, c.3, s.11. Daha geniş şekilde: Vâkıdî'nin Meğazi'si, c.1, s.315-317 ve İmtau'l-Esma, c.1, s.163 ve Müsned-i Ahmed, c.2, s.40 ve Tarih-i Taberî. Ayrıca İbn Abdulbir'in el-İstiab'ında ve İbn Esîr'in Usdu'l-Gabe'sinde aynı konu, Hz. Hamza'nın biyografisi kısmında özetle geçer.

[117]- Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-Cenâiz, "Ziyaretu Kabri'l-Müşrik" babı, c.1, s.267; Sünen-i Ebî Davud, Kitabu'l-Cenâiz, "Ziyaretu'l-Kubur" babı, c.3, s.218, hadis: 3234 ve Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Cenâiz, "Ma Câe Fî Ziyareti Ku-buri'l- Müşrikîn" babı, c.1, s.501, hadis: 1572.

[118]- Sünen-i İbn Mace, Kitabu'l-Cenâiz, "Ma Câe Fi't-Taâm Yub'es İlâ Ehli'l-Meyyit" babı, c.1, s.514, hadis: 1610 ve 1611 ve Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Cenâiz, "Ma Câe Fi't-Taâm Yusneu Li-Ehli'l-Meyyit" babı, c.4, s.219'da bu hadisin hasen ve sahih olduğu kayıtlıdır. Yine Sünen-i Ebî Davud, Kitabu'l-Ce-nâiz, "Sun'atu't-Taâm Li-Ehli'l-Meyyit" babı, c.3, s.195, hadis: 3132 ve Müs-ned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.205 ve c.6, s.370. 

[119]- Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Cenâiz, "Hidadu'lMer'eti Alâ Gayri Zevciha" babı, c.1, s.154 ve Talâk Kitabı, "Teheddu'l-Müteveffa Anha Zevcuha Erbatate Eşhurin ve Arşen" babı, c.3, s.189 ve 68. bab ("el-Kuhlu Li'l-Hadde" babı) ve "el-Kıstu Li'l-Hâdde İnde't-Tuhr" babı ve "Telebbusu'l-Hadde Siyabe'l-Asb" babı ve "Velleziyne Yeteveffevne minkum ve Yezerûne Ezvacen" babı, c.3, s.189, 190

ve Sahih-i Müslim, Talâk Kitabı, "Vücubi'l-İhdad Fî İddeti'l-Vefat ve Tahrimuhu Fî Gayri Zalike İllâ Selasete Eyyam" babı, s.1124-1128 hadis: 1486, 1487, 1490, 1491 ve Sünen-i Ebî Davud, Talâk Kitabı, "Hidadu'l-Müteveffa Anha Zevcuha" babı, c.2, s.290, hadis: 2299 ve "Fî-Ma Tectenibu-hul'-Mu'tedde Fî İddetiha" babı, c.2, s.291, hadis: 2302 ve Sünen-i Tirmizî, Talâk ve Liân Kitabı, "Ma Câe Fî İddeti'l-Müteveffa Anha Zevcuha" babı, c.5, s.171, 174 ve Süneni Nesâî, Talâk Kitabı, "İddetu'l-Müteveffa Anha Zevcuha", "el-İhdad",  Sukutu'l-İhdad Ani'l Kitabiyyeti'l-Müteveffa Anha Zevcuha", Ter-ku'z-Ziyneti Li'l-Haddeti'l-Müslime Dûne'l-Yahudiyyeti ve'n-Nasraniyye", "Ma Tectenibu'l-Hâddetu Mine's-Siyabi'l- Musabbeğa" ve "el-Hızabu Li'l-Mer'eti" bapları ve Sünen-i İbn Mâce, Talâk  itabı,

"Hel Tehuddu'l-Mer'etu Alâ Gayri Zevcihâ" babı, c.1, s.374, ha dis: 2087 ve 2087 ve Sünen-i Daremî, Talâk Kitabı, "İhdadu'l-Mer'eti Ale'z-Zevc, c.2, s.167 ve el-Muvatta, İbn Malik, Talâk Kitabı, hadis: 101, 105 ve İbn Sa'd'in Tabakât'ı, c.4, 1. bölüm, s.27, 28 ve c.8, s.70 ve Müsned-i Ahmed, c.5, s.8, c.6, s.37, 184, 249, 281, 286, 287, 324, 325, 326, 369, 408, 462 ve Müsned-i Tayâlesî, s.1587, 1589, 1591.

[120]- Sahih-i Buhârî, "Peygamber'in Ashabının Faziletleri" kitabı, "Halid b. Velid'in Menkıbesi" babı, c.2, s.204

[121]- İbn Asâkir Tarihi, hadis: 630-631 ve Mecmau'z-Zevâid, c.9, s.179 ve Maktel-i Harezmî, c.1, s.159 ve s.162'de farklı deyişle; Tarih-iİbn Asâkir, c.6, s.230 ve c.8, s.199 ve el-Emali, Şecerî, s.188 ve el-Fusulu'l-Mühimme, İbn Sabbağ el-Mâlikî, s.145 ve er-Ravzu'n-Nezîr, c.1, s.89 ve es-Savâik, s.115 ve bir başka baskısında da, s.190 ve Kenzü'l-Ummâl, eski baskı, c.6, s.223 ve el-Hasâisu'l-Kübrâ, c.2, s.125. Ehlibeyt kaynaklarından ise: Musiru'l-Ahzân, s.8; el-Luhuf, İbn Tavus, s.6 ve 7.

[122]-İbn Asâkir Tarihi, hadis: 629; Mecmau'z-Zevâid, c.9, s.188; Kenzü'l-Ummâl, c.13, s.112; İbn Kesir Tarihi, c.8, s.199. Ehlibyet kaynaklarından ise: el-Emâlî, Şeyh Tusî, c.1, s.323, Musiru'l-Ahzan, s.7-10 (ki bunun sonunda çok önemli bilgiler de verilmektedir) ve el-Luhuf, s.7- 9.

[123]- Tabakât, İbn Sa'd, hadis: 269 ve İbn Asâkir Tarihi, İmâm Hüseyin'in (a.s) hayatı, hadis: 627 ve Maktel-i Harezmî, c.1, s.159 ve Mecmau'z-Zevâîd, c.9, s.187- 8 ve Kenzü'l-Ummâl, c.13, s.108 ve eski baskısında, c.6, s.223 ve es-Savâiku'l-Muhrika, İbn Hacer, s.115 ve diğer bir baskıda, s.119; Hasâis, Su-yutî, c.2, s.125 ve Cevahiru'l-Kelam, Karaoğlu, s.117. Ve Ehlibeyt mektebi kaynaklarından ise: Şeyh Tusî'nin el-Emâli'sinde, c.2, s.325 ve Şecerî'nin E-mâli'sinde,

s.177'de tafsilatlı şekilde geçmektedir.

[124]- Hâkim, Müstedrek'üs-Sahihayn, c.4, s.398 ve Taberânî'nin Mu'cemu'l- Kebir'i, hadis: 55 ve Tarih-i İbn Asâkir, hadis: 619 ve 621 ve İbn Sa'd'in Tabakât'ında Hz. İmam Hüseyin'in (a.s) Şerhihâli kısmında, hadis: 267 ve Zehebî'nin İslâm Tarihi, c.3, s.11 ve Siyeru'n-Nubelâ, c.3, s.194 ve 195 ve Maktel-i Hârezmî, c.1, s.158, 159'da özetle ve Zahairu'l-Ukbâ, Muhibbuddin Taberî, s.148, 149 ve Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.230 ve Kenzü'l-Ummâl, Mattaki-i Hindî,

c.16, s.266.

[125]- Müsned-i Ahmed, c.3, s.242, 265 ve Tarih-i İbn Asâkir, hadis: 615 ve 617 ve Taberânî'nin Mu'cem'i, hadis: 47; Harezmi'nin Maktel'i, c.1, s.160-162; Zehebî'nin İslâm Tarihi, c.3, s.10; Siyeru'n-Nubelâ, c.3, s.194; Zehairu'l-Ukbâ, s.146, 147; Mecmau'z-Zevâid, c.9, s.187 ve s.190'da "hasen" olarak adlandırılan bir başka senetle geçer. Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.229'da da şöyle geçer: "Biz,

Hüseyin'in Kerbelâ'da öldürüleceğini duymuştuk." Yine Kenzü'l-Ummal, c.16, s.266; es-Savâik, s.115; Ebu Nuaym'in ed-Delail'i, c.3, s.202; el-Mevahibu'l-Ludeniyye, Kastalanî, c.2, s.195; Süyutî'nin Hasâis'i, c.2, s.25. Ehlibeyt okulu kaynaklarından ise: Şeyh Tusî'nin (öl. 460 hk.) Emâli'si, Nu'man baskısı, Necef, 1384 hicrî kamerî, c.1, s.221. (Burada "meleklerin büyüklerinden biri" şeklinde geçiyor.)

[126]- Sahih-i Müslim, 2, 639, Kitabu'l-Cenâiz, "el-Meyyit Yuazzebu Bi-Bukai Ehlihi Aleyh" bâbı; Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-Cenâiz, "Ölüye Ağlamak Nehyedil-miş Midir?" bâbı.

[127]- Sahih-i Müslim, c.2, s.639 ve Sahih-i Tirmizî, c.4, s.222, Kitabu'l-Ce-nâiz, bâb: 24 ve Sünen-i İbn Mâce, c.1, s.508, Kitabu'l-Cenâiz, "el-Meyyit Yu-azzebu Bi-Bukai Ehlihi Aleyh" bâbı.

[128]- Sahih-i Müslim, c.2, s.639 ve Sünen-i Nesâî, c.4, s.18.

[129]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cenâiz, bab: 9, hadis: 22 ve 23; Sahih-i Bu-hârî, Kitabu'l-Cenâiz, "Kavlu'n-Nebiyy: el-Meyyit Yuazzebu Bi-Bukai Ehlihi Aleyh" babı, c.1, s.155 ve 156; Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-Cenâiz, "Ölen İçin Ağlamanın Nehyi..." babı, c.4, s.18.

[130]- Nevevî'nin Şerh-i Sahih-i Müslim'i, Kitabu'l-Cenâiz, c.6, s.228, "el-Meyyit Yuazzebu Bi-Bukai Ehlihi Aleyh" babı.

[131]- age.

[132]- Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-Cenâiz, "er-Ruhsa Fi'l-Bukai Ale'l-Meyyit" bâbı, c.2, s.19; Müsned-i Ahmed, c.2, s.110, 283, 333, 408 ve 444; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Cenâiz, "Ma Câe Fi'l-Bukai Ale'l-Meyyit" bâbı, c.1, s.505, hadis: 1587.

[133]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.283, 408 ve aynı anlama yakın olarak, s.333'te de geçmektedir.

[134]- Cin: 28

[135]- el-Usulu's-Selâsetu ve Edilletu'l-Kahire, Medenî Basım Evi, 1380 hk., s.4. Yine bk. aynı basım evinde basılan ed-Dinu ve Şurûtuhâ Risâlesi. Onlar Allah'-tan başkasından istemenin câiz olmayışına, "De ki: Onun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler." (İsrâ, 56) ayeti ve benzeri diğer bazı ayetleri de delil olarak öne sürerler.

[136]- el-Usulu's-Selasetu ve Edilletuha, s.5 ve 8.

[137]- Ankebût, 65. el-Usulu's-Selasetu ve Edilletuha, s.46.

[138]- ed-Dinu ve Şurûtu's-Salât, s.8.

[139]- Yûsuf: 67

[140]- Burada iki ekolün bütün delillerini sıralamak istemiyor, aksine sadece onlardan bir örnek getirmek istiyoruz.

[141]- En'âm: 114. Sıffin Savaşı'nı Tarih-i Taberî, İbn Esîr ve İbn Kesir kitaplarında, Hâricîleri ise aynı kitaplarda ve diğer kaynaklarda okuyabilirsiniz.

[142]- Olay şöyle vuku bulmuştur: Hz. Ali (a.s) Yemen'den bir miktar altın getirerek Resulullah'a (s.a.a) verdi. Resulullah (s.a.a) altınların hepsini gönüllerini yumuşatmak için kâfirlerden dördüne verdi. Hz. Peygamber'in bu hareketine kızan ensar ve muhacirlerden bazıları, "Paraları kâfirlerin liderlerine verip bizleri görmezlikten geliyor." diye itiraz ettiler. Resulullah'ın (s.a.a), "Ben bu şekilde onların gönlünü İslâm'a meyillendiriyorum." buyurması üzerine başını tıraş etmiş, gözleri çukurda olan birisi ayağa kalkarak, "Ya Muhammed! Allah'tan kork!" dedi. Resulullah (s.a.a), "Ben Allah'a itaat etmezsem, kim O'na itaat eder? Yüce Allah beni bütün dünya halkının en emini bilirken, siz beni emin bilmez misiniz?!" buyurdu. O adam çıkıp gidince Hz Peygamber, "Bu adamın soyundan öyle kimseler dünyaya gelecek ki Kur'ân okuyacaklar; ama okudukları boğazlarından aşağı gitmeyecek (ne dediğini anlamayacaklar). Okun yaydan çıkması gibi İslâm dininden çıkacaklar! Müslümanlarıöldürecekler..." buyurdu. Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tevhid, "Kavlullah-i Teâlâ, 'Te'rucu'l-Melaike-tu..." babı, c.4, s.188; Sahih-i Müslim, Zekât Kitabı, "Zikru'l-Havarici ve Sıfâ-tihim" babı, s.741, hadis: 143.

[143]- Sahih-i Müslim, Zekât Kitabı, "Zikru'l-Havârici ve Sıfatihim" babı, hadis: 143, 144, 145, 146.

[144]-Mâide, 42

[145]- Nisâ, 35

[146]- Mâide: 18

[147]- İsrâ: 111, Furkan: 2

[148]- Nisâ: 3, 24, 25, 36

[149]- Âl-i İmrân: 26

[150]- En'âm: 102

[151]- Fâtır: 3

[152]- A'râf: 54

[153] - Müminûn: 80

[154]- Şûrâ: 9

[155]- Mâide: 110

[156]- Âl-i İmrân: 49

[157]- Zümer: 43-44

[158]- Secde:4

[159]- En’am:57

[160]- En’am:70

[161]- Yusun:3

[162]- Bakara:255

[163]- Tahâ: 109

[164]-Sebe’:23

[165]- Meryem: 87

[166]- Enbiya: 28

[167]- Tevbe:116

[168]- Bakara:107

[169]- Kehf:102

[170]- Maide:55

[171]- Nahl:28

[172]-Nahl:32

[173]-Secde:11

[174]-Zümer:42

[175]- Bu istidlal Şeyh Saduk'un "Tevhid" kitabında, "İkiliğe Tapanlara ve Zındıklara Reddiye" babında, s.241'de Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) buyruklarından alınmıştır.

[176]- Bu hadisin kaynakları için bk. "Resulullah'tan (s.a.a) Şefâatçi Olmasını İstemek" babı

[177]- Mâide: 35

[178]- İsrâ: 57

[179]- Sâd:75-76

[180]- Hicr:33

[181]- Hûd:27

[182]- Mü’minin:24

[183]- İbrahim:10

[184]- Mü’minin:33

[185]- İbrâhîm: 11

[186]- İbn Hacer, el-İsâbe adlı kitabında Zulhuveysara'yı şöyle tanıtır: Zulhuveysara-i Temimî'nin ismi Harkus b. Zuheyr'dir. O, Hâricîliğin temelini atan kimsedir. O, ganimetler bölüştürülürken Resulullah'a (s.a.a) itiraz ederek, "Ya Resulallah, adaleti gözet!" dedi. Resulullah (s.a.a) bunun üzerine ona, "Yazıklar olsun sana, ben adaleti gözetmezsem, kim gözetir?" buyurdu ve onun hakkında, "Bu adamın öyle arkadaşları olacak ki siz kendi namaz ve oruçlarınızı onla rın namaz ve oruçları karşısında değersiz göreceksiniz. Onlar, okun yaydan çıkması gibi dinden çıkacaklar." buyurdu. Zulhuveysara'nın hayatı Usdu'l-Gabe'de kaydedilmiş, Resulullah'ın (s.a.a) onun hakkındaki sözlerinin tafsilatı, Hâricîler ve Emirü'l-Müminin Ali'yle (a.s) savaşları Sahih-i Müslim'de "Zikru'l-Hevaric", "et-Tehrid-u Ala Katli'l-Ha-varic" ve "el-Havaricu Şerru'l-Halk ve'l-Halîka" bablarında kaydedilmiştir.

[187]- Hz. Davud'un (a.s) hayatıyla ilgili hadisler Tarih-i Taberî ve diğer kaynaklarda kaydedilmiştir.

[188]- Ben bundan çok daha önce Mısır, Hicaz, Suriye, Lübnan, Hindistan, Pakistan, Irak ve benzeri yerlerde, İslâmî üniversitelerdeki ilmî toplantılarda veya bilginlerle özel görüşmelerimizde, Resulullah'ın (s.a.a) sünneti üzerinde, karşılaştırmalı ilmî çalışma ve araştırmalar yapmanın zaruretini İslâm bilginlerine, yazarlara ve düşünürlere defalarca açıklamaya çalıştım. Ben -Allah'ın yardımıyla-

ömrümün elli küsur yılını bu gibi incelemelerle geçirdim. Bu çalışmalarım sırasında, Resulullah'ın eşleri, Ehlibeyt'i ve ashabı arasında Hz. Peygamber'in sünnet ve sireti hakkında en çok hadisin Ümmü'l-Müminin Âi-şe'den nakledildiğini ve hem Müslüman araştırmacıların, hem de gayri Müslim oryantalistlerin, Resulullah'ın sünnet ve siretiyle ilgili konuları bu kanaldan naklettiklerini gördüm.

Ümmü'l-Müminin Âişe'nin Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiş olduğu bütün hadisleri ilmî ve karşılaştırmalı bir metotla ciddi bir  incelemeye tâbi tutmadan, Allah Resulü'nün sünnet ve sireti hakkında sağlıklı bir çalışma ortaya koymanın imkânsız olduğunu görünce, bu kanaldan nakledilen hadislerin tümünü incelemeye

karar verdim. Yıllar süren bu çalışmanın birinci cildini "Ahadîsu Ümmi'l-Müminin Âişe" (Ümmü'l-Müminin Âişe'-nin Hadisleri) adıyla yayınladım; ikinci cildi ise henüz yayınlanmadı. Ben bu çalışmalarım sırasında Resulullah'ın sünneti ve hayatı, yine İslâm-'ın ilk asrının olayları hakkındaki haber ve rivayetler arasında akıl almaz çelişkilerle karşılaşınca, araştırmalarımı derinleştirerek daha da genişletmeye karar verdim. İnanılması güç ama; gerçek olan korkunç sonuçlara ulaştım. Meselâ isimleri kaynaklarda geçen; ama asla dünyaya gelmemiş ve yaşamamış onlarca uydurma sahabî ve râvî keşfettim ve bunların bir bölümünü geniş bir şekilde delilleri ve kaynaklarıyla birlikte "Hamsune ve Mietu Sahabîyy'in Muhtalak" (Yüze Elli Uydurma Sahabî) adı altında yayınlamak zorunda kaldım. Bu incelemelerime bu ismi seçmemdeki amacım, İslâm'ın ilk asrındaki olaylarla ilgili rivayetler hakkında ne denli korkunç yalanlar uydurulduğunu en çıplak şekliyle âlimlerin gözleri önüne sermekti. Bu çalışmanın da iki cildi basılmış durumda. Bu çalışmada doksan üç uydurma sahabînin ve yetmiş küsür uydurma râvînin biyografilerini ve fetihlerle, Ridde Savaşlarıyla ve diğer birçok konuyla ilgili onlara isnâd edilen uydurma rivayetleri ortaya koydum.

Daha sonra bu araştırmama bir mukaddime özelliğini taşıyan iki ciltlik "Abdullah b. Saba Masalı" kitabını yazdım; bu kitabın üçüncü cildiyle "Yüz Elli Uydurma Sahabî" kitabının üçüncü cildi daha basılmadı. Bu yolda maruz kaldığım acımasız tepkileri ve iftiraları da sadece yüce Allah'a şikâyet ediyorum. [Elbette kitabın Türkçe çevirisinin yayınlandığı 2005 tarihinde kitabın diğer ciltleri de basılmıştır. Yay.

[189]- Tevbe:110

[190]- Hamdolsun, muhterem müellifimizin bu konudaki geniş ve derin araştırmalarının ürünü olan kitap, iki cilt hâlinde Arapça olarak yayınlanmış bulunmaktadır. (Müt.)

[191]- Yûsuf: 108

[192]- Burada hâkim güçlerin ekolünü son Osmanlı halifesiyle ve Ehlibeyt Ekolü'nü ise On İki İmam'la sınırlandırdık. Çünkü Hilâfet Ekolü Resulullah'tan sonra halifelerin hükümetinin meşru olduğuna inanır ve onları Hz. Resu-lullah'ın (s.a.a) halifeleri olarak görürler. Ehlibeyt Ekolü ise On İki İmam'ın hükümete geçmeye daha lâyık olduğuna, onların bu konuda haklı olduklarına inanır ve onları Hz. Resulullah'ın (s.a.a) vasileri olarak görürler. İşte bu yüzden biz birinci ekole "Hilâfet Ekolü", ikinci ekole ise "Ehlibeyt Ekolü" ismini verdik.

[193]- Tehzibu'l-Lügat, Ezherî, Kahire basımı, 1384 hk., c.15, s.91.

[194]-bk. Nihayetu'l-Lugat, İbn Esîr, "cehd" maddesinde.

[195]-Mukaddime-i Sünen-i Daremî, "Fazlu'l-İlim ve'l-Âlim" babı, c.1, s.100,

hadis: 32.

[196]-Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İ'tikaf, "el-İçtihad Fî'l-Aşri'l-Evahiri Min Şehri Remazan" babı, hadis: 1175.

[197]- el-İsâbe, c.1, s.10. Hilâfet mezhebi mensuplarının bu görüşünü Şehid-i Sâni de aynı dille aktarmakta ve ed-Diraye adlı eserinin 4. babında sahabîyi şöyle tanımlamaktadır: "Mümin ve Müslüman olarak Hz. Resulullah'ı (s.a.a) görmüş ve İslâm üzere ölümüş olan herkes sahabîdir!"

[198]- el-İsâbe, c.1, s.13-16.

[199]- bk. Müfredat-ı Râğıb ve Lisânü'l-Arab, "Sahabe" kelimesi.

[200]- el-İsâbe, c.1, s.13.

[201]- Taberî Tarihi, Avrupa baskısı, c.1, s.2151.

[202]- Taberî Tarihi, Avrupa baskısı, c.1, s.2457-2458.

[203]- Seyf b. Ömer Temimî'nin biyografisi için bk. Abdullah b. Saba Masalı'nın birinci cildine.

[204]- Abdullah b. Saba Masalı, Beyrut basımı, c.1, s.117. Ayrıca, yazarın henüz basılmamış "Uydurma Râvîler" eserine de bakılabilir.

[205]- el-Ağanî, Sasî basımı, c.14, s.158.

[206] - Kuzâa kabilesi: Hiydan, Behra, Belî, Cüheyne vb. kabilelerini kapsayan büyük bir kabileydi. İbn Hazm'ın "Cemheretu Ensâbi'l-Arap" kitabının 440 ve 460. sayfalarında etraflıca anlatılır. Kuzâa kabilelerinin merkezi önce Şahar, sonra Necrân, sonra da Şam olmuştur. Bu kabilelerin yerleşim bölgesi Şam'la Hicaz'dan Irak'a varan çok geniş bir alanı kapsıyordu. bk. Mucemu Ka-bâili'l-

Arap, Kuzâa kelimesi, c.3, s.957

[207] - el-Ağânî, c.14, s.157. İbn Hazm da bu mevzuyu özet olarak Cemhere'nin 284. sayfasında anlatmıştır.

[208] - Huran; Dimeşk eyaletine bağlı çok geniş bir bölgenin adıdır. bk. Mu'-cemü'l-Büldân, c.2, s.358.

[209]- el-Ağanî, c.15, s.56.

[210]- el-İsâbe, c.2, s.489-496. Alkame'yle amcaoğlu Âmir arasında bir hâdise vuku buluyor ve birbirlerine çirkin sözler sarf ediyorlar. Biz burada onları aktarmatan utanıyoruz. Alkame'nin Roma İmparatoru'na alınmasının nedeni de, bu macera olsa gerektir. bk. İsfahânî'nin el-Ağânî isimli eseri, c.15, s.50-55 ve İbn Hazm'in Cemhere'si, s.284.

[211] - Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ebu Hâtem Râzî'nin (doğ: hk. 327) tanınmış eseri Takdimetu'l-Marifeti Li-Kitab'il Cerhi ve't-Ta'dil, hk. 1371'de Haydarabad'da basılmıştır. Biz de bunları, mezkur kitabın 7-9. sayfasından aktardık.

[212] - Bakara: 143

[213]- Ehlibeyt mezhebine mensup Şîa'ya göre, bu ayetteki "mümin"den maksat, rastgele her sahabe değil, sahabenin mümin ve takvalı olanları ve bu iman ve takvalarını sonuna kadar koruyabilenleridir.

[214]- İlerideki konularımız arasında göreceğiz ki, Hilâfet Ekolü'nde hicretin 1.yy'ının sonlarına kadar Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin yayılması, bilhassa hadislerin yazılması ve yazılı olarak saklanması veya yayılması yasaklanmıştı.

[215]- el-Cerhu ve't-Tadil, s.7-9.

[216] - Ebu Ömer Yusuf b. Abdullah b. Muhammed b. Abdulbirr en-Nemurî el-Kurtubî el-Mâlikî'nin (hk. 368-463) torunlarından olup, tanınmış eser "el-İstiâb Fî Esmâi'l-Ashab"ın yazarıdır.

[217] - Usdu'l-Gabe Fî Mârifeti's-Sahabe, İbn Esîr olarak bilinen Ebu'l-Hasan İzzuddin Ali b. Muhammed b. Abdülkerim el-Cezerî, c.1, s.3.

[218]- el-İsâbe Fî Temyizi's-Sahabe, İbn Hacer olarak bilinen Şahabuddin Ahmed b. Ali b. Muhammed el-Kenanî el-Askalanî eş-Şafiî, c.1, s.17-22.

[219] - Tanınmış imam ve fakih Ebu Zer'â'nın, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ashabı arasındaki münafık sahabeler hakkında neler düşündüğünü merak etmemek elde değil!

[220] - İbn Hacer'in el-İsâbe'si c.1, s.18. İbn Hacer, Ebu Zer'a'yı tanıtırken şöyle der: "11. sınıf güvenilir hadis râvîlerinden ve hafız imamlarındandır. H. 264. yılda vefat etti; Müslim, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce gibi sihah sahipleri ondan riva yetlerde bulunmuşlardır." Biyografisi için bk. Takribu't-Tehzib, c.2, s.536, hadis: 1479.

[221]- Fetih,18.

[222]- Şecere veya Rıdvan Biati olarak bilinen bu hâdise için bk. Vâkıdî'nin Megâzî'si, s.604 ve İmtau'l-Esma, Makrîzî, s.291.

[223] - Tevbe, 101.

[224] - Ayşe'nin rivayetine göre onun kendisini temize çıkaran, başkalarının rivayetine göreyse Mariye'nin iffetini vurgulayan İfk hâdisesi Nûr Suresi'nin 11-17 ayetlerinde geçer. Nitekim kitabımızın ikinci cildinde bu konu hakkında bilgivereceğiz.

[225] - Cum'a: 11.

[226] - Ahmed b. Hanbel'in Müsned'i, c.5, s.390 ve 453 ve Sahih-i Müslim, "Sıfatu'l-Münâfıkun" bâbı, c.8, s.122-123 ve Mecmau'z-Zevâid, c.1, s.110 ve c.6, s.195; Vâkıdî'nin Meğazî'si, c.3, s.1042 ve Makrizî'nin İmtâu'l-Esmas'sı, s.477 ve ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.3, s.258-9, Tevbe Suresi, 74. ayetin tefsiri hakkında

[227] - Ehlibeyt mezhebi mensupları bu komplonun Veda Haccı dönüşünde ve Gadir-i Hum hâdisesi nedeniyle Cuhfe yakınlarında gerçekleştiğine inanırlar. bk. Biharu'l-Envâr, c.28, s.97.

[228]- Ahzâb: 30-32

[229]- Tahrîm: 10-12

[230] - Sahih-i Buhârî, Mâide Suresi tefsirinde, "Ve Kuntu Aleyhim Şehiden Ma Dumtu Fîhim..." babında ve Kitabu'l-Enbiya "Ve't-tehazallahu İbrahime Halilen" babında ve Sahih-i Tirmizî, "Sıfatu'l-Kıyamet" bapları ve "Ma Câe Fî Şa'ni'l-Haşr" ile Tâhâ Suresi Tefsiri babında.

[231] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Rıkâk, "el-Havz" babı, c.4, s.95 ve Kitabu'l-Fi-ten, "Ma Câe Fî Kavlillah-i Tealâ: Vettekû Fitneten Lâ Tusibenne..." (Enfâl: 28) babı ve Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Menâsık, "Hutbetu Yevmi'n-Nahr" babı, hadis: 5830 ve Müsned-i Ahmed, c.1, s.453 ve c.3, s.28 ve c.5, s.48.

[232] - Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Fezâil, "İsbâtu Havz-ı Nebiyyina" babı, c.4, s. 1800, hadis: 40.

[233] - Hâkim'in Müstedrek'i, c.3, s.483 ve Mâliki'nin el-Fusulu'l-Mühimme'si ve İbn Mağazilî Şâfiî'nin (öl. 483 hk.) Menâkıb'ı, c.3, s.7 ve Şeblencî'nin Nu-ru'l-Ebsar'ı, s.69'da geçen rivayetlerde de belirtildiği üzere Hz. Ali (s.a) 30. Fil senesinin receb ayının 13'ünde Kâbe'nin içinde dünyaya gelmiştir. H. 35. yılda muhacirler ile ensar, ona halife olarak biat ettiler. H. 40. yılın ramazanının 19. gecesi Kûfe Camii'nde namaz kılarken, Hâricî taifesi mensuplarından İbn Mülcem-i Muradî'nin zehirli bir kılıçla yaptığı suikaste uğradı ve iki gün sonra, ramazanın 21. günü dâr-ı bekâ'ya göçtü. Ehlisünnet'in sahih kitaplarında Hz. Ali'den (s.a) rivayet edilen hadislerin sayısı 536'dır. Biyografisi için bk. el-İstiâb, Usdu'l-Gabe, c.5, s.276. Hz. Resulullah'a (s.a.a) karşı münafıkça davrananların kimler olduğu hususunda Hz. Ali'nin (s.a) rivayetleri için bk. Sahih-i Müslim, "ed-Delilu Alâ Enne Hubbe'l-Ensarî ve Aliyyin Mine'l-İman ve Buğzehum Min Alâmati'n-Ni-fak" babı, c.1, s.61 ve Sahih-i Tirmizî, "Menâkıbu Ali" babı, c.12, s.177 ve Sünen-i İbn Mâce, Mukaddimesinin 11. babı ve Sünen-i Nesâî, Kitabu'l-İman ve Şeraiuhu, "Alâmetü'l-Mümin" ve Alâmetü'l-Münafık" bapları, c.2, s.271 ve Ha-sâis-i Nesâî, s.38 ve Müsned-i Ahmed, c.1, s.84, 95, 128 ve Tarih-i Bağdad, c.2, s.255 ve c.8, s.417 ve c.16, s.426 ve Hilyetu'l-Evliya, Ebu Nuaym, c.4, s.185 (ki burada bütün râvîlerin ittifakıyla sahih kabul edilen bir hadis olduğu belirtiliyor) ve Tarihu'lİslâm, Zehebî, c.2, s.198 ve İbn Kesir Tarihi, c.7, s.354 ve el-İstiab, c.2, s.461 ve Usdu'l-Gabe, c.4, s.292 ve Kenzü'l-Ummâl, c.15, s.105 ve Riyazu'n-Nazira, c.2, s.284 ve el-Menâkıb, İbn Mağazilî, s.190, hadis: 255.

[234] - Ümmü Seleme olarak bilinen Hind, Ebu Umeyye b. Muğiyre el-Kurey-şî el-Muhzumî: Hz. Resulullah'la (s.a.a) evlenmeden önce Ebu Seleme b. Abdulesed Mahzumî'nin eşiydi; her ikisi de ilk Müslümanlardandı. Önce Habeşistan'a, sonra da Medine'ye hicret ettiler. Ebu Seleme Uhud Savaşı'nda aldığı yarayla hicretin 3. yılında vefat edince, Hz. Resulullah (s.a.a) çok çocuğu olan ve kocasının vefatıyla birlikte onların geçimini sağlamada ciddi bir sıkıntıya düşen Ümmü Seleme'nin geçimini sağlamayı kendi üzerine aldı. Ümmü Seleme, Hz. İmam Hüseyin'in (s.a) şahadetinden sonra H. 61. yılda vefat etti. Si-hah yazarları ondan 378 hadis rivayet etmişlerdir. Ümmü Seleme'yle Ebu Se-leme'nin biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe ve Cevamiu's-Sîre, s.276 ve Takribu't Tehzib, c.2, s.617. Münafıklar hakkında Ümmü Seleme'den rivayet olunan ha-dis için bk. Sünen-i Tirmizî c.13, s.168 ve Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s. 292 ve elİstiâb, c.2, s.460 ve İbn Kesir Tarihi, c.7, s.354 ve Kenzü'l-Ummal, 1. baskı, c.6, s.292.

[235] - Abdullah b. Abbas; Abdulmuttalib'in torunlarından, Hz. Peygamber'in (s.a.a) amcası oğlu hicret sırasında üç yaşındaydı. H. 68'de Tâif'te öldü. Sihah yazarları ondan 1660 hadis rivayet etmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, elİsâbe ve Cevamiu's-Siyre, s.276.

[236]- Ebu Zerr el-Gıfârî: Cündeb veya Büreyd onun adıdır. Cünade, Abdullah veya diğer adıyla es-Seken'in oğludur. İslâm'ı ilk kabul eden ve en son hicret edenlerdendir. Bedir'den sonraki savaşlara katıldı ve Halife Osman'ın emriyle sürüldüğü Rebeze çölünde h.32. yılda açlık ve hastalıktan öldü. Sihah yazarları ondan 281 hadis rivayet etmiştir. Biyografisi için bk. et-Takrib, c.2, s.420; Cevamiu's-Siyre, s.277 ve Abdullah b. Saba Masalı (Allâme Askerî).

[237] - Enes b. Mâlik b. Nazr el-Ensarî el-Hazrecî (Hazrec kabilesi ensarın-dan): Kendisi, on yıl Hz. Resulullah'a (s.a.a) hizmette bulunduğunu söyler. Gadir-i Hum olayına şahit olduğu hâlde bunu gizlediği ve şahadette bulunmaktan kaçındığı için Hz. Ali'nin (s.a) bedduasıyla sarığını taşacak şekilde abraş hastalığına yakalandığı A'lâku'n-Nefise, s.122'de yazılıdır. Bu hâdisenin ayrıntıları, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sında, c.4, s.388'de geçer. Hicrî 90. yılda Basra'da öldü. Hadis kaynaklarında ondan 2286 hadis rivayet edilmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, et-Takrib, Cevamiu's-Siyre, s.276. Münafıklarla ilgili rivayeti için bk. Kenzü'l-Ummal, c.7, s.140.

[238] - Ebu Nüceyd İmrân b. Husayn el-Huzâî el-Kâ'bî: Hayber fethinde Müslüman oldu ve Hz. Resulullah'la (s.a.a) görüşme şerefine kavuştu. Kûfe'de kadılığa atandı ve h. 52'de Basra'da öldü. Sihah yazarları ondan 180 hadis rivayet etmişlerdir. Münafıklar hakkındaki rivayetleri için bk. Kenzü'l-Ummal c.7, s.140. Biyografisi için bk. Takrib c.2, s.72ve Cevamiu's-Siyre, s.277

[239] - Müstedreku's-Sahiheyn, c.3, s.129 ve Kenzü'l-Ummal, c.15, s.91.

[240] - Ebu Said el-Hudrî: Sâ'd b. Malik b. Sinan el-Hazrecî: Hendek ve diğer savaşlara katıldı, rivayetlere göre h. 63 veya 65 ya da 76'da Medine'de öldü. Sihah yazarları ondan 1170 hadis rivayet etmişlerdir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, c.2, s.289; et-Takrib, c.1, s.289; Cevâmiu's-Siyre, s.276. Münafıklarla ilgili hadisi için bk. Sahih-i Tirmizî, c.13, s.167 ve Ebu Nuaym'in Hilye'si, c.6, s.284.

[241] - Bağdad Tarihi, c.3, s.153'te İbn Abbas'ın, İbn Mesud'un yanında, "...ki bu, ekicilerin de hoşuna gider, onunla kâfirleri öfkelendirmek içindir..." (Fetih, 29) ayetini okuduğu ve "Bu, Ali b. Ebu Talib'tir." dediği kayıtlıdır.

[242]- Cabir b. Abdullah b. Amr el-Ansarî es-Selemî: Baba oğul, her ikisi de sahabîydi. Cabir babasıyla birlikte Akabe Biati'ni idrak etti, 17 savaşta Hz. Resulullah'ın (s.a.a) safında müşriklerle savaştı, Sıffin Savaşı'nda Hz. Ali'nin (s.a) yanında yer aldı ve h. 70. yılda Medine'de vefat etti. Sihah yazarları ondan 1540 hadis rivayet etmişlerdir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, c.1, s.256, 257; et-Takrib, c.1, s.122; Cevamiu's-Siyre, s.276. Münafıklarla ilgili rivayetleri için bk. el-İstiâb, c.2, s.464 ve Riyazu'n-Nazira, c.2, s.284. Tarih-i Zehebî, c.2, s.198'te "...biz bu ümmetin münafıklarını ancak..." şekilde başlayarak geçer. Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.133'te de, "Biz ensar grubu, münafıkları ancak..." şeklinde başlayarak geçer.

[243]- Sahih-i Tirmizî, c.13, s.165, "Menâkıbu Ali" babında; Sünen-i İbn Mâce'de "Ali'nin Faziletleri" babında, hadis: 116; Hasâis-i Nesâî, s.4 ve 30'da; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.84, 88, 118, 119, 152, 330 ve c.4, s.281, 368, 370, 372 ve c.5, s.307, 347, 350, 358, 361, 366, 419, 568; Müstedreku's-Sahiheyn, c.2, s.129 ve c.3, s.9; Riyazu'n-Nazira, c.2, s.222, 225; Tarih-i Bağdad, c.7, s. 377; c.8, s.290; c.12, s.343 ve daha birçok kaynakta geçmektedir.

[244]- Bu olayı özetle Tabakat, İbn Sa'd, Beyrut baskısı, c.2, s.190-192'den naklettik. Bu olayın devamını ve diğer kaynakları "Abdullah b. Saba Masalı" kitabımızın birinci bölümünde kaydettik.

[245] -Sahih-i Buharî, Kitabu'l-İlm, "Kitabetu'l-İlim" babı, c.1, s.22-23.

[246] -Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Cihad, "Cevaizu'l-Vefd" babı, c.2, s.120 ve Kitabu'l-Cizye, "İhracu'l-Yehud Min Cezireti'l-Arab" babı; Sahih-i Müslim, Ki-tabu'l-Vasiyyet, "Terku'l-Vasiyyet" babı ve diğer kaynaklar. Bu konunun kaynakları ve nasları, Abdullah b. Saba Masalı kitabında, Sakife olayının baş bölümünde, c.1, s.98-102'de geçer.

[247] -Sahih-i Buharî, Kitabu'l-İ'tisam Bi'l-Kitab-i ve's-Sünnet, "Kerahiyye-tu'l-Hilâf" babı ve Kitabu'l-Merza, "Kavlu'l-Meriz: Kûmû Annî" babı ve Kita-bu'l-Mağazî "Marazu'n-Nebi" babı; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Vasiyyet, "Terku'l Vasiyyet" babının sonu ve Abdullah b. Saba Masalı kitabında, c.1, s.101'de zikredilen diğer kaynaklar.

[248] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.219 ve Abdullah b. Saba Masalı kitabında, c.1, s.102-103'te aktarılan diğer kaynaklar.

[249] - Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1818.

[250] -Tarih-i Ebu'l-Fida, c.1, s.164.

[251] -Âl-i İmrân: 144. Tabakat, İbn Sa'd, c.2, böl. 2, s.57; Kenzü'l-Ummal, c.4, s.53, hadis: 1092; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.243; el-Gadir, el-Mevahibu'z-Zerkanî'den naklen, c.8, s.281; Sünen-i İbn Mâce, hadis: 627, Âl-i İmrân, 144. surenin tefsirinde.

[252] - Tabakat, İbn Sa'd, s.2, böl. 2, s.57; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.243; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.390-391; Kenzü'l-Ummal, c.4, s.53, hadis: 1092; et-Temhid, Baklanî, s.192-193.

[253]- Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.567; Tabakat, İbn Sa'd, c.2, böl. 2, s.53; Kenzü'l-Ummal, c.4, s.53; Tarihu'l-Hamis, c.2, s.185; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.392.

[254]Tabakat, İbn Sa'd, c.2, böl. 2, s.54; Tarih-i Taberî, c.1, s.1817-1818; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.243; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.392; Sünen-i İbn Mâce,hadis: 1627.

[255] -Dediğimiz gibi bu ayeti daha önce Ümmü Mektum okuduğunda Ömer aldırış etmemişti. Başkalarının da konuşmalarının bir faydası olmamıştı. O gün Resulullah'ın (s.a.a) vefatından şüphe edilmesi, Ömer'e has bir özellikti. Tarihçilerden hiçbiri, Ömer'den başka herhangi birinin Resulullah'ın (s.a.a) ölümünden şüphe ettiğini kaydetmemiştir.

[256]- Tabakat, İbn Sa'd, c.2, k. 2, s.70; buna yakın olarak el-Bede-u ve't Tarih kitabı. Yine Kenzü'l-Ummal, c.4, s.54 ve 60. Bu kitapta şöyle geçer: "Resulullah'ın (s.a.a) teçhizini dört kişi üzerine aldı." Daha sonra yukarıda söylediklerimizi kaydeder. Yine Ikdu'l-Ferid, c.3, s.61; Zehebî Tarihi'nde de buna yakın bir tabir geçer, c.1, s.321, 324, 326.

[257]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Recmu'l-Hebla Mine'z-Zina" babı, c.4, s.120.

[258]- Bu rivayeti biz özetle Tarih-i Taberî'nin, "Resulullah'tan (s.a.a) Sonra Vuku Bulan Olaylar" bölümünden naklettik; Taberî'den başka diğer kaynaklara ise, dipnotta değindik. Bu konuda daha geniş bilgi için bk. Abdullah b. Saba Masalı, 1. cilt.

[259]- Tarih-i Taberî, Hicretin 11. Yılında Vuku Bulan Olaylar, c.2, s.456 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1838 -bunu Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Umre el-Ensarî yoluyla nakleder-. Yine bk. Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.125; Tarihu'l-Hulefa, İbn Kuteybe, c.1, s.5; es-Sakife, Ebu Bekir Cevherî, ikinci cildinde; Şerh-u Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, "Ve Min Kelamin Lehu Fî Ma'ne'l-Ensar" hutbesinin şerhinde.

[260] - Useyd b. Huzeyr'in ismi İbn Hişâm'ın Sire'sinde, c.4, s.335'te geçer. O, Evs kabilesinden Semmak b. Atik b. Rafi' b. İmrau'l-Kays b. Zeyd b. Abdul-eşhel b. Hars b. Hazrec b. Amr b. Malik b. Evs el-Ensarî el-Eşhelî'nin oğludur. Useyd, İkinci Akabe Biati'ni görmüş, Uhud Savaşı'nda sebat göstermiş ve Resulullah'ın (s.a.a) bütün savaşlarına katılmıştır. Useyd, Ebu Bekir'in yanında yüce bir makama sahipti. Ebu Bekir onu bütün ensardan öne geçirirdi. Useyd 20 veya 21 hicrîde vefat etti ve cenazesini taşımaya Ömer de katıldı. Kütüb-i Sitte'de ondan 18 hadis rivayet edilmiştir. Biyografisi için bk. el-İstiab, c.1, s.33; el-İsabe, c.1, s.64 ve Cevamiu's-Sire, s.283.

[261] - Uveym b. Saide b. Aiş b. Kays b. Nu'man b. Zeyd b. Umeyye b. Malik b. Avf b. Amr b. Avf b. Malik b. Evs el-Ensarî el-Evsî; Akabe Biati'ne, Bedir gazvesine ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarına katılmıştır. Uveym, Ömer'in hilâfeti döneminde vefat etti. Biyografisi için en-Nubelâ kitabına müracaat edilebilir. O, Ömer'in kardeşiydi. Ömer onun kabri üzerinde şöyle demiştir: "Yeryüzündeki hiç kimse bu kabirdekinden daha üstün olduğunu söyleyemez." el-İstiab, c.3, s.170; el-İsabe, c.3, s.45; Usdu'l-Gabe, c.4, s.158.

[262] -Asım b. Adiy b. Cedd b. Aclan, Aclan Oğulları'nın ileri gelenlerinden olup ensarla sözleşme imzalayanlardandı. O, Uhud Savaşı'nı ve ondan sonraki savaşları görmüş ve hicrî 45 yılında vefat etmiştir. el-İstiab, c.3, s.133; el-İsabe, c.2, s.237; Usdu'l-Gabe, c.3, s.75.

[263] - Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.339.

[264]- Hubab b. Munzir b. Cemuh b. Zeyd b. Heram b. Kâ'b b. Ganem b. Kâ'b b. Selemî el-Ensarî, Bedir Savaşı'nı ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarını görmüş ve Ömer'in hilâfeti döneminde vefat etmiştir. bk. el-İstiab, el-İsabe'-nin haşiyesinde, c.1, s.353; el-İsabe, c.1, s.302; Usdu'l-Gabe, c.1, s.364; Cemhe-re-i İbn Hazm, s.359.

[265]- Emirü'l-Müminin Ali (a.s) muhacirlerin bu delilini duyunca şöyle buyurdu: "Peygamberlik ağacıyla delil getirdiler, oysa onun meyvesini zayi ettiler?" Çünkü peygamberlik ağacının meyvesi Resulullah'ın (s.a.a) Ehlibeyti'dir. Ama muhacirler hükumeti ele geçirmek için onu görmezlikten geldiler. Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.2, s.2.

[266] -Biz burada özetle yetinerek onların konuşmalarının gerisini nakletmeyegerek görmedik.

[267] -Bunu Yakubî, yukarıdaki olayları kaydettikten sonra Tarih'inin 2. cildinin 103. sayfasında kaydeder. Zübeyr b. Bekkar da bunu el-Muvaffakiyyat adlı kitabının 579. sayfasında kaydeder.

[268] -Tarih-i Taberî, c.3, s.208 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1818 İbrahim'den naklen. İbn Esîr de kendi Tarih'inde, c.2, s.123'te şöyle der: "Ömer, Ebu Beki-r'e biat ettikten sonra ensar bunu söyledi!"

[269] -Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.336 ve "Filte" hadisini kaydeden bütün kaynaklar. "Filte" konusuna, Ebu Bekir'e biatla ilgili Ömer'in görüşünü incelerken değineceğiz.

[270] -Tarih-i Taberî, c.1, s.1842, Avrupa baskısı

[271]- Ebu Bekir Cevherî, es-Sakife adlı kitabında şöyle yazar: "Evs Kabilesi, Hazrec Kabilesinin ileri gelenlerinden birinin Ebu Bekir'e biat ettiğini görünce Evs kabilesinin ileri gelenlerinden sayılan ve Sa'd b. Ubade'nin rakibi olan Useyd b. Huzeyr, Sa'd b. Ubade'ye karşı güttüğü düşmanlık yüzünden onun hilâfete ulaşmaması için Ebu Bekir'e biat etti." Şerhu Nehci'l-Belâğa, c.2, s.2, "Ve Min Kelâmin Lehu Fî Ma'ne'l-Ensar" hutbesinin şerhinde.

[272] -Burada iki halifenin birbirinden tamamen farklı iki çeşit "sertlik" ve "yumuşaklık" siyasetini uyguladığını görüyoruz.

[273]- es-Sekife, Ebu Bekir Cevherî; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.133 ve farklı bir ifadeyle, s.74'de.

[274] -Ikdu'l-Ferid, İbn Abdurabbih, c.4, s.258; Ebu Bekir Cevherî'nin es-Sakife'sinden naklen Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.132 ve genişçe, s.74; el-Muvaffakiyyat, Zübeyr b. Bekkar, s.577-580 ve 583, 592; İbn Ebi'l-Hadid Nehcü'l-Belâğa Şerhi, c.2, s.2-16, "Min Kelâmin Lehu Fî Ma'ne'l-Ensar"hutbesinin şerhinde ondan naklen.

[275] -el-Muvaffakiyyat, Zübeyr b. Bekkar, s.580.

[276] -Tarih-i Taberî, c.2, s.458 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1843; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.224. Bu kitapta şöyle geçer: "Eslem kabilesi gelerek biat etti." İbn Ebi'l- Hadid, Şerhu Nehci'l-Belâğa, c.6, s.287'de Zübeyr b. Bekkar'ın el-Muvaffakiyyat'ından şöyle nakleder: "Eslem kabilesinin biatıyla Ebu Bekir güçlendi. Ama bu kabilenin Medine'ye ne zaman geldiği kaydelilmemiştir. Fakat bu kabilenin salı günü Medine'ye geldiği sanılıyor." Şeyh Mufid el-Cemel adlı kitabında,

s.43'te Eslem kabilesinin, kendi ihtiyaçlarını gidermek için Medine'ye geldiğini söyler

[277] -el-Muvaffakiyyat, Zübeyr b. Bekkar, s.578; er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.164; Tarihu'l-Hamis, c.1, s.188.

[278] -Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.340; Tarih-i Taberî, c.3, s.203 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1829; Uyunu'l-Ahbar, İbn Kuteybe, c.2, s.234; er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.167; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.248; Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.47; Kenzü'l-Um-mal, c.3, s.129, hadis: 2253; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.397. Buharî de kendi Sahih-'inin Biat Kitabı'nda (c.4, s.165) Ömer'in hutbesini biraz farklı oalrak Enes'ten

nakleder.Sadece Ebu Bekir'in hutbesini kaydedenler ise şunlardır: Cevherî es-Sa-kife adlı kitabında, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.1, s.134; Safvetu's-Safve, c.1, s.98.

[279] -Tabakat, İbn Sa'd, c.2, k. 2, s.78, Londra baskısı.

[280]-Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.343; Tarih-i Taberî, c.2, s.450 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1830; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.126; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.248; es-Si-retu'l-Halebiyye, c.3, s.392 ve 394. Bu kitapta Ebu Bekir'e biatin ne zaman bittiği ve Resulullah'ın (s.a.a) cenazesini ne zaman hatırladıkları kaydedilmemiştir.

[281] -Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.343.

[282]-Tabakat, İbn Sa'd, c.2, böl. 2, s.70; el-Kâmil, İbn Esîr, c.2, hicrî 11. yılda vuku bulan olaylarda.

[283] -Tabakat, İbn Sa'd, c.2, k. 2, s.70 ve buna yakın bir ifadeyle el-Bed'u ve't-Tarih kitabında geçer; Kenzü'l-Ummal, c.4, s.54 ve 60. Bu kitapta, Resu-lullah'ın (s.a.a) cenazesiyle uğraşanların dört kişi olduğu geçer; daha sonra yukarıda dediklerimiz kaydedilmiştir.

[284] -Ikdu'l-Ferid, c.3, s.61; Zehebî'nin Tarih'inde c.1, s.321, 324 ve 326'da buna yakın bir tabir geçer.

[285] -Kenzü'l-Ummal, c.3, s.140.

[286] -Sire-i İbn Hişâm, c.4, s.344; Tarih-i Taberî, c.2, s.452, 455 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1833 ve 1837; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.270, Usdu'l-Gabe, c.1, s.34 Resulullah'ın (s.a.a) biyografisinde. Diğer bir rivayetlerde kürek seslerini Salı gecesi duydukları geçer. bk. Tarih-i İbn Sad, c.2, k. 2, s.78; Tarihu'l-Hamis, c.1, s.191; Tarih-i Zehebî, c.1, s.327. Doğru olanı çarşamba gecesidir. Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.62'de çarşamba gecesinin son vakitleri olduğu vurgulanmış, s.242 ve, s.724'te "Kürek seslerini duyuncaya kadar Resulullah'ın (s.a.a) defnedildiğinden haberimiz yoktu..." şeklinde geçer.

[287] -Tabakat, İbn Sa'd, c.2, k. 2, s.78.

[288] -Tabakat, İbn Sa'd, c.2, k. 2, s.78.

[289] -el-Muvaffakiyyat, s.583.

[290] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.124-125; es-Sakife, Cevherî, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sı, c.2, s.13'ten naklen. Bu olay, Şerhu Nehci'l-Belâğa, s.74'de daha geniş bir şekilde geçer. Yine bk. el-İmametu ve's-Siyase, c.1, s.14.

[291] -Mikdad b. Esved el-Kendî: Amr b. Sa'lebe b. Malik b. Rabia b. Amir b. Matrud el-Behranî'nin oğludur. Amr, cahiliye döneminde bir suç işlemesi sonucu Hadremut'a kaçmak zorunda kaldı ve Kinde kabilesiyle sözleşerek o kabileden bir kadınla evlendi; Mikdad da o kadından dünyaya geldi. Mikdad büyüyünce Ebu Şimr b. Hicr el-Kindî'yle aralarında çıkan bir kavgada kılıçla onun ayağını yaralayarak Mekke'ye kaçıp Esved b. Abduyağus ez-Zuhrî'nin himayesine girdi. Esved'in onu kendisine evlât edinmesi sonucu Mikdad b. Es-ved diye meşhur oldu. Ama "Onları babalarıyla çağırın." (Ahzâb, 5) ayeti inince, tekrar "Mikdad b. Amr" diye çağrıldı. Resulullah (s.a.a) Mikdad'ın hakkında şöyle buyurmuştur:

"Allah Teâla bana dört kişiyi sevmemi emretti: Ali, Mikdad, Selman,

Ebuzer." Mikdad hicrî 33 yılında vefat etti. bk. el-İstiab, (el-İsabe'nin haşiyesinde), c.3, s.451; el-İsabe, c.3, s.433-434.

[292] -Resulullah (s.a.a), Ebu Amr Bera' b. Azib b. Haris b. Adiy b. Ceşm b. Mecdea b. Haris b. Amr b. Malik b. Evs el-Ensarî el-Evsî'nin yaşının küçük olması nedeniyle Bedir Savaşı'na katılmasına müsade etmedi. Ama daha sonra Resulullah'la (s.a.a) birlikte on dört savaşa katıldı. Cemel, Sıffin ve Nehrivan savaşlarında İmam Ali'nin (a.s) safında kılıç sallamıştır. Kûfede bir ev yaparak Mus'ab b. Zübeyr'in hükümeti dönemine kadar orada hayatını sürdürdü. bk. elİstiab, c.1, s.143-144; el-İsabe, c.1, s.146.

[293] -Hazrec kabilesinden olan Ubey b. Kâ'b b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Mailk b. Neccar: İkinci Akabe'de Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıkarak o hazrete biat edip o hazretin savaşlarına katıldı. Vahiy katiplerinden olan Ubey, Ömer'in hilâfetinin son günlerinde veya Osman'ın hilâfetinin başlarında vefat etti. bk. el-İstiab, c.1, s.27-30; el-İsabe, c.1, s.31-32.

[294] -Ebu Bekir Cevherî, es-Sakife adlı kitabında bu plânı Muğiyre b. Şu'be'nin önerdiğini söyler. Bu, gerçeğe daha yakındır.

[295] -Bu ek el-İmametu ve's-Siyase kitabında, c.1, s.14'de geçer.

[296] -İbn Ebi'l-Hadid'in rivayetinde, bütün bu olayların Resulullah'ın (s.a.a) vefatının ikinci gecesinde vuku bulduğu geçer.

[297] el-İmametu ve's-Siyase, ve Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s. 74'de "muttafikin" (hep birlikte) kelimesi geçer. Bunun daha doğru olduğunu sanıyoruz.

[298]- Parantez içindeki cümle İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sında ve el-İmametu ve's-Siyase'de geçer.

[299]- Cevherî'nin es-Sakife'sinde ve el-İmametu ve's-Siyase'de şöyle geçer: "Bu senin hakkınsa, bizim ona ihtiyacımız yoktur."

[300] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.55; Tarih-i Taberî, c.2, s.466 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1822; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.124; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s. 246; Safvetu's-Safve, c.1, s.97; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s. 123; Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, "Ebu Bekir'e Biat" bölümü, s.45; Sire-i İbn Hi-şâm, c.4, s.338; Teysiru'l-Vusul, c.2, s.41.

[301] -Ebu Vakkâs oğlu Sa'd'ın künyesi Ebu İshak'tır. Yedinci Müslüman olan Ebu Vakkâs'ın ismi Malik b. Ehyeb b. Abdulmenaf b. Zuhre b. Kilâb el-Kureşî'dir. O, Resulullah'ın (s.a.a) tüm savaşlarına katılmış ve İslâm yolunda müşriklere ilk oku atmıştır. Sa'd, Irak fethinde İslâm ordusunun kumandanıydı. Sa'd, Kûfe'nin

temelini atmış ve Ömer tarafından o şehrin valiliğine atanmıştır. Ömer onu altı kişilik hilâfet şûrasının üyelerinden biri olarak tanıtmıştı. Sa'd, Osman'ın öldürülmesinden sonra insanlardan uzak durmuş, Muaviye döneminde Akik'de vefat etmiştir. Öldükten sonra cenazesini Medine'ye götürerek Baki mezarlığına defnetmişlerdir. bk. el-İstiab, c.2, s.18-25; el-İsâbe, c.2, s.30-31.

[302] -Yukarıda geçenler dışında bunların hepsinin Ebu Bekir'e biat etmekten sakınarak Hz. Fatıma'nın (s.a) evinde toplandıklarını gösteren diğer kaynaklar da vardır. Bu kaynaklar arasında bunlardan bazılarını ismileri geçmiş ve bu kişilerin "Ali"ye biat etmeye geldikleri eklenmiştir. bk. er-Riyazu'n-Na-zira, c.1, s.167; Tarihu'l-Hamis, c.1, s.188; İbn Abdurabbih, c.3, s.64; Tarih-i Ebu'l-Fida, c.1, s.156; Tarih-i İbn Şuhne, el-Kâmil'in haşiyesinde, s.112; es-Sa-kife, Cevherî İbn Ebi'l-Hadid'in rivayetine göre, s.2, s.130-134; es-Siretu'l-Ha-lebiye, c.3, s.394 ve 397.

[303] -Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.587.

[304] -Tarih-i Taberî, c.2, s.619 ve Avrupa baskısı, c.1, s.2140 Ebu Bekir'in ölümünden bahsederken; Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.1, s.414; İbn Abdurab-bih, c.3, s.69, Ebu Bekir'in kendisinden sonra Ömer'i hilâfete geçirilmek istemesinden bahsederken; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.135; Muntehab-ı Kenz, c.2, s. 171; elİmametu ve's-Siyase, c.1, s.18; Kâmil-u Muberred, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sının nakline göre, c.1, s.130-131; es-Sakife, Cevherî, Şerhu Nehci'l-Belâga'nın rivayetine göre, c.9, s.130; Lisanu'l-Mizan, c.4, s.189; Tarih-i İbn Asâkir, Ebu Bekir'in biyografisinde; Mir'atu'z-Zaman, Sıbt b. Cev-zî; Tarih-i Zehebî, c.1, s.388 ve el-Emali, Ebu  Ubeyde, s.131. Bu kitapta Ebu Bekir'in sözleri şöyle geçer: "Yapmamam gerektiği hâlde yaptığım üç şey falan ve filan şeydir." Ama, falan ve filan işin ne olduğunu söylememiştir! Ebu U-beyd, "Ben bunun ne olduğunu söylemek istemiyorum." demiştir.

[305] -Ebu Süleyman Halid b. Velid b. Muğiyre b. Abdullah b. Ömer b. Mah-zum el-Kureşî'nin annesi, Haris b. Hazen el-Hilâliyye'nin kızı ve Resulullah'ın eşi Meymune'nin kız kardeşi Lübabe'dir. Halid, Hudeybiye Barışı'ndan sonra Medine'ye hicret etmiş ve Mekke fethine katılmıştır. Ebu Bekir, ordunun kumandanlığını ona vermiş ve onu "Allah'ın Kılıcı" anlamında "Seyfullah" diye adlandırmıştır.

Halid 21 veya 22 yılında Humus şehrinde veya Medine'de vefat etmiştir. bk. el-İstiab, c.1, s.405-408.

[306] -Sabit b. Kays b. Şemmas b. Züheyr b. Malik b. İmrau'l-Kays b. Malik b. Sa'lebe b. Kâ'b b. Hazrec el-Ensarî: Uhud Savaşı'na ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarına katılmış ve Yemame Savaşı'nda Halid'in yanında öldürülmüştür. bk. el-İstiab, c.1, s.193; el-İsabe, c.1, s.197.

[307] -Ziyad b. Lebid b. Sa'lebe b. Sinman b. Amir b. Adiy b. Ümeyye b. Be-yaze el-Ensarî, muhacir ve ensardan olup Amir b. Zerik'in oğlu Beyaze Oğulları'ndandı. Ziyad ilk önce Mekke'de Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıkmış ve oradan Hz. Peygamber ile beraber Medine'ye hicret etmiştir. Ziyad, Akabe Biati'ne, Bedir Savaşı'na ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarına katılmış ve Muaviye'nin hilâfetinin başlarında vefat etmiştir. bk. el-İstiab, c.1, s.545; el-İsâbe, c.1, s.540. Soy zincirlemesi için bk. Cemhere-i İbn Hazm, s.356, "Beya-ze" kelimesi.

[308] -Muhammed b. Mesleme b. Seleme b. Halid b. Halid b. Adiy b. Mecdea b. Harise b. Haris b. Hazrec b. Amr b. Malik b. Evs: Bedir ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarına katılmış olup Ali b. Ebu Talib'e (a.s) biat etmeyen ve onunla birlikte savaşa katılmayanlardandır. Muhammed b. Mesleme hicrî 43 veya 46 ya da 47 yılında vefat etmiştir. bk. el-İstiab, c.3, s.315; el- İsâbe, c.3, s.363-364. Soy zincirlemesi, İbn Hazm'ın Cemhere'sinde geçer, s.341.

[309] -Zeyd b. Sabit hakkında bk. Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.585.

[310] -Ebu Avf Seleme b. Selâmet b. Vakş b. Zaura b. Abduleşhel el-Ensarî: Annesi, Seleme bint-i Halid bint-i Adiy el-Ensarî'nin kızı Selma'dır. Ebu Avf Birinci ve İkinci Akabe'de ve daha sonra Bedir ve diğer savaşlarda Resulul-lah'ın (s.a.a) yanında savaşmış ve hicrî 45 yılında Medine'de vefat etmiştir. bk. el-İstiab, c.2,s.84; el-İsâbe, c.2, s.63.

[311]- Ebu Said Seleme b. Eslem b. Hureyş b. Adiy b. Mecdea b. Harise b. Haris b. Hazrec b. Amr b. Adiy b. Malik b. Evs el-Ensarî: Bedir ve diğer savaşlara katılmış ve hicrî 14 yılında Cisr-i Ebu Ubeyd Savaşı'nda öldürülmüştür. bk. elİstiab, c.2, s.83, no. 2455; el-İsâbe, c.2, s.61.

[312] -Tarih-i Taberî, c.2, s.443 ve 444; es-Sakife, Ebu Bekir Cevherî, İbn E-bi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sının nakliyle, c.1, s.130-134 ve c.2, s.819. Ayrıca Useyd b. Huzeyr'in kısaca biyografisi, elinizdeki kitabın önceki sayfalarının dipnotunda geçmiştir.

[313] -er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.218, hicrî 1372 Mısır basımı, ikinci baskı; es-Sakife, Ebu Bekir Cevherî, İbn Ebu'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.1, s.132 ve c.6, s.293; Tarihu'l-Hamis, c.2, s.169, Beyrut, Şaban Müessesesi Yayınları.

[314] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.126.

[315] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.134; İbn Şuhne, el-Kâmi-l'in hamişinde, c.11, s.113.

[316] -İbn Abdurabbih, c.3, s.64; Tarih-i Ebu'l-Fida, c.1, s.156.

[317] -Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.586; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.140; er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.167; es-Sakife, Cevherî, Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid'den naklen, c.1, s.132, 134 ve c.6, s.2; Tarihu'l-Hamis, c.1, s.178; Tarih-i İbn Şuhne, s.113, Haşiye-i Kâmil-i Muberred, c.11, s.113.

[318] -Murucu'z-Zeheb, c.2, s.100; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.20, s.481, İmam Ali'nin "Zübeyru minna, hatta neşee ibnuhu" sözünün şerhinde.

[319] -Divan-ı Hafız İbrahim, Mısır baskısı.

[320] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.126.

[321] -Tarih-i Taberî, c.2, s.443, 444 ve 446 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1818, 1820 ve 1822; Abkeriyyetu Ömer, Akkad, s.173. Aşağıdaki kaynaklarda Zübeyir'in kılıcının kırıldığı geçer: er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.167; Tarihu'l-Ha-mis, c.1, s.188; Şerhu Nehci'l-Belâğa İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.58, 122, 132, 134 ve c.2, s.2-5; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.128.

[322]- es-Sakife, Cevherî, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.2, s.2-5.

[323] -es-Sakife, Cevherî, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.1, s.134 ve c.2, s.2-5.

[324] -es-Sakife, Cevherî, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.1, s.134.

[325] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.126.

[326] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.1, s.414; el-İmametu ve's-Siyase, c.1, s.12-14, biraz farkla.

[327] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.126; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.2, s.4.

[328]- es-Sakife, Cevherî, İbn Ebi'l-Hadid'in Şerhu Nehci'l-Belâğa'sından naklen, c.6, s.25-28, Mısır baskısı; İbn Kuteybe, c.1, s.12.

[329] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.2, s.67; Sıffin, Nasr b. Müza-him, s.182

[330] -Teysiru'l-Vusul, c.2, s.46'da şöyle geçer: "Vallahi ne o ve ne de Hâşim Oğulları'ndan hiç kimse ..."

[331] -Bu hadisi özet olarak şu kaynaklardan naklettik: Tarih-i Taberî, c.2,s.448 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1825; Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Mağazi, "Hayber Gazvesi" babı, c.3, s.38; Sahih-i Müslim, c.1, s.72 ve c.5, s.153, "Resulullah'ın Nehnu Lâ Nuverrisu, Mâ Terekna Sadakatun Buyruğu" babı, Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.285-286; İbn Abdurabbih, c.3, s.64; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.126 -özet olarak-; Kifayetu't-Talib, Gencî, s.225-226; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.122; Murucu'z-Zeheb, c.2, s.414; et-Tenbihu ve'l-İşraf, s.250. Bu kitapta şöyle geçer: "Fatıma hayatta olduğu müddetçe Ali biat etmedi." Yine es-Savaik, c.1, s.12; Tarihu'l-Hamis, c.1, s.193; el-İmametu ve's-Siyase, c.1, s.14. Bu kitapta şöyle geçer: "Ali, Fatıma'nın vefatından sonra biat etti. Fatı-ma babasından sonra 75 gün yaşadı." Yine el-İstiab, c.2, s.244; bu kitapta şöyle geçer: "Ali, ancak Fatıma'nın ölümünden sonra Ebu Bekir'e biat etti." Yine Tarih-i Ebu'l-Fida, c.1, s.156; el-Bed'u ve't-Tarih, c.5, s.66; Ensabu'l-Eşraf, c.1, s.586; Usdu'l-Gabe, c.3, s.222, Ebu Bekir'in biyografisinde, şöyle yazıyor: "Doğru görüşe göre Ali altı ay sonra biat etti." Tarih-i Yakubî, c.2, s.105, o şöyle yazar: "Ali ancak altı ay sonra biat etti." el-Gadir, Allâme Eminî, c.3, s.102; İbn Hazm'ın el-Fasl adlı kitabından naklen, s.96-97; bu kitapta da Ali'nin altı ay sonra biat ettiği geçer.

[332] - Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.587.

[333]- Vasak, tahılları tartmak için kullanılan bir ölçü birimidir; bir vasak arpa 186889/150 gr.dır; un edildikten sonra bugünkü ölçüyle yaklaşık 186890 gr. olur. Daha geniş bilgi için Merhum Serdar-i Kabol'un Gayetu't-Ta'dil kitabına bakınız. (Mütercim)

[334] -el-Muvaffakiyyat, s.590. Ensardan olan Ferve b. Amr, Akaba Biati'ni, Bedir Savaşı'nı ve Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarını idrak etmiştir. Ferve'-nin biyografisi Usdu'l-Gabe, c.4, s.178'de geçer.

[335] -Halid b. Said b. Âs b. Ümeyye b. Abd-u Şems, ilk Müslümanlardandır. O, üçüncü veya dördüncü ve bir görüşe göre de beşinci Müslümandır. İbn Kuteybe, el-Maarif adlı kitabında, s.128'de şöyle yazar: "Halid b. Said, Ebu Bekir'den önce Müslüman oldu." İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.13. O, Habeş muhacirlerindendir. O, kardeşleriyle birlikte Resulullah (s.a.a) tarafından Mezhec sadakalarının (zekât)

sorumluluğuna atanmış aynı zamanda San'a valisi olmuştur. Halid ve kardeşleri Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra Medine'ye dönmüş Şam Savaşı'na katılmıştır. Sonunda Halid salı günü cemaziyelevvele iki gece kala hicrî 13 yılında Ecnadiyn'de şehit olmuştur. bk. el-İstiab, c.1, s.398-400; el-İsabe, c.1, s.406; Usdu'l-Gabe, c.2, s.82; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Ha-did, c.6, s.13 ve 16.

[336]- Usdu'l-Gabe, c.2, s.82; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.2, s.135, Mısır, birinci baskı.

[337] -Tarih-i Taberî, c.2, s.586 ve Avrupa baskısı, c.1, s.2079 ve Tahzibu Tarihi İbn Asâkir, c.5, s.51; Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.588; bu kitapta Ha-lid b. Said'in bir müddet Ebu Bekir'e biat etmediği geçer.

[338] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.126.

[339] -Usdu'l-Gabe, c.2, s.82; İbn Ebi'l-Hadid, Şerhu Nehci'l-Belâğa, c.1, s. 135'de Cevherî'nin es-Sakife'sinden bu olayı genişçe nakletmiştir.

[340] -Tarih-i Taberî, c.2, s.586 ve Avrupa baskısı, c.1, s.2079; Tehzib-u Tari-h-i İbn Asâkir, c.5, s.51.

[341] -Sa'd b. Ubade b. Duleym b. Harise b. Ebu Huzeyme b. Sa'lebe b. Tarif b. Hazrec b. Saide b. Kâ'b b. Hazrec el-Ensarî: Akabe Biati'ne ve Bedir Savaşı dışındaki (bu savaşa katıldığı şüphelidir) Resulullah'ın (s.a.a) bütün savaşlarına katılmıştır. O, bağış sahibi bir kişiydi. Mekke'nin Fethi'nde ensarın bayrağını eline alarak, "Bugün savaş günüdür. Bugün hiçbir saygınlık yoktur." diye bağırmıştır. Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) bayrağı elinden alarak oğlu Kays'a vermiştir. Sa'd ölünceye kadar Ebu Bekir'e biat etmedi. O, hicrî 15 yılında Ömer 'in hilâfeti döneminde, Şam'da kalbine gömülen iki okla öldürüldü ve Havareyn'de toprağa verildi. Biyografisi, İbn Hazm'ın Cemhere'sinde, s. 65'de ve el-İstiab, c.2, s.23-37'de ve el-İsabe, s.2, s.27-28'de kaydedilmiştir.

[342] -Tarih-i Taberî, c.3, s.459 ve Avrupa baskısı, c.1, s.1844; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.126; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.134, hadis: 2296; el-İmametu ve's-Si-yaset, c.1, s.10; Sire-i Halebiyye, c.4, s.397, bu kitabın son kısmında şöyle geçer: "Onlardan biriyle karşılaştığında selâm vermiyordu."

[343] - er-Riyazu'n-Nazira, c.1, s.168; ayrıca diğer kaynaklarda da geçer.

[344] -Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 2, s.145; et-Tehzib, İbn Asâkir, c.6, s.90, İbn Sa'd'ın biyografisinde; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.134, 2296; Sire-i Halebiyye, c.3, s.397.

[345] -Ensabu'l-Eşraf, Belazurî, c.1, s.589; Ikdu'l-Ferid, c.3, s.64-65, biraz farkla.

[346] -Tebsiretu'l-Ulum, Tahran, Meclis baskısı, s.32.

[347] -Murucu'z-Zeheb, c.2, s.301 ve 304.

[348] -Ikdu'l-Ferid, c.4, s.259-260.

[349] -Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 2, s.145; el-Maarif, Ebu Hanife Dinverî, s.113.

[350] -Usdu'l-Gabe, İbn Sa'd'ın biyografisinde; el-İstiab, İbn Abdurabbih, c.2,s.37.

[351] -Meselâ Muhibbuddin Taberî'nin er-Riyazu'n-Nazira kitabında ve İbn Abdulbirr'in el-İstiab kitabında yaptığı gibi.

[352] -Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.2138.

[353] -Biz bunu özetle Ikdu'l-Ferid, c.4, s.274'ten naklettik.

[354] -"Ecleh", saçının ön kısmı dökülmüş ve başının iki tarafında biraz saç bulunan kimseye denir. Ömer bu sözüyle Emirü'l-Müminin Ali'yi (a.s) kastetmiştir. (Mütercim)

[355] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.16. Buna yakın bir tabirle bk. Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 1, s.247; yine el-İstiab, Ömer'in biyografisi ve Muntahab-ı Kenzü'l-Ummal, c.4, s.429.

[356] -er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.95, hk. 1373-Mısır baskısı.

[357] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.17.

[358] -Serat, Taif bölgesinde bir dağın ismidir; diğer yerlere de bu isim verilmiştir. bk. Mu'cemu'l-Buldan.

[359] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.18; buna yakın olarak bk. Ikdu'l-Ferid, c.3, s.73.

[360] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.20.

[361] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.18.

[362] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.19; buna yakın olarak bk. Ikdu'l-Ferid, c.3, s.74.

[363] -Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 1, s.43.

[364] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.160; Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.15.

[365] -Kenzü'l-Ummal, c.3, s.160.

[366]-Tabakat, İbn Sa'd, Said b. Âs'ın biyografisi, c.5, s.20-22, Avrupa bas.

[367] -Said b. Âs b. Said b. Uheyha b. Ümeyye, dokuz yaşındayken veya buna yakın bir yaştayken Resulullah (s.a.a) vefat etmiştir. bk. Tabakat, İbn Sa'd, c.5, s.20- 22

[368] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.19; buna yakın olarak bk. Ikdu'l-Ferid, c.3, s.74.

[369] -Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.21.

[370] -Tarih-i Yakubî, c.1, s.162

[371] -Tarih-i Taberî, c.3, s.297; Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.37; Ikdu'l-Ferid, c.3, s.76.

[372] -Tarih-i Taberî, c.5, s.152-153 ve Avrupa baskısı, c.1, s.3066; Kenzü'l-Ummal, c.3, s.161, hadis: 2471. Bu kitapta Hz. Ali'ye nasıl biat edildiğine genişçe yer verilmiş, Talha'yla Zübeyir'in Hz. Ali'nin huzuruna gitmelerinden ve İmam'ın hilâfet konusunda onların önerisini kabul etmeyişinden bahsedilmiştir. İbn A'sem de bu konudan genişçe bahsetmiştir. Bu konuda onun Tarih'ine, s.160-161'e bakınız.

[373] - Ensabu'l-Eşraf, c.5, s.70; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.114. Bu kitapta Talha'nın biati konusunda Hz. Ali'nin tabiri kaydedilmiştir.

[374] -Tarih-i Taberî, c.5, s.153 ve Avrupa baskısı, c.1, s.3068.

[375] - Ebu Bekir Abdullah b. Ebu Kuhafe, Osman b. Amir el-Kureşî et-Tey-mî. Annesi, Sahr et-Teymî kızı Ümmü'l-Hayr Selma veya Leyla'dır. Fil Yılı'ndan iki veya üç yıl sonra dünyaya gelmiş, Resulullah'la birlikte Medine'ye hicret etmiştir. Medine'nin dışındaki Sunh denilen bölgeye yerleşip, mahalle ahalisine süt sağarak geçimini sağlarmış. Hilâfetinden altı ay sonra Sunh bölgesinden Medine'ye gelmiş ve hicrî 13 yılında vefat etmiştir. Sihah sahipleri ondan 142 hadis nakletmişlerdir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, Tarih-i İbn E-sîr, c.2, s.163 ve Cevamiu's-Sire, s.278.

[376] -Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Racmu'l-Heblâ" böl. c.4, s.120.

[377] -Ebu Hafs Ömer b. Hattab b. Nufeyl el-Kureşî el-Advî. Annesi, Hişâm veya Hâşim b. Muğiyre el-Mahzumî kızı Hanteme'dir. Ömer, Mekke'de Müslüman olan elli küsürüncü kişidir. Bedir ve diğer savaşları görmüştür. Ebu Bekir ölüm döşeğinde onu kendi yerine seçmiştir. Ömer, hicretin 24. yılında, muharrem ayının başlarında Ebu Lü'lü'den aldığı yarayla ölmüş, Ebu Bekir'in yanıbaşında toprağa verilmiştir. Sihah sahipleri ondan 537 hadis nakletmişlerdir. Biyografisi için bk. el-İstiab, ve Usdu'l-Gabe ve Cevamiu's-Sîre, s.276.

[378]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Racmu'l-Heblâ" babı, c.4, s.120.

[379] -Mâverdî diye meşhur olan (Arapça'da "Mau'l-Verd", gül suyu anlamındadır. Ona bu lakabın verilmesinin sebebi, gül suyu satmasıdır) Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed Basrî el-Bağdadî, Şafiî mezhebi ulemasının ileri gelenlerinden biridir. Mâverdî, çeşitli kitaplar telif etmiştir; el-Ahkamu's-Sultaniyye onun önemli eserleri arasında yer alır. Biz yukarıda zikrettiklerimizi bu kitabın hicrî 1356 yılındaki ikinci baskısından, s.7-11'den naklettik.

[380] -s. 7-11, Mısır, 2. baskı. Şeyh Ebu Ya'la Muhammed b. Hasan el-Ferra Hanbelî de el-Ahkamu's-Sultaniyye isminde bir kitap yazmıştır. Biz bu konuları naklederken Hilâfet Ekolü'nün bu iki kitabına daha fazla güvendik. Çünkü bu tür kitapların (Ebu Yusuf'un Kitabu'l-Harac adlı eseri gibi) yazılmasının hedefi, Ehlisünnet ve Hilâfet Ekolü yöneticilerine ait olan hüküm ve kuralların bu kitaplardan alınması ve bunlara uygun olarak amel edilmesidir. Ama diğer kitapların telifinden maksat, amel etmek değil, sadece delil ve burhan getirmek, münazara etmektir. Biz her iki kitapta geçenleri yukarıda kaydettik. Bu kitapların sadece birinde geçenleri ise dipnotta kaydetmekle yetindik

[381] -Ebu Ubeyde Amir b. Abdullah b. Cerrah, Mekke'nin mezarcısı olup Be-dir Savaşı'na ve ondan sonra vuku bulan diğer savaşlara katılmıştır. Sonunda taun hastalığına yakalanarak hicretin 18. yılında Beytulmukaddes yakınlarında vefat etmiştir. Sihah sahipleri ondan 14 hadis nakletmişlerdir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, Cevamiu's-Sîre, s.284; Tabakat, İbn Sa'd, Avrupa baskısı, c.2, böl.

2, s.74.

[382] -Biyografisi önceki sayfalarda geçti.

[383] -Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe el-Hazrecî, denildiğine göre Ebu Bekir'e biat eden ilk kişidir. Sa'd b. Ubade'yi kıskanırmış. Beşir, Aynu't-Temr Savaşı'nda Halid b. Velid'in emrindeyken öldürüldü. Onun hadisini Neseî kendi Sünen'inde nakleder. Abdullah b. Saba, c.1, s.96; et-Takrib, c.1, s.103; Usdu'l-Gabe.

[384] -Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabia el-Emevî'nin azat ettiği kölesi Ebu Abdullah Salim, aslen Fars diyarının İstahr bölgesindendir. Fakat Ebu Huzeyfe'-nin üvey oğlu sayıldığı için muhacirlerden sayılır. Salim Resulullah'tan (s.a.a) önce Medine'ye hicret ederek Kur'ân'ı diğerlerinden daha iyi anladığı için orada başta Ömer olmak üzere muhacirlerden bir gruba imamlık yapmış, Resulullah (s.a.a) onunla Muaz b. Cebel'i kardeş etmiştir. Salim, Yemame Savaşı'nda öldürüldü. Biyografisi Usdu'l-Gabe ve el-İsabe kitaplarında geçer.

[385] -Ebulfazl Abbas b. Abdulmuttalib'dir; annesi, Habbab Nemurî'nin kızı Netile'dir. Resulullah'ın (s.a.a) huzurunda Akabe Biati'ni görmüş, Bedir Savaşı'nda Müslümanlara esir düşmüş ve fidye vererek kendisini ve kardeşinin oğulları Akil ve Nevfel'i kurtarmıştır. Abbas Mekke'nin Fethi'nden önce hicret ederek Mekke Fethi'ni görmüş ve Ömer kuraklık yılında onu vesile edinerek yağmur talebinde bulunmuştur. Sonunda hicretin 32. yılında vefat etmiştir. Sihah sahipleri ondan 35 hadis naklederler. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe ve Cevamiu's-Sîre, s.281.

[386] -el-Ahkamu's-Sultaniyye, Mâverdî, s.6-7.

[387] -el-Ahkamu's-Sultaniyye, Mâverdî, s.10. Bu sözlerden anlaşılan şudur: Bunlar, bu gibi olayların "din" ve şer'î kurallar olduğuna inanmaktalar ve bu konuda aralarında hiçbir ihtilâf yoktur; ihtilâf sadece bu olayların niteliğindedir!

[388] -el-Ahkamu's-Sultaniyye, -Maverdî-, s.15.

[389] -el-Ahkamu's-Sultaniyye, Ebu Ya'la, s.7-11.

[390] -Abdullah b. Ömer b. Hattab, annesi Maz'un kızı Zeynep el-Cemuhî'dir. Resulullah (s.a.a), yaşının küçük olması sebebiyle onu Uhud Savaşı'na katılmaktan alıkoymuş, fakat Resulullah'ın (s.a.a) diğer savaşlarına katılmıştır. Abdullah'tan kendisinin ve babasının övgüsü konusunda birçok rivayet nakledilmiştir. Resulullah'tan (s.a.a) sonra altmış yıl boyunca çeşitli konularda fetva vermiştir. Derler ki: O, konuşkan biri olduğu kadar yeterli bir fakih değildi. Hz.

Ali'nin (a.s) savaşlarından hiçbirine katılmamış, ama ölüm döşeğinde bundan dolayı pişmanlığını dile getirerek, "Geçmişimden, sadece Ali b. Ebu Talib'le birlikte azgın grupla (Muaviye ve taraftarlarıyla) savaşmadığım için pişmanım." demiş. Haccac b. Yusuf'un, birini görevlendirerek, bir kalabalıkta zehirli bir mızrağın ucunu arkadan Abdullah'ın ayağına batırarak onu öldürttüğü söylenir. Abdullah hicrî 73 yılında vefat etti. Sihah yazarları ondan 2630 hadis rivayet etmişlerdir. Abdullah'ın biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, Sey-ru'n-Nubela ve Cevamiu's-Sîre, s.275.

[391] -el-Ahkamu's-Sultaniyye, Ebu Ya'la, s.7-8 ve diğer bir baskısında, s.20-32

[392] -el-İrşad Fi'l-Kelâm, İmamu'l-Haremeyn Abdulmalik b. Abdullah el-Cuveynî, hicrî 1369, Kahire baskısı, "İhtiyar" bölümü, s.424.

[393] -Şerh-i Sünen-i Tirmizî, c.13, s.229. İmam Ebu Bekir, İbn Arabî diye meşhur olan Muhammed b. Abdullah el-İşbilî'dir.

[394]-Camiu Ahkami'l-Kur'ân, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Ebu Bekir b. Ferhu'l-Ensarî Hazrecî Endulûsî el-Kurtubî, hicrî 1387, Mısır baskısı, c.1, s.269-272.

[395] -el-Mevakif Fî İlmi'l-Kelâm, c.8, s.351-353, üçüncü maksat, hicrî 1325, Mısır baskısı; hicrî 756 yılında zindanda vefat eden Abdurrahman b. Ahmed elİcî'nin eseri.

[396] -Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmâre, "el-Emru bi Lüzumi'l-Cemaat" babı, c.6, s.20-22. Huzeyfe b. Yeman el-Abesî, babası cahiliye döneminde birini öldürerek Medine'ye kaçmış, orada bir kadınla evlenerek Benî Abduleşhel ile sözleşmiş, bu yüzden ismi Hasel iken Yeman'e dönüşmüştür. Huzeyfe, Hendek ve ondan sonraki savaşlarıgörmüş, Ömer tarafından Medain'in valisi olarak atanmıştır. O, hicrî 36 yılında İmam Ali'ye biatten kırk gece sonra orada vefat etmiştir. Sihah sahipleri ondan 225 hadis nakletmişlerdir. Biyografisi için bk. el-İstiab, Usdu'l-Gabe, İsâbe, Cevamiu's-Sîre, s.277.

[397] -Sahih-i Müslim, Şerh-i Nevevî, c.12, s.229; Sünen-i Beyhakî, c.8, s.158- 159.

[398] -Kahire baskısı, 1366 hicrî.

[399] -Şûrâ: 38

[400] -el-Müfredat, Ragıb İsfahanî; Mu'cem-i Elfazi'l-Kur'ân, "şûra" kökü.

[401] -Lisanu'l-Arab, "bey" sözcüğü.

[402] -Lisanu'l-Arab, "sefk" sözcüğü.

[403] -Sire-i İbn Hişâm, c.1, s.141-143.

[404] - Sire-i İbn Hişâm, c.1, s.213

[405] - Fetih: 10

[406] - Sire-i İbn Hişâm, c.2, s.40-42.

[407] - İmtau'l-Esma, Makrizî, s.274-291.

[408] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Ahkâm, "Biat" babı, hadis: 5; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmâre, "el-Biatu Ala's-Sem'i ve't-Taeti Fi-Me'stetaa" babı, hadis: 90; Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Biat, "el-Biatu Fî Mâ Yestetiu'l-İnsan" babı.

[409] - Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Biat, "el-Biatuu Fî Mâ Yestetiu'l-İnsan" babı.

[410] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Ahkâm, "el-Biat" babı, hadis: 5.

[411] - Hermas b. Ziyad Ebu Haydar el-Basrî el-Bahilî, Kays-i Aylan'dandır. Hermas, hicretten yüz yıl sonra Yemame'de vefat etti. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe ve Takribu't-Tehzib.

[412] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Biat, "Biatu's-Sağir" babı; Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Biat, "Biatu'l-Gulam" babı.

[413] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Ahkâm, "es-Sem'u ve't-Taatu Li'l-İmam Mâ Lem Tekun Ma'siyet" babı, hadis: 3; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmâre, "Vücubu Taati'l-Umera Fî Gayri'l-Ma'siyet" babı, hadis: 1839; Sünen-i İbn Mâce, Ki-tabu'l-Cihad, "La Taate Fî Masiyetillah" babı, hadis: 2863; Sünen-i Neseî, Ki-tabu'l-Biat, "Cezau Men Emere bi-Masiyetin" babı; Müsned-i Ahmed b. Han-bel, c.2, s.142.

[414] - Sünen-i İbn Mâce, c.2, s.956, hadis: 2865; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.400.

[415]- Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.325. Muaviye'nin, Ubade b. Samit'i sman'a şikâyet etmesi üzerine Osman onu Medine'ye çağırtınca Ubade bu hadisi Osman'ın evinde nakletmiştir. Ubade'nin rivayetiyle bu hadisin özeti bu kitabın 329'uncu sayfasında geçmiştir.

[416] - Tehzibu Tarih-i İbn Asâkir, c.7, s.215.

[417] - Fetih: 10

[418] - el-Müfredat, Ragıb İsfahanî, "half" kökü

[419] - Nihayetu'l-Lügat, İbn Esîr ve Lisanu'l-Arab, "half" kökü.

[420] - A'râf: 69

[421] - A'râf: 74

[422] - A'râf: 169

[423] - Meryem: 59

[424] - En'âm: 132

[425] - Bu konu İbn Esîr'in nakliyle Lisanu'l-Arab'da da geçer.

[426] - Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.137-138; hicrî 1371, Mısır, Saadet baskısı, Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.81-82; el-Evail, Askerî, s.103-104.

[427] - Sâd: 26

[428] - Bakara: 30

[429] - "Sebebiyet Fa'sı" için bk. edebiyat kitapalrından Muğni'l-Lebib'e.

[430] - Mâide: 44

[431] - Nisâ: 105

[432] - Mâide: 48

[433]- Biharu'l-Envar, c.26, s.263, hadis: 47, Kenzü'l-Feraid-i Keraçekî'den naklen; Usul-i Kâfi, c.1, s.200; Men Lâ Yehzuruhu'l-Fakih, c.2, s.369 ve 371.

[434]- Enbiyâ: 72-73

[435] - En'âm: 83-89

[436] - Nahl: 35

[437] - Nûr: 54; Ankebût: 18

[438] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.151 ve Ahmed b. Muhammed, Şakir'in tahkiki, c.2, s.322, hadis: 1296; ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.3, s.209. Son kaynakta Enes ve Sa'd b. Ebî Vakkâs'tan nakledildiği üzere Sa'd'ın da rivayetine göre, Ebu Bekir kalben üzüldü. Bunun üzerine Resulullah (s.a.a), "Benim adıma tebliğ işini kendimden veya benden olan bir kişiden başkası yapmamalıdır." buyurdu.

[439] - ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.3, s.210.

[440] - ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.3, s.209.

[441] - A'râf: 107

[442] - A'râf: 108

[443] - A'râf: 117

[444] - A'râf: 160

[445] - Şuarâ: 32

[446] - Şuarâ: 45

[447] - Şuarâ: 63

[448] - Mâide: 110

[449] - Âl-i İmrân: 49

[450] - Enbiyâ: 79

[451] - Enbiyâ: 81-82

[452]- Bu hadisin kaynakları için bk. kitabımızın ikinci cildi, 3. baskı, s.58-59.

[453] - Sünen-i Ebî Davud, c.2, s.210, hadis: 4645, "Hulefa" babı.

[454] - Tarih-i İbn Esîr, c.10, s.7-8.

[455] - Şerhu Şevahidi'l-Muğnî, Suyutî, Beyrut, Daru'l-Mektebi'l-Hayat, c.1,s.197.

[456] - el-Kuna ve'l-Elkab, c.1, s.252.

[457]- el-Mu'cemu'l-Vasit, "halife" sözcüğü.

[458]- Seyyid Kutup, "Rabb'in meleklere, 'Muhakkak ben yeryüzünde bir halife var edeceğim.' dedi." ayetinin tefsirinde şöyle yazar: "Binaenaleyh, Allah Tealâ'nın yüce iradesi, yeryüzünün hükümetini bu varlığa bırakmayı ve onu serbest kılmayı gerektirdi... Bu ise çok büyük bir makamdır. İnsanın, varlık âleminde geniş yeryüzündeki makamıdır bu." Tefsir-i Fî Zilali'l-Kur'ân, c.1, s.65-66. Yine Halife ve Sultan adlı kitabın yazarı şöyle der: "Bu, İslâm âlemine Ehlikitap'tan geçmiştir." Halife ve Sultan ... Partuld, (Muhtasari Der Bare-i Bermekiyan)Sirus İzedî tercümesi, s.16.

[459] - Edeb, s.7.

[460] - Dineverî, s.346; Taberî, c.2, s.1199. Yine Velid hakkında da böyle bir olay nakledilmiştir. Yine bu olay Taberî Tarihi, c.1, s.2748.'deki, Ömer'in "Allah'ın Halifesi" tabirine karşı çıktığı olayıyla da karşılaştırılsın.

[461] - Lavoix, Catalogue Des Monnaies I, p. 25 (N. 83).

[462] - "Allah'ın Halifeleri" tabiri, resmî evraklarda göze çarpmamaktadır; tıpkı İkinci Velid'in fermanı gibi.

[463]- İbn Hurdadbeh, s.87.

[464]- Bu delillerden bazılarını, Allâme Hillî'nin (r.a) "Elfeyn" adlı kitabında bulmak mümkündür.

[465] -Lügat kitaplarında "emme" köküne bakınız.

[466] -İsrâ: 71-72

[467] -Tevbe: 12

[468] -Bakara: 124

[469] -Enbiyâ: 73

[470] -Hûd: 17

[471]- Mu'cemu'l-Mufehris Li Elfazi'l-Kur'âni'l-Kerim'de, "el-kitab" terimine bakınız.

[472] - İbn Hişâm der ki: "Furas, Abdullah b. Selme b. Kaşir b. Kâ'b b. Rabia b.Amir b. Sa'saa'nın oğludur." bk. Sire-i İbn Hişâm, c.2, s.33.

[473]-Sire-i İbn Hişâm, c.2, s.31-34; Tarih-i Taberî, c.1, s.1205-1206, Avrupa baskısı.

[474]- Tabakat, İbn Sa'd, c.1, k. 2, s.18, Avrupa baskısı.

[475]- Bütün bu istidlâller Tarih-i Taberî'nin Benî Saide Sakifesi rivayetlerinde, Avrupa baskısı, c.4, s.1837-1851'de geçer.

[476]- Nisâ: 59

[477]- Bakara: 180-182

[478] - Mâide: 106

[479]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Vasiyet, c.2, s.83; Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Vasiyet, -Nevevî Şerhi-, c.11, s.74.

[480]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Recmu'l-Hablâ" babı.

[481]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Recmu'l-Heblâ" babı.

[482] - Şûrâ: 38

[483] - Âl-i İmrân: 159

[484] - Ahzâb: 36

[485] - Âl-i İmrân 159

[486] - el-Mağazî, Vâkıdî, Dr. Marisdon Cuns incelemesi, c.2, s.580.

[487]- Sire-i İbn Hişâm, c.2, s.253.

[488]- Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cihad ve's-Siyer, "Gazvet-u Bedr" babı, c.3, s.1403.

[489]- el-Mağazî, Vâkıdî, Oksford baskısı, c.1, s.48-49; İmtau'l-Esma, Makrizî, s.74-75.

[490]- el-Mağazî, Vâkıdî, c.12, s.477-480; İmtau'l-Esma, Makrizî, s.235-236.Kureyze Oğulları kabilesinden Nuaym b. Mes'ud yeni Müslüman olmuştu.Kendi kabilesiyle Kureyş'in, onun Müslüman olduğundan haberleri yoktu.Kureyze Oğulları Medine'nin içinden Kureyş'le Resulullah'a (s.a.a) karşı savaşmak üzere anlaşınca Nuaym, Kureyze Oğulları'yla Kureyş arasında Müslümanların lehine iki taraflı dost rolünü oynadı. Meşhur görüşe göre, Nuaym'ın çalışmaları

sonucu nihayet bu iki kabile birbirlerine karşı olumsuz düşünmeye başladılar; böylece Müslümanlar Kureyze Oğulları'nın iç yüzünü ve kendilerine karşı besledikleri düşmanlığı anladı. Kureyş de Kureyze Oğulları'nın yardımından ümitsizliğe kapılıp rezil bir şekilde geri döndü. (Mütercim)

[491]- Âl-i İmrân: 159

[492]- Malik b. Nuveyre'nin biyografisi için bk. el-İsabe, c.3, s.336, sayı 7698.

[493]- Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1927-1928; Tarih-i Yakubî, Beyrut baskısı, c.2, s.131.

[494]- Tarih-i Ebu'l-Fida, s.158; Vefeyatu'l-A'yan, Vesime'nin biyografisinde; Fevatu'l-Vefeyat; diğer kaynaklar ve rivayetin detayıyla ilgili bk. Abdullah b. Saba, Beyrut baskısı, 1403, c.1, s.185-191.

[495]- Futuhu'l-Buldan, Ridde-i Benî Velia ve Eş'as b. Kays.

[496]- Enfâl: 75

[497]- Bu olayı özetle şu kaynaklardan naklettik: Futuhu'l-Buldan, Belazurî, Ridde-i Benî Velia ve Eş'as b. Kays el-Kendî hakkında, s.122-123; Mu'cemu'l-Buldan, Yakut Hamevî, "Hadremut" sözcüğünde; Futuh-. İbn A'sem, c.1, s.57-58. Bu olay tam olarak Abdullah b. Saba kitabında, c.2, s.393-410'da kaydedilmiştir.

[498] - Ahzâb: 21

[499]- Haşr: 7

[500]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, Altıncı Kitap, "el-Muhtar Min Kutub-i Mevlana Emiri'l-Müminin" babı.

[501]- Resulullah, (s.a.a) Mekke'nin fethinde, karşısında teslim olmaktan başka çaresi kalmayan kâfirleri ve Kureyş'in ileri gelenlerini affetti ve o günden itibaren onlara, serbest bırakılanlar anlamında "Tulaka" denildi.

[502]- Nasr b. Müzahim'in "Sıffin" adlı eseri, 1382 Kahire baskısı, s.29.

[503]- Nehcü'l-Belâga, Kahire-İstikamet baskısı, "Allah" kelimesinde.

[504] - "Meyve"den maksat Resulullah'ın (s.a.a) Ehlibeyti'dir.

[505] - Nehcü'l-Belâğa, "Hikmetler" bölümü, hadis: 185, Muhammed Ebulfazl İbrahim incelemesi.

[506] - Ebu Bekir'in kendisine biat edilmeden önce, "Bırakın beni; ben sizin en hayırlınız değilim." dediği nakledilir.

[507] - Daha önce biz bu olayı en sağlam kaynaklardan naklettik. Şeyh Muhammed Abduh, şûra kelimesini şerh ederken şöyle yazar: Sa'd b. Ebî Vakkas, Abdurrahman b. Avf'ın amcası oğullarındandır ve her ikisi Benî Zühre'dendir. Sa'd, Ali'ye kin beslemeyi dayılarından miras almıştı. Çünkü annesi, Ümeyye b. Abduşems oğlu Ebu Süfyan'ın kızı Hamne idi ve Ali de elini Kureyş'in liderlerinin ve Ebu Süfyan ailesinin kanıyla boyamıştı. Abdurrahman ise Osman'ın eniştesiydi. Çünkü Osman'ın teyzesi, Ukbe b. Ebu Muayt kızı Ümmü Gülsüm onun eşiydi. Talha'nın da Osman'la arası çok iyiydi. Ayrıca Talha, Temim Oğulları'ndandı. Sakife'de Ebu Bekir'in hilâfeti konusunda Temim Oğulları'yla Haşim Oğulları arasında tartışmalar çıkmıştı. Bu yüzden Talha, Ali'ye sırt çevirerek Osman'ın tarafını tutuyordu. Ömer'in ölümünden sonra bunlar toplanarak müşavere ettiler. Müşaverede üç gruba ayrılınca oylamada Talha, Osman'ı destekledi. Zübeyr Ali'yi, Sa'd b. Ebî Vakkas ise Abdurrahman b. Avf'ın yanında yer aldı. Ömer demişti ki: "Şûra üç günden fazla sürmemelidir. İhtilâf çıkacak olursa Abdurrahman b. Avf'ın bulunduğu grubu destekleyin."

Böyle olunca Abdurrahman, Ali'ye dedi ki: "Allah'ın kitabı, Resulullah'ın sünneti ve ilk iki halifenin gidişatıyla amel edeceğine dair Allah'ın ahit ve sözleşmesi senin üzerine olsun." Ali, "Bilgim dahilinde gücüm yettiğini yapmam ümit edilir." dedi. Sonra Abdurrahman, Osman'a dönerek aynı şeyi ona söyledi. Osman hepsini kabul etti. Bunun üzerine Abdurrahman başını mescidin tavanına doğru kaldırarak, "Allah'ım, duy ve tanık ol. Allah'ım, ben üzerimde olan şeyi Osman'ın üzerine bıraktım." dedi. Sonra elini Osman'a sürerek, "Allah'ın selâmı senin üzerine olsun ya Emirü'l-Müminin!" dedi ve ona biat etti. Ali, endişeli ve üzgün bir hâlde oradan dışarı çıktı. Mikdad b. Esved, Abdurrahman'a, "Sen hak tarafını koruyan ve adil bir şahıs olan Ali'yi mi bıraktın?!" dedi. Abdurrahman ise, "Ey Mikdad, ben Müslümanlar için elimden geleni yaptım." cevabını verdi. Mikdad dedi ki: "Ben Kureyş'e şaşırıyorum; hakka hakemlik etmede kendisinden üstünü tanıtılmayan, bilinmeyen bir kişiyi bıraktılar." Abdurrahman, "Ben senin fitne çıkarmandan korkuyorum; Allah aşkına bitir artık." dedi. Osman'ın zamanında vuku bulan olayların asıl nedenleri onun akrabalarıydı. O zaman o, çeşitli şehirlere hükümet ediyordu. Sonuçta ashabın ileri gelenleri ona sırt çevirdiler. Bunun üzerine Mik-dad, Abdurrahman'a, "Bunun sebebi sensin!" dedi. Abdurrahman, "Ben böyle olacağını sanmıyordum; ama Allah şahit olsun ki onunla konuşmayacağım." cevabını verdi ve Osman'dan küsülü olduğu hâlde öldü. Öyle ki, Abdurrahman hasta yatağındayken Osman onu görmeye gittiğinde

Abdurrahman yüzünü Osman'dan çevirerek duvara döndü. "Allah daha iyi bilir ve hâkimlik O'na aittir.' dedi.

[508]- Kasas: 83

[509]- Mecelletu'l-Ezher, c.32, "el-Kutub" bölümü, h. 1380 yılında Abdullah b. Saba kitabının eleştirisinde basılmış olan 10. cildin 1150, 1151. sayfalarından.

[510] - İmam Hüseyin'in (a.s) Hürr b. Yezid-i Riyahî'ye karşı okuduğu hutbeden. bk. Tarih-i Taberî, İbn Esîr ve Maktel-i Harezmî.

[511] - Bu konuyu, inşaallah bu kitabın ikinci cildinde inceleyeceğiz.

[512] - İnşaallah bu konuyu, kitabımızın ilerideki bölümlerinde Moğolların İslâm ülkelerine saldırısını anlatırken genişçe inceleyeceğiz.

[513]- İnşaallah ileride bu konudan genişçe bahsedeceğiz.