HÜSEYİN'İN (A) IRAK'A HAREKETİ

Hüseyin (a) hicri altmış yılının Zi'l Hicce ayının üçü, salı günü, bir görüşe göre de sekizi çaşamba günü Müslim'in şehadet

haberini duymadan önce Mekke'den haric oldu. Çünkü Hüseyin (a) Müslim'in şehid edildiği gün Mekke'den çıkmıştı.

Rivayete göre İmam Hüseyin (a) Irak'a gitmeye karar verdiğinde insanların karşısına çıkıp şunları buyurdu: "Hamd Allah'a mahsustur, Allah'ın dilediği olur ve O'nun dışında güç kaynağı yoktur ve Allah'ın salatı Resulünün üzerine olsun. Ölüm hattı insan oğlu için çizilmiştir, kızların boynuna astıkları kolyenin izi gibi ziynettir onlara. Yakub'un Yusuf'u görmeğe olan isteği gibi ben de seleflerimi görmeye istekliyim. Benim öldürüleceğim yer belirlenmiştir ve ben de oraya

varacağım Nevavis ve Kerbela arasında bir yerde, çöl kurtlarının aç karınlarını doyurmak ve boş dağarcılarını  oldurmak için bedenimi parçaladıklarını adeta görüyor gibiyim. Kader kalemiyle çizilen yoldan baçmak imkansızdır. Biz Ehl-i Beyt'in rızası Allah'ın rızasına bağlıdır. O'nun göndereceği belaya sabredecek ve sabır ehlinin mükafatını alacağız. Resulullah'ın (s) bedeninin parçası olan bizler ondan ayrılmayacak ve cennette onunla beraber olacağız. Böylece Resulullah (s) razı olacak ve Allah'ın, Resulüne olan vaadi gerçekleşecek. Her kim bizim yolumuzda fedakarlık etmeğe hazırsa, şehadete ve Allah'ı mülakat etmeye hoşnutsa bizimle gelsin. Çünkü Allah'ın yardımıyla bu sabah Mekke'den çıkacağız." Ebu Cafer Muhammed b. Cerir-i Taberi-i İmami "Delâil'ul İmamet" kitabında kendi senediyle şöyle nakleder: Ebu Muhammed Vakidi ve Züraret İbn-i Halc dediler: Hüseyin (a) Irak'a hareket etmeden önce biz onu mülakat edip Küfe halkının tutarsızlığını ve gevşekliğini anlattık. ve Küfe halkının kalbi, seninledir ancak kılıçları seni öldürmek için beklemektedir" dedik. Hüseyin (a) eliyle gökyüzüne işaret etti ve göküzü kapıları açıldı. Gökten o kadar melek indi ki sayılarını ancak Allah bilir. Daha sonra İmam buyurdu: "Eğer bedenimin Kerbela toprağıyla yakın olması Allah'ın takdiri olmasaydı ve eğer sevabımın yok olmasından korkmasaydım onlara karşı bu güçlü orduyla savaşırdım. Fakat yakinle biliyorum ki oğlum Ali hariç benimle birlikte bütün ashabım orada öldürülecektir." Muammer b. Müsenna "Maktel'ül Hüseyin" kitabında şöyle rivayet eder: Zi'l Hicce ayının sekizinci günü, Hüseyin'le (a) savaşmak ve onu öldürmek için Yezit tarafından görevlendirilen Amr b. Said b. As büyük bir orduyla Mekke'ye girdi. Fakat Hüseyin (a) aynı gün Mekke'den çıktı. İmam Cafer Sadık'tan (a) şöyle rivayet edilmiştir: Muhammed b. Hanefiye, İmam Hüseyin'in (a) sabahı Mekke'den çıkmayı düşündüğü gece İmam'ın huzuruna gelerek dedi: "Canım kardeşim Küfe halkının babana ve kardeşine hile ettiklerini siz de biliyorsunuz ve korkum şundan ki size de aynı şekilde davransınlar. Eğer uygun görüyorsan Mekke'de kal, çünkü sen herkesten daha değerli ve daha azizsin." İmam buyurdu: "Yezit b. Muaviye'nin ansızın beni haremde öldürmesinden ve benim yüzümden Allah'ın evine saygısızlıkta bulunmasından korkuyorum." Muhammed b. Hanefiye, eğer bundan endişe ediyorsanız dedi, Yemen'e hareket edin. Çünkü orada ihtiramla yaşayacaksın ve Yezit te sana dokunamayacaktır. Ve ya çölün bir bölümünü seç ve orada kal. Hüseyin (a) "Senin bu teklifin hakkında düşüneceğim." buyurdu.