HiDAYET ÖNDERLERİ
HZ.MUHAMMED (SAA)

İÇİNDEKİLER

 

[1]- En'âm, 71

[2]- Bakara, 213

[3]- Ahzâb, 4

[4]- Âl-i İmrân, 101

[5]- Yûnus, 35

[6]- Sebe', 6

[7]- Kasas, 50

[8]- Zâriyât, 56

[9]- R'âd, 7

[10]- En'âm, 124

[11]- Âl-i İmrân, 179

[12]- Bakara, 213

[13]- Cuma, 2

[14]- Ahzâb, 21

[15]- A'râf, 176

[16]- Yûsuf, 111

[17]- Yûsuf, 111

[18]- Hûd, 120

[19]- Âl-i İmrân, 62

[20]- A'râf, 7

[21]- Âl-i İmrân, 19

[22]- Âl-i İmrân, 7-8

[23]- Hûd, 1-2

[24]- Ra'd, 39

[25]- En'âm, 57

[26]- Yûsuf, 108

[27]- Yûnus, 35

[28]- Bakara, 213

[29]- İmam Ali'ye (s.a) Göre Tarih Hareketi, s.71-73

[30]- Yani, Allah peygamberlerden kendilerine indirilen vahyi tebliğ edeceklerine dair veya kendilerine vahyedilen esaslardan başka bir yasayı insanlara önermeyecekleri hususunda söz aldı.

[31]- Allah'ın insanlara sözü, fıtratın sözü olarak ifade edilen mesajdır.

[32]- Allah'a koşulan eşlerden maksat, yüce Allah dışında tapılan putlardır.

[33]- Metnin orijinalinde geçen "ictâlethum" kelimesi, onları fıtratlarında saklı olan hidayet aracılığı ile yönlendirildikleri amaçtan saptırınca, demektir.

[34]- Yüce Allah insanın yapısına sunduğu içgüdüler ve güçler, kendisine gösterdiği hidayet belgeleri ve kanıtları sayesinde, kendisine sunulan bu yetenekleri yaratılış amaçları doğrultusunda kullanacağı yolunda söz almış gibidir. Eğer nefsinin kışkırtmaları, dürtülerinin vesvesesi karşısına çıkmasa, insan vermiş olduğu bu söz doğrultusunda hareket edecekti. İşte Allah insanlardan bu sözlerini yerine getirmelerini istesinler diye onlara peygamberleri gönderdi.

[35]- Metnin orijinalinde geçen "defainu'l-ukul" (akılların defineleri) ifadesi, insana kâinatın sırlarını keşfettiren ve onu yaratıcıya kesin şekilde iman etme seviyesine yükselten irfan nurları demektir. Vehim bulutları ve hayal perdeleri bu nurları örtebilir. O durumlarda peygamberler gelerek bu potansiyel bilgileri harekete geçirirler ve bu gizli sırları açığa çıkarırlar.

[36]- Metnin orijinalinde geçen "sakf-ı merfû" (yüksek tavan) gök; "mihadu'l-mevzu" (serilmiş döşek) yeryüzü; "evsab" zorluklar, sıkıntılar demektir.

[37]- Metnin orijinalinde geçen "mehacce" kelimesi, "açık ve doğru yol" demektir.

[38]- Metinde geçen "min-sabıkın" (gelip geçmiş) kelimesi, ifadenin başındaki "rusulun" kelimesini beyan etmekte, peygamberlere yönelik bir açıklama yapmaktadır. Daha önceki peygamberlerin çoğuna kendilerinden sonra gelecek peygamberlerin isimleri bildirilmiş ve onlar da bu peygamberlerin geleceğini müjdelemişlerdir. Nitekim bu, Tevrat'ta görülmektedir. Metinde geçen "gâbir" (sonra gelen) kelimesi, önceki peygamberlerin geleceğini haber vermesinden sonra gelen sonraki peygamber demektir. Bu peygamber daha önceki peygamber tarafından tanıtılmış olarak gelmiş oluyor.

[39]- Metnin orijinalinde geçen "neseleti'l-kurun", birbiri ardınca, peşpeşe geçti, demektir.

[40]- Metinde geçen "iddetihi" (vaadini) kelimesinin sonundaki zamir, yüce Allah'a racidir. Çünkü daha önceki peygamberlerin dilinden Hz. Muhammed'i elçi olarak göndereceğini vaadeden, yüce Allah'tır. "Nubuvvetihi" kelimesinin sonundaki zamir de öyle. Çünkü onu haber veren Allah olduğu gibi, peygamberlerine vahiy gönderecek olan da O'dur. Bu gayb haberi gerçekleşmeden önce nübüvvet adını alır. Haber vereni Allah olduğu için de nübüvvet O'na izafe edildi.

[41]- Metinde geçen "el-mulhidu fi ismillah" ifadesi, müsemmadan (ismin gerçeğinden) sapan ve Allah'a, aslında tenzih edilmesi gereken bir sıfat yakıştıran kimse demektir. "el-Muşiru ilâ gayrihi" ise, tasarrufta Allah'a başka bir ilâhı ortak ederek o sözde ilâha tapan, ondan yardım dileyen kimse demektir.

[42]- Yani peygamberler, ölümlerinden sonra ümmetlerini hidayet edecek rehberden yoksun bırakmadılar. Hz. Muhammed (s.a.a) ile ilgili durum da budur. Hz. Peygamber ümmetine öncelikle dinleri için ihtiyaç duydukları her şeyi içeren Allah'ın kitabını bıraktı. Ayrıca onlara masum Ehl-i Beyti'ni de bıraktı ve onları Allah'ın azametli kitabı ile eş tuttu. Nitekim bunu, Hz. Peygamber'den tevatür yolu ile nakledilen ve çok sayıda kimse tarafından rivayet edilen Sakaleyn Hadisi'nde açıkça belirtmiştir.

[43]- Muhammed Fi'l-Kur'ân, s.36-37

[44]- Bakara, 129

[45]- A'râf, 157

[46]- En'âm, 20

[47]- Siret-u Resulillah, c.1, s.38-39

[48]- Bakara, 89

[49]- el-Ağani, c.16, s.75'ten naklen Eşi'atu'l-Beyti'n-Nebevî, c.1, s.70; Tarih-i Yakubî, c.2, s.12; Siret-u İbn-i Hişam'dan naklen Hayat-u Nebiyyi'l-İslâm, s.23 ve İ'lamu'l-Vera, s.26.

[50]- Kehf Suresi'nin inişi ile ilgili tefsir bilgilerine başvurulabilir.

[51]- Mâide, 83

[52]- Siret-u Resulillah ve Ehl-i Beytihi, c.1, s.39; Yuhanna İncili; Tevrat'tan naklen Eşi'atu'l-Beyti'n-Nebevî, c.1, s.70; Beşârât-u Ahdeyn; el-Beşârât ve'l-Mukarenat.

[53]- Peygamberimiz hakkındaki siyer kitapları ile tefsir eserlerine başvurulabilir. Bu müjdeleyici haberlerin bir bölümü bu kaynaklarda bulunabilir.

[54]- Nehcü'l-Belâğa, 1. hutbe.

[55]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.1, s.363

[56]- Nahl, 103

[57]- Ankebût, 48

[58]- Cum'a, 2

[59]- A'râf, 158

[60]- Nisâ, 113

[61]- Mâide, 15; Ahzâb, 46; Nisâ, 174; Fetih, 8; Zuhruf, 29; A'râf, 68; Gâşiye, 21; İsrâ, 105; Mâide, 19

[62]- En'âm, 161-163

[63]- el-Emali, Şeyh Tûsî, c.2, s.141

[64]- Biharu'l-Envar, c.83, s.16

[65]- Ahlâku'n-Nebiyy ve Âdâbuhu, s.251

[66]- Ahlâku'n-Nebiyy ve Âdâbuhu, s.201

[67]- Sünenü'n-Nebiyy, s.32

[68]- Ahlâku'n-Nebiyy ve Âdâbuhu, s.199; Sahih-i Buharî, c.1, s.381, hadis 1078.

[69]- Vesailu'ş-Şia, c.4, s.309; Sünenü'n-Nebiyy, s.300

[70]- el-Kâfi, c.4, s.155

[71]- el-Mehaccetu'l-Beyda, c.2, s.282-284

[72]- Biharu'l-Envar, c.16, s.217

[73]- Biharu'l-Envar, c.16, s.253

[74]- el-Kâfi, c.2, s.503

[75]- Tâhâ, 1-2

[76]- Zümer, 36

[77]- Şuarâ, 217-219

[78]- Riyazu's-Salihin, Nevevî, c.5, h: 78; Sahih-i Müslim, c.4, s.465

[79]- Ahzâb, 39

[80]- Fezailu'l-Hamse Mine's-Sihahi's-Sitte, c.1, s.138

[81]- el-Meğazi, Vakıdî, c.1, s.239-240

[82]- Tâhâ, 131

[83]- Sünen-i Tirmizî, c.4, s.518, hadis: 2377

[84]- age.

[85]- Sünen-i Tirmizî, c.4, s.501, hadis: 2360

[86]- Sahih-i Buharî, c.5, s.2371, hadis: 6090

[87]- [Sa'; bir ölçek adı olup, 2.917 kg. (yani yaklaşık üç kilogram)dır. Genellikle buğday vs. ölçümünde kullanılır.]

[88]- Sahih-i Buharî, c.3, s.1068, hadis: 2759

[89]- et-Tabakatu'l-Kübra, İbn-i Sa'd, c.1, s.400

[90]- Müsned-i Ahmed, c.3, s.582, hadis: 11887

[91]- Sahih-i Müslim, c.4, s.481, hadis: 3308; Müsned-i Ahmed, c.1, s.598, hadis: 3415

[92]- Sünen-i Dâremî, c.1, s.34

[93]- el-Mu'cemu'l-Kebir, Taberanî, c.12, s.337, hadis: 13607

[94]- Hayatu'n-Nebiyy ve Siretuhu, c.3, s.311

[95]- Hayatu'n-Nebiyy ve Siretuhu, c.3, s.306

[96]- Hayatu'n-Nebiyy ve Siretuhu, c.3, s.307

[97]- Sahih-i Buharî, c.5, s.2260, hadis: 5738

[98]- Muhammed Fi'l-Kur'ân, s.60-65

[99]- Âl-i İmrân, 159

[100]- Tevbe, 128

[101]- Sahih-i Buharî, c.3, s.1306, hadis: 3369

[102]- Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.13

[103]- et-Tabakatu'l-Kübra, İbn-i Sa'd, c.1, s.37; Mecmu'z-Zevaid, c.9, s.19

[104]- İbn-i Sa'd'dan naklen Hayatu'n-Nebiyy ve Siretuhu, c.3, s.313

[105]- Sünen-i İbn-i Mace, c.2, s.1101, hadis: 3312

[106]- Sünen-i Ebu Dâvud, c.4, s.358, hadis: 5230

[107]- Sünen-i Tirmizî, c.4, s.304, hadis: 1990

[108]- Müsned-i Ahmed, c.3, s.80

[109]- et-Tabakatu'l-Kübra, İbn-i Sa'd, c.1, s.240

[110]- ed-Dürrü'l-Mensûr, c.2, s.359; Mevahibu'l-Ledünniye, c.2, s.331

[111]- Sünen-i Tirmizî, c.4, s.499, hadis: 2352

[112]- es-es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.225

[113]- Biharu'l-Envar, c.15, s.231; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.211; Bakara, 89

[114]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.43-62; el-Kâmil Fi't-Tarih, c.1, s.260; Biharu'l-Envar, c.5, s.130

[115]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.182; el-Milel Ve'n-Nihal, Şehristanî, c.2, s.248

[116]- Siret-u Zeynî Dehlan, es-Siretu'l-Halebiyye hamişinde, c.1, s.64; Tarih-i Yakubî, c.2, s.10

[117]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.979; Tarih-i İbn-i Asakir, c.1, s.69; Mecmau'l-Beyan, c.7, s.37; Müstedreku'l-Hâkim, c.2, s.623; et-Tabakatu'l-Kübra, c.1, s.168; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.189; Usul-i Kâfi, c.1, s.448; el-Gadir, c.7, s.345

[118]- Siret-u Zeynî Dehlan, es-Siretu'l-Halebiyye hamişinde, c.1, s.58; Evailu'l-Makalât, Şeyh Müfid, 12-13

[119]- Nehcü'l-Belâğa, hutbe: 89

[120]- İmtau'l-Esma, s.3. Bu kitapta, Hz. Peygamber'in (s.a.a) doğum günüyle ilgili bütün görüşlere yer verilmiştir.

[121]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.8; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.92

[122]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.128

[123]- Saff, 6. Bu hususta bk. es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.79

[124]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.146

[125]- es-Sahih Min Sireti'n-Nebiyyi'l-Âzam, c.1, s.81; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.81

[126]- Biharu'l-Envar, c.15, s.342

[127]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.147

[128]- Biharu'l-Envar, c.15, s.345; el-Menakıb, İbn-i Şehraşub, c.1, s.24; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.149

[129]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.167; Biharu'l-Envar, c.15, s.401; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.155

[130]- el-Milel Ve'n-Nihal, c.2, s.248; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.182-183

[131]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.331

[132]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.190; el-Bidaye Ve'n-Nihaye, c.3, s.52; Biharu'l-Envar, c.8, s.2

[133]- es-Siretu'n-Halebiyye, c.1, s.105

[134]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.168

[135]- Duhâ, 6

[136]- Mecmau'l-Beyan, c.5, s.333, Kalem Suresi'nin baş kısmının tefsiri

[137]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.10

[138]- Menakıb-u Âl-i Ebi Talip, c.1, s.35; Tarih-i Yakubî, c.2, s.14

[139]- Siret-u İbn-i Hişam, c.1, s.194; es-Sahih Min Sireti'n-Nebiyyi'l-Âzam, c.1, s.91-94

[140]- İlelu'ş-Şerayi, s.23; Sefinetu'l-Bihar, Nebe' maddesi

[141]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.21; el-Bidaye Ve'n-Nihaye, c.2, s.296

[142]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-İcare, bap: 303, h: 449

[143]- Kalem, 4

[144]- el-Eğanî, c.19, s.74-80'den naklen Mevsuatu't-Tarihi'l-İslâmî, c.1, s.301-305;

[145]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.15

[146]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.15

[147]- Mevsuatu't-Tarihi'l-İslâmî, c.1, s.304

[148]- es-Siretu'n-Nebeviyye, Zeynî Dehlan, c.1, s.251; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.127; Tarih-i Yakubî, c.2, s.16

[149]- es-Sahih Fi's-Siret, c.1, s.95

[150]- el-Bidaye ve'n-Nihaye, c.3, s.293; Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.14, s.129, 283

[151]- Tarih-i Yakubî, c.1, s.17

[152]- Siret-u İbn-i Hişam, c.1, s.142

[153]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.132; el-Bidaye ve'n-Nihaye, c.2, s.291

[154]- Biharu'l-Envar, c.16, s.22; Keşfu'l-Gumme, c.2, s.134 Cenabizî'nin Maalimu'l-İtre adlı eserinden naklen; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.132

[155]- el-Bidaye ve'n-Nihaye, c.2, s.296; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.136

[156]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.21

[157]- Biharu'l-Envar, c.17, s.308

[158]- Biharu'l-Envar, c.16, s.22

[159]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.137

[160]- el-Kâfi, c.5, s.374; el-Keşşaf ve Rabiu'l-Ebrar'dan naklen Biharu'l-Envar, c.16, s.5, ; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.139; Tarih-i Yakubî, c.2, s.20; el-Evail, Ebu Hilal, c.1, s.162

[161]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.141

[162]- Rivayetlerin farklılığı ile ilgili olarak bkz: el-İsabe, c.3, s.611; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.140; Usdu'l-Gabe, c.5, s.71 ve 121

[163]- Menakıb-ı Âl-i Ebi Talip, c.1, s.159; A'lamu'l-Hidaye, Cüz: 3; es-Sahih Min Sireti'n-Nebiyyi'l-Âzam, c.1, s.121-126

[164]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.140; el-Bidaye Ve'n-Nihaye, c.2, s.295; Biharu'l-Envar, c.16, s.12; Siret-u Moğoltay, s.12; es-Sahih Min Sireti'n-Nebiyyi'l-Âzam, c.1, s.126

[165]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.19; Siret-u İbn-i Hişam, c.1, s.204; el-Bidaye Ve'n-Nihaye, c.2, s.300; Tarih-i Taberî, c.2, s.37, el-İstikame basımı.

[166]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.145

[167]- Hâkim Nişaburî şöyle der: "Fatıma bint-i Esed'in Emirü'l-Müminin Ali b. Ebu Talib'i Kâbe'nin içinde doğurdunu ifade eden rivayetlerin sayısı oldukça fazladır." el-Müstedrek Ala's-Sahihayn, c.3, s.483

[168]- el-Fusulu'l-Muhimme, İbn-i Sabbağ, s.13

[169]- Nehcü'l-Belâğa, 192. hutbe, Kasıa hutbesi.

[170]- Mekatilu't-Talibiyyin, s.36; el-Kâmil Fi't-Tarih, c.1, s.37

[171]- Nehcü'l-Belâğa, 192. hutbe; Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.4, s.315

[172]- Nehcü'l-Belâğa, hutbe: 192

[173]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.182; et-Tabakatu'l-Kübra, c.1, s.154

[174]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.125; Sefinetu'l-Bihar, "Nebee" maddesi; es-Siretu'n-Nebeviyye, İbn-i Hişam, c.1, s.166

[175]- Biharu'l-Envar, c.16, s.22; Keşfu'l-Gumme, c.2, s.13; el-Kâmil Fi't-Tarih, c.2, s.24

[176]- el-İsabe, c.1, s.545; Usdu'l-Gabe, c.2, s.225

[177]- Kalem, 4

[178]- Şûrâ, 3

[179]- Yûsuf, 109

[180]- Enbiyâ, 25

[181]- Enbiyâ, 73

[182]- Şûrâ, 7

[183]- Şûrâ, 13

[184]- Şûrâ, 15

[185]- Şûrâ, 17

[186]- Şûrâ, 24

[187]- Şûrâ, 51-52

[188]- Nehcü'l-Belâğa, 192. hutbe

[189]- Kalem, 4

[190]- el-Kâfi, c.1, s.66, h: 4

[191]- Necm, 1-11

[192]- En'âm, 57

[193]- Kehf, 110

[194]- Enbiyâ, 45

[195]- Enbiyâ, 108

[196]- Tâhâ, 114

[197]- Sebe', 50

[198]- Yûsuf, 108

[199]- Müsned-i Ahmed, hadis: 24681

[200]- Tarih-i Taberî, c.2, s.201, Muhammed Ebulfazl İbrahim tahkikiyle, Süveydan Yayınevi, Beyrut basımı

[201]- Alak, 1-5

[202]- Biharu'l-Envar, c.18, s.207-208

[203]- es-Siretu'n-Nebeviyye, İbn-i Hişam, Erkeklerden İlk İslâm Getirenin Ali b. Ebu Talip (a.s) Olduğu Bab, c.1, s.245

[204]- Usdu'l-Gabe, c.4, s.18; Hilyetu'l-Evliya, c.1, s.66; Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.3, s.256; Müstedreku'l-Hâkim, c.3, s.112

[205]- Ensabu'l-Eşraf, c.1, s.117; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, 456

[206]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.263, 282

[207]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.283; Usdu'l-Gabe, c.4, s.44

[208]- Şuarâ, 214

[209]- Bu hadis birçok kaynakta rivayet edilmiştir. Nitekim birbirine yakın ifadelerle şu eserlerde de mevcuttur: Tarih-i Taberî, c.2, s.404; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.460; Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.13, s.210; Hayat-u Muhammed, Muhammed Hasan Heykel, s.104, 1. baskı.

[210]- Hicr, 94-95

[211]- Menakıb, c.1, s.46; Tarih-i Taberî, c.2, s.403

[212]- Siret-u İbn-i Hişam, c.1, s.264-265; Tarih-i Taberî, c.2, s.406

[213]- Tarih-i Taberî, c.2, s.409; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.286

[214]- Tarih-i Taberî, c.2, s.410; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.269

[215]- Sâd, 5; es-Siretu'l-Halebiyye, c.1, s.303; Tarih-i Taberî, c.2, s.409

[216]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.380

[217]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.313; Tarih-i Taberî, c.2, s.416

[218]- Fussilet, 1-5

[219]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.293

[220]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.289

[221]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.317-320

[222]- Hicr, 95

[223]- En'âm, 10

[224]- Enfâl, 30

[225]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.321; Tarih-i Yakubî, c.2, s.29; Biharu'l-Envar, c.18, s.412

[226]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.335; Tarih-i Yakubî, c.2, s.29

[227]- Â'yanu'ş-Şia adlı eserde şöyle geçer: "Bu zalim belge, peygamberliğin yedinci yılının muharrem ayının başlarında kaleme alındı."

[228]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.350; Â'yanu'ş-Şia, c.1, s.235

[229]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.21; Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.1, s.173; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.377

[230]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.375; Tarih-i Taberî, c.2, s.423

[231]- Keşfu'l-Gumme, c.1, s.61; el-Müstedrek, Hâkim, c.2, s.622

[232]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.416; Tarih-i Taberî, c.2, s.426

[233]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.396

[234]- Hz. Peygamber'in (s.a.a) Taif'e gidişi, bi'setin onuncu yılının şevval ayının son günlerinde gerçekleşmiştir.

[235]- Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.4, s.127 ve c.14, s.97

[236]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.420; Biharu'l-Envar, c.19, s.6, 7, 22; İ'lamu'l-Verâ, c.1, s.133

[237]- Tarih-i Taberî, c.2, s.426; Ensabu'l-Eşraf, c.1, s.227; Tarih-i Yakubî, c.2, s.36; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.420

[238]- Ahkaf, 29-31; Tarih-i Taberî, c.2, s.346; Siret-u İbn-i Hişam, c.2, s.63; et-Tabakat, c.1, s.312

[239]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.423; Tarih-i Taberî, c.2, s.429; Ensabu'l-Eşraf, c.1, s.237

[240]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.424; Tarih-i Taberî, c.2, s.431

[241]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.423; Tarih-i Taberî, c.2, s.430

[242]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.270

[243]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.428; Biharu'l-Envar, c.19, s.25

[244]- Tarih-i Taberî, c.2, 37-38; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.429; Biharu'l-Envar, c.19, s.23

[245]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.433; Tarih-i Taberî, c.2, 436

[246]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.438; Tarih-i Taberî, c.2, s.441; Menakıb-u Âl-i Ebi Talip, c.1, 181

[247]- Tarih-i Taberî, c.2, s.442; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.443; el-Menakıb, c.1, s.182

[248]- Tefsiru'l-Kummî, c.1, s.272

[249]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.1, s.226

[250]- Menakıb-u Âl-i Ebi Talip, c.1, s.182; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.468

[251]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.480; et-Tabakatu'l-Kübra, c.1, s.227; Tefsiru'l-Ayyâşî, c.2, s.54

[252]- Enfâl, 3; el-Menakıb, c.1, s.182

[253]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.2, s.20; el-Müstedrek, Hâkim, c.3, s.14

[254]- İhkaku'l-Hakk, c.3, s.23-45. Bu kaynakta Ayetullah Mer'aşî Necefî'nin açıklamaları da yer alıyor. Bu yorumlarda bu tarihî olayın kaynakları ve Ehl-i Sünnet bilginlerinin Hz. Ali'nin bu olaydaki ilâhî tutumu ile ilgili görüşleri hakkında bilgi veriliyor. Yine bkz. Müsned, Ahmed b. Hanbel, c.1, s.331, Mısır basımı, birinci baskı; Tefsir-i Taberî, c.9, s.140, el-Meymeniyye-Mısır basımı; el-Müstedrek, Hâkim, c.3, s.4, Haydarabat Deken basımı.

[255]- A'yanu'ş-Şia, c.1, s.237

[256]- el-Kâmil Fi't-Tarih, c.2, s.106

[257]- el-Bed'u ve't-Tarih, c.4, s.176-177

[258]- Hz. Peygamber (s.a.a) rebiyülevvel ayının on ikinci günü Yesrib'e vardı.

[259]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.494

[260]- Mukaddime, İbn-i Haldun, s.283; Tâcu'l-Arus, c.2, s.85

[261]- Tarih-i Taberî, c.2, s.110-114

[262]- Biharu'l-Envar, c.19, s.112; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.496

[263]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.504

[264]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.500

[265]- el-Kâfi, c.1, s.83; Tehzibu'l-Ahkam, c.1, s.215

[266]- Bakara, 144

[267]- Mecmau'l-Beyan, c.1, s.413

[268]- Çünkü malî kaynaklarını Mekke, Şam ve Yemen arasında gidip gelen ticaret kervanları oluşturuyordu.

[269]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.598; el-Meğazî, c.1, s.11-12

[270]- el-Meğazî, Vakıdî, c.1, s.48; es-Siretu'l-Halebiyye, c.2, 160; Biharu'l-Envar, c.19, s.217

[271]- Enfâl, 7-16

[272]- Mâide, 24

[273]- Birku'l-Gimad, Mekke'nin uzaklarında deniz kenarında bir yerin adıdır.

[274]- el-Meğazî, c.1, s.48-49

[275]- Enfâl, 65

[276]- el-Meğazî, c.1, s.50

[277]- el-Meğazî, c.1, s.61; Biharu'l-Envar, c.19, s.252

[278]- el-Meğazî, c.1, s.68

[279]- İ'lâmu'l-Vera, c.1, s.169; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.628

[280]- İ'lâmu'l-Vera, c.1, s.171; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.638

[281]- el-Meğazî, c.1, s.104; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.642

[282]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.652; Biharu'l-Envar, c.19, s.348

[283]- Enfâl, 9, 11, 12, 42, 44; Âl-i İmrân, 13, 123, 127

[284]- el-İrşad, s.39-40

[285]- el-Menakıb, c.3, s.120

[286]- Kazirunî el-Yemanî'nin el-Munteka adlı eserinden naklen Hayatu'n-Nebiyy ve Siretuhu, c.1, s.309

[287]- Keşfu'l-Gumme, c.1, s.356-358

[288]- Keşfu'l-Gumme, c.1, s.359

[289]- Keşfu'l-Gumme, c.1, s.362; Menakıb-u Âl-i Ebi Talip, c.3, s.355

[290]- el-Meğazî, c.1, s.172

[291]- el-Meğazî, c.1, s.174

[292]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.51

[293]- el-Meğazî, c.1, s.176

[294]- Uhud Savaşı, Hicret'in üçüncü yılının şevval ayında vuku bulmuştur.

[295]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.23; el-Meğazî, c.1, s.214

[296]- et-Tabakat, İbn-i Sa'd, c.2, s.39

[297]- Tarih-i Taberî, c.3, s.107

[298]- el-Meğazî, c.1, s.221

[299]- el-Meğazî, c.1, 237; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.83; Şerh-u Nehci'l-Belâga, c.15, s.20

[300]- Biharu'l-Envar, c.20, s.27. Kur'ân-ı Kerim'in Âl-i İmrân Suresi'nde yer alan birkaç ayette bu savaşın ayrıntıları ile Müslümanların savaşla ilgili duyguları anlatılmaktadır. Âl-i İmrân, 121-180

[301]- Tarih-i Taberî, c.3, s.117; Biharu'l-Envar, c.20, s.102

[302]- Tarih-i Taberî, c.3, s.116; Mecmau'z-Zevaid, c.6, s.114; Biharu'l-Envar, c.20, s.71

[303]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.94

[304]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.102; et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.49

[305]- el-Meğazî, c.1, s.340

[306]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.193-195

[307]- Bu savaş, Hicret'in dördüncü yılının rebiyülevvel ayında gerçekleşti.

[308]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.57; İmtau'l-Esma, c.1, s.187

[309]- Haşr Suresi'nde, Beni'n-Nadîr kabilesinin sürgünüyle ilgili olaylar anlatılmaktadır.

[310]- el-İrşad, s.47

[311]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.204

[312]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.177; et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.62

[313]- Tarih-i Taberî, c.3, s.204; İmtau'l-Esma, c.1, s.195

[314]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.1, s.290

[315]- İmtau'l-Esma, c.1, s.202

[316]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.292

[317]- Usdu'l-Gabe, c.2, s.235; el-İstiab, Zeyd maddesi.

[318]- Ahzâb, 36

[319]- Ahzâb, 4

[320]- Ahzâb, 37-40; Tefsiru'l-Mizan, c.16, s.290; Mefatihu'l-Gayb, c.25, s.212; Ruhu'l-Maani, c.22, s.23

[321]- Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de onların bu destekleyici tavırlarıgayretkeşlikleri şöyle anlatılıyor: "Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun? Bunlar puta ve tağuta inanıyorlar ve kâfirler için; 'Bunlar, (Allah'a) inananlardan daha doğru yoldadır.' diyorlar." (Nisâ, 51)

[322]- el-Bidaye Ve'n-Nihaye, İbn-i Kesir, c.4, s.96; el-Meğazî, c.1, s.453

[323]- Ahzab Suresi'nin on ikinci ayeti ile yirminci ayeti arasındaki ayetlerde, savaştan kaçma gibi davranışlar kınanıyor ve önder Resulullah'ın (s.a.a) varlığı ile gerçekleşen merkeze bağlı çalışma sistemi destekleniyor.

[324]- Biharu'l-Envar, c.20, s.215; Şerh-u Nehci'l-Belâga, İbn-i Ebi'l-Hadid, c.13, s.283; c.14, s.291-292 ve c.19, s.63-64; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.281; el-Müstedrek, Hâkim, c.3, s.32

[325]- el-Meğazî, c.1, s.456; Biharu'l-Envar, c.20, s.222

[326]- el-Meğazî, c.2, s.465, 475, 489

[327]- Ahzâb Suresi'nin bir dizi ayetinde bu savaşın ayrıntılı analizi yer alıyor.

[328]- Taberî, c.3, s.179

[329]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.237

[330]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.239; el-İrşad, s.50

[331]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.240; el-Meğazî, c.2, s.510

[332]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.241

[333]- Biharu'l-Envar, c.20, s.229

[334]- Tarih-i Taberî, c.3, s.216

[335]- el-Megazî, c.2, s.598

[336]- Tarih-i Taberî, c.3, s.223

[337]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.315

[338]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.21

[339]- Biharu'l-Envar, c.20, s.325

[340]- Mecmau'l-Beyan, c.9, s.117

[341]- Biharu'l-Envar, c.20, s.325

[342]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.215; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.218; Biharu'l-Envar, c.20, s.252

[343]- Feth Suresi, 1-7 ve 18-28. ayetler

[344]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.606; et-Tabakat, c.1, s.264

[345]- İslâm bilginleri Hz. Peygamber'in (s.a.a) İslâm'a çağrı içerikli yüz seksen beş civarında mektup ve risaleyi dünyanın çeşitli yörelerindeki bütün güçlerine gönderdiğini belirtmişler. Bkz. Mekatîbu'r-Resul, Ali b. Hüseyin Ali Ahmedî

[346]- Hayber Savaşı, Hicret'in yedinci yılının cemaziyülâhir ayında gerçekleşti. Bkz. et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.77

[347]- et-Tabakat, c.2, s.106

[348]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.337; Sahih-i Müslim, c.15, s.176-177; Fezailu's-Sahabe, c.2, s.603; Müsned-i Ahmed, c.3, s.384; el-Mevahibu'l-Ledünniyye, c.1, s.284; el-İstiab, c.3, s.203; Kenzü'l-Ümmal, c.13, s.123

[349]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.337; el-Meğazî, c.2, s.677

[350]- Mecmau'l-Beyan, c.3, s.411; Şerh-i İbn-i Ebu'l-Hadid, c.16, s.268; ed-Dürrü'l-Mensûr, c.4, s.177

[351]- et-Tabakat, c.2, s.108; es-Sünenü'l-Kübra, Beyhakî, c.7, s.101; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.398

[352]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.372

[353]- Mute Savaşı, Hicret'in 8. yılının cemaziyülevvel ayında gerçekleşti.

[354]- el-Meğazî, c.2, s.758; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.374

[355]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.381

[356]- Biharu'l-Envar, c.21, s.54; el-Meğazî, c.2, s.766; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.68

[357]- Mekke, Hicret'in 8. yılının ramazan ayında fethedildi.

[358]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.397; el-Meğazî, c.2, s.796

[359]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.398

[360]- İmtau'l-Esma, c.1, s.363; el-Meğazî, c.2, s.798. Bazı araştırmacılar, bu hadisin uydurma olduğu görüşünü savunmuşlardır.

[361]- Vesailu'ş-Şia, c.7, s.124; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.290; el-Meğazî, c.2, s.802; Sahih-i Müslim, c.3, s.141-142. Oruç kitabı, Ramazan ayında günah amacı taşımayan yolcunun oruç tutabileceği ve orucunu bozabileceği bölümü, Beyrut-Daru'l-Fikr basımı.

[362]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.40; Mecmau'l-Beyan, c.1, s.554

[363]- el-Meğazî, Vakıdî, c.2, s.816; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.3, s.47

[364]- İsrâ, 81

[365]- Müsned-i Ahmed, c.1, s.151; Feraidu's-Simtayn, c.1, s.249; Kenzü'l-Ümmal, c.13, s.171; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.86

[366]- Hucurât, 13

[367]- Biharu'l-Envar, c.21, s.106; es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.412

[368]- Biharu'l-Envar, c.21, s.113; Mumtehine, 12

[369]- Sunen-i İbn-i Mace, hadis: 3109; Kenzü'l-Ümmal, hadis: 34682; ed-Dürrü'l-Mensûr, c.1, s.122, Daru'l-Fikr bas.

[370]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.420; el-Hisal, s.562; el-Emali, Şeyh Tusî, s.318

[371]- et-Tabakat, c.2, s.148

[372]- Huneyn Savaşı, Hicret'in 8. yılının şevval ayında gerçekleşti.

[373]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.150; el-Meğazî, c.2, s.889

[374]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.443; el-Meğazî, c3, s.99

[375]- Bu münasebetle inen Tevbe Suresi'nin birkaç ayetinde yüce Allah'ın teyidi ve desteği açıklanırken silâha, teçhizata ve asker sayısına bel bağlama ve bunları zafer sebebi kabul etme yaklaşımı kınanıyordu.

[376]- İmtau'l-Esma, c.1, s.409

[377]- Seyyidu'l-Murselin, c.2, s.53; el-Meğazî, c.3, s.949-953

[378]- el-Meğazî, c.3, s.954-955

[379]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.496; el-Meğazî, c.3, s.948

[380]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.498; el-Meğazî, c.3, s.957

[381]- Tebuk Savaşı, Hicret'in 9. yılının recep ayında gerçekleşti.

[382]- el-İrşadu, Şeyh Müfid, c.1, s.115; Ensabu'l-Eşraf, c.1, s.94-95; Kenzü'l-Ümmal, c.11, Hz. Ali'nin Faziletleri bölümü.

[383]- İmtau'l-Esma, c.1, s.449; Sahih-i Buharî, c.3, s.1359, hadis: 3503; Sahih-i Müslim, c.5, s.23, hadis: 2404; Sünen-i İbn-i Mace, c.1, s.42, hadis: 115; Müsned-i Ahmed, c.1, s.284, hadis: 1508

[384]- el-Meğazî, c.3, s.1019

[385]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.521; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.134

[386]- et-Tabakat, c.2, s.166; Biharu'l-Envar, c.21, s.246

[387]- el-Meğazî, c.3, s.1042; Mecmau'l-Beyan, c.3, s.46; Biharu'l-Envar, c.21, s.247

[388]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.20, s.530; Biharu'l-Envar, c.20, s.253

[389]- es-Siretu'n-Nebeviyye, İbn-i Hişam

[390]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.537; es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.216

[391]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.311; Biharu'l-Envar, c.22, s.157

[392]- es-Siretu'l-Halebiyye, c.3, s.311

[393]- Biharu'l-Envar, c.22, s.151

[394]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.87

[395]- el-Kâfi, c.1, s.326; el-İrşad, s.37; el-Vakidî, c.3, s.1077; Hasaisu'n-Neseî, s.20; Sahih-i Tirmizî, c.2, s.183; Müsned-i Ahmed, c.3, s.283; Fezailu'l-Hamse Mine's-Sihah'is-Sitte, c.2, s.343

[396]- Âl-i İmrân, 61

[397]- Tefsir-i Kebir, Fahr-i Razî, c.8, s.85

[398]- et-Tabakat, c.1, s.357

[399]- Biharu'l-Envar, c.21, s.319

[400]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.603; Biharu'l-Envar, c.21, s.385

[401]- Biharu'l-Envar, c.21, s.405

[402]- Ikdu'l-Ferid, c.4, s.57; et-Tabakat, c.2, s.184; el-Hisal, s.487; Biharu'l-Envar, c.21, s.405. Hz. Peygamber'in bu konuşmasının metni, çeşitli siyer ve tarih kaynaklarında farklı uzunlukta ve kısalıkta olmak üzere yer almıştır.

[403]- Ayrıntılı bilgi için bkz. el-Gadir, Allâme Eminî, c.1

[404]- Mâide, 67

[405]- Mâide, 3

[406]- Tarih-i Yakubî, c.3, s.112; Müsned-i Ahmed, c.4, s.281; el-Bidaye Ve'n-Nihaye, c.5, s.213; el-Gadir, c.1, s.43, 165, 196, 215, 230, 238, 276, 283, 285, 297, 379, 402; c.11, s.131

[407]- [Peygamber'e, yakın akrabalarını uyarması emri gelince, Hz. Peygamber yemekli bir toplantı düzenledi ve çağrısını onlara duyurdu; konuşmasında şu sözlere de yer verdi: "Aranızdan hanginiz bana iman edecek ve beni destekleyecek? O her kimse benim kardeşim, vasim ve aranızdaki halifem olacaktır." Orada bulunanlardan sadece Hz. Ali (a.s) ona iman etti ve Resulullah (s.a.a) da: "Bu, benim kardeşim, vasim ve aranızdaki halifemdir..." buyurdu.]

[408]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.600

[409]- Hz. Peygamber (s.a.a) 11 Hicrî yılının safer ayında sancağı Usame'ye teslim etti ve onu komutanlığa atadı.

[410]- et-Tabakat, c.2, s.190, Daru'l-Fikr basımı

[411]- age.

[412]- el-Milel ve'n-Nihal, c.1, s.23

[413]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.2, s.954; et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.215

[414]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-İlm, Bab-u Kitabetu'l-İlm ve Kitabu'l-Cihad, Bab-u Cevaizi'l-Vefd.

[415]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.244; Kenzü'l-Ümmal, c.3, s.138

[416]- Biharu'l-Envar, c.22, s.469

[417]- A'yanu'ş-Şia, c.1, s.294; bk. Sahih-i Buharî, Bab-u Marazi'n-Nebiyy

[418]- Âl-i İmrân, 144

[419]- Tabakat, c.2, s.247; el-Kâmil fi't-Tarih, c.2, s.219

[420]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.263

[421]- Nehcü'l-Belâğa, Hutbe: 197

[422]- el-Kâmil fi't-Tarih, c.2, s.323; et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.266; es-Siretu'n-Nebeviyye, Zeyni Dahlan, c.2, s.306

[423]- Âl-i İmrân, 144

[424]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, İkinci Bölüm, s.53-56

[425]- es-Siretu'n-Nebeviyye, c.4, s.518

[426]- el-İrşad, c.1, s.187; Âyanu'ş-Şia, c.1, s.295

[427]- et-Tabakatu'l-Kübra, c.2, s.291

[428]- Bu konu için Muhsin Emin Amilî'nin A'yanu'ş-Şia adlı eserine bakınız.

[429]- Nahl, 125

[430]- Cum'a, 2

[431]- Furkan, 5

[432]- el-Kâfi, c.1, s.62-63, İlmin Fazileti Kitabı, Hadis İhtilâfı Babı

[433]- Bakara, 120

[434]- Nahl, 44; Ahzâb, 21; Haşr, 7

[435]- Besair'ud-Derecât, s.198; el-Kâfi, c.1, s.62-63

[436]- Tarihu't-Teşrii'l-İslâmî, 31

[437]- Tarihu't-Teşrii'l-İslâmî, 32

[438]- Tarihu't-Teşrii'l-İslâmî, s.33

[439]- el-Kâfi, c.1, s.48

[440]- Bu hadisin tamamı için "Tuhefu'l-Ukul" adlı eserin "Hz. Peygamber'in Öğütleri ve Hikmetli Sözleri" başlıklı bölümüne başvurun. Rivayete göre Hıristiyan dinine mensup bir kişi olan Şem'un b. Lavî, bir gün Hz. Peygamber'e geldi ve onunla yaptığı uzun tartışmaların ardından Müslüman oldu. Bu tartışmalar sırasında Peygamber'e: "Bana akıl hakkında bilgi ver. Aklın ne olduğunu, nasıl bir şey olduğunu, ondan nelerin dallandığını, nelerin dallanmadığını anlat. Onu ve onun bütün türevlerini bana tanımla." dedi. Hz. Peygamber de ona cevap vermek üzere metnini verdiğimiz hadisi dile getirdi. Daha geniş bilgi için "Kelimetu'r-Resuli'l-Âzam" adlı esere de (s. 91) başvurulabilir.

[441]- Biharu'l-Envar, c.1, s.171, Müessesetu'l-Vefa basımı; Tuhefu'l-Ukul, s.28, Müessesetu'n-Neşri'l-İslâmî basımı

[442]- Ayanu'ş-Şia, c.2, s.226; Tarih-i Yakubî, c.2, s.101-102

[443]- Tefsiru'l-Ayyaşî, c.1, s.2-3; Kenzü'l-Ümmal, c.2, s.298

[444]- Âl-i İmrân, 103

[445]- Biharu'l-Envar, c.22, s.484-487, Resulullah'ın son hutbesi

[446]- Biharu'l-Envar, c.2, s.94; el-Kifaye: Ebu'l-Mufaddal Şeybanî'nin Ahmed b. Mutavvak b. Sevar'dan, onun Muğire b. Muhammed b. Mihleb'den, onun Abdulgaffar b. Kesir'den, onun İbrahim b. Humeyd'den, onun Ebu Haşim'den, onun Mücahid'den, onun İbn-i Abbas'tan rivayet ettiğine göre bir gün Peygamberimize Na'sal adında bir Yahudi geldi ve "Ey Muhammed, sana uzun zamandır zihnimi kurcalayan bazı sorular soracağım. Eğer onları cevaplandırırsan senin elinle İslâm'ı kabul edeceğim." dedi. Hz. Peygamber ona: "Ey Ebu Amare, sor." dedi. Yahudi: "Ey Muhammed, bana Rabbini tanımla." dedi. Peygamberimiz de ona az önce naklettiğimiz sözleri ile cevap verdi.

[447]- Kelimetu'r-Resuli'l-Âzam, s.30

[448]- Kelimetu'r-Resuli'l-Âzam, s.31

[449]- Biharu'l-Envar, c.77, s.140

[450]- Biharu'l-Envar, c.16, s.324

[451]- Tevbe, 128; Kelimetu'r-Resuli'l-Âzam, s.35; Biharu'l-Envar, c.16, s.323

[452]- Biharu'l-Envar, c.1, s.184

[453]- Asla'; başının ön kısmının saçları dökülen kişi anlamındadır. Hz. Ali (a.s) savaşlarda başına koyduğu miğferden dolayı saçının ön kısmı dökülmüştü.

[454]- Mecmau'l-Beyan, c.3, s.534; Ebu Eyyub Ensarî'nin rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.a) bu sözleri Ammar b. Yasir'e hitaben söyledi.

[455]- Mecmau'l-Beyan, c.3, s.534; Hâkim Ebu'l-Kasım Haskanî'nin "Şevahidu't-Tenzil" adlı kitabından, onun Ebu Hamd Mehdi b. Nizar Hasanî'den, onun Muhammed b. Kasım b. Ahmed'den, onun Ebu Said Muhammed b. Fudayl b. Muhammed'den, onun Muhammed b. Salih Arzemî'den, onun Abdurrahman b. Ebu Hatem'den, onun Ebu Said Eşec'den, onun Ebu Halef Ahmer'den, onun İbrahim b. Tahman'dan, onun Said b. Ebu Arube'den, onun Katade'den, onun Said b. Museyyeb'den rivayet ettiğine göre Abdullah b. Abbas: "Sadece aranızdaki zalimlerin başına gelmekle yetinmeyecek olan fitneden sakının…" (Enfâl, 25) ayeti indiğinde, Hz. Peygamber (s.a.a) bu sözleri söyledi." dedi.

[456]- el-İrşad, c.1, s.165; Peygamberimiz, Hz. Ali'nin Zatu's-Selâsil Savaşı'nda yüce Allah'ın onun ellerinde Müslümanlara fetih bağışlamasından sonra bu sözleri söyledi.

[457]- Kifayetu'l-Eser, s.166; Ebul Mufaddal Şeybanî'nin Ahmed b. Amir b. Süleyman Taî'den, onun Muhammed b. İmrân Kufî'den, onun Abdurrahman b. Ebu Necran'dan, onun Safvan b. Yahya'dan, onun İshak b. Ammar'dan, onun Cafer b. Muhammed'den, onun babası Muhammed b. Ali'den, onun babası Ali b. Hüseyin'den, onun Hüseyin b. Ali'den, onun kardeşi Hasan b. Ali'den (hepsine selâm olsun) rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.a) bu sözleri söyledi.

[458]- Kifayetu'l-Eser, s.195-196; Hüseyin b. Ali'nin Harun b. Musa'dan, onun Muhammed b. İsmail Fezarî'den, onun Abdullah b. Salih Kâtibulleys'ten, onun Rüşd b. Sa'd'dan, onun Hüseyin b. Yusuf Ensarî'den rivayet ettiğine göre Sehl b. Sa'd Ensarî şöyle dedi: "Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma'ya imamlar hakkında soru sordum. Bana: "Allah'ın Resulü, Ali'ye bu sözleri... söylerdi." cevabını verdi." Bu konuda Cabir Ensarî'den iki başka metin daha rivayet edilmiştirer. Onlara da başvurulabilir.

[459]- Müsned-i Ahmed, c.3, s.425; hadis: 10920

[460]- Yenabiu'l-Mevedde, s.440

[461]- Sahih-i Ebu Davud, c.4, s.87'den naklen Yenabiu'l-Mevedde, s.430

[462]- el-Beyan fi Ahbar-i Sahib'iz-Zaman, Hafız Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf b. Muhammed Nevfelî, s.129

[463]- Bu hususta bk. A'yanu'ş-Şia, c.1, s.303-306

[464]- A'yanu'ş-Şia, c.1, s.306