ALİ EKBER'İN MEYDANA GİDİŞİ

Hüseyin'in (a) vefalı ashabı pare pare olmuş bedenlerle topraklar üstündeydi ve ehl-i beytinden başka kimse kalmamıştı.

Bu arada herkesten cemal ve ahlak olarak daha güzel olan oğlu Ali, babası Hüseyin'in (a) yanına gelip savaş izni istedi. Hüseyin (a), hiç gecikmeden izin verdikten sonra ümitsizce baktı ona, istemeksizin gözyaşları damla damla aktı ve dedi:

"Allah'ım! Şahid ol, bu orduya karşı öyle bir genç gidiyor ki boy, ahlak ve konuşma tarzıyla Resulullah'a (s) çok benziyor. Biz Peygamberi arzuladığımızda ona bakardık." Sonra da Ömer İbn-i Sa'd'a dönerek yüksek sesle "Ey Sa'd'ın

oğlu, benim rahimimi kestiğin gibi Allah da senin rahimini kessin" dedi. Bu arada Ali b. Hüseyin (a) düşmana yaklaşıp kanlı bir savaşa girişti. Düşman ordusundan bir grubu öldürdükten sonra babasının yanına gelerek "Babacığım, susuzluk beni öldükmek üzere; bu demirlerin ağırlığı da bir yandan beni zorlamakta, bir içimlik su verebilir misin?" İmam Hüseyin (a) ağlayarak buyurdu: "Aziz oğlum, dön ve kısa bir süre savaş. Çünkü artık ceddin Muhammed'i (s) mülakat etmene ve onun elinden tas dolusu su içmene çok az bir zaman kalmıştır. Artık ondan sonra asla susamazsın." Ali savaş meydanına döndü. Canından el çekip şehadete hazırlandı. Çok ağır bir saldırıya geçti. Ansızın Münkiz İbn-i Mirra-i Abdi (lanetulahi aleyh) onu nişan alarak bir ok fırlattı. Aldığı ok yarasıyla savunma gücünü kaybederek yere düştü ve bağırdı. "Canım babam, benden selam olsun sana., Bu ceddim Muhammed'dir (s), sana selam yolluyor ve 'Bize çabuk gel' diyor".

Daha sonra bir kez daha feryad etti ve can verdi. Hüseyin (a)  oğlunun cansız bedeninin yanına geldi, yüzünü yüzüne koyup buyurdu: "Seni öldürenleri Allah öldürsün, ne kadar da Allah'a karşı küstahlık ve Resulüne de saygısızlık ettiler. Senden sonra dünyanın başına kül olsun". Rivayet edenin dediğine göre Zeyneb (a) kadınların çadırından çıkıp "Ey habibim, ey kardeşimin oğlu" diyerek meydana doğru ilerledi. Ali Ekber'in yanına gelip o pare pare olan bedeninin üstüne attı kendini. Hüseyin (a) Zeyneb'i geri gönderdi. Bundan sonra ehl-i beyt gençleri birbiri ardınca meydana çıkıp

savaştılar. Onlardan bir grubu şehid olunca Hüseyin (a) yüksek sesle dedi: "Amca oğullarım ve ehl-i beytim, sabırlı olun. Andolsun Allah'a, bu günden sonra artık asla horlanmayacaksınız."