ŞEHİDLER SERVERİ HÜSEYİN (A) MEYDANA ÇIKIYOR

Bu olaydan sonra Hüseyin (a) orduyu savaşa çağırdı. Savaşmak için gelen herkesi öldürüyor ve buyuruyordu:

"Zillettense öldürülmek daha iyi, zillet ise cehennem ateşine girmekten evladır." Ravilerden biri şöyle der: Andolsun Allah'a, oğulları, ehl-i beyti ve ashabı öldürüldüğü ve kendisi de düşman ordusu tarafından kuşatıldığı halde Hüseyin (a) kadar cesur davranan birini hiç görmemiştim. Düşman saldırdıkça kılıcını çekip düşmana saldırıyordu ve onlar da kurt saldırısına uğrayan koyun sürüsü gibi dağılıyordu. O hazret, sayıları otuz bini bulan o topluluğa saldırdığında, onlar insanları görüp de uçuşan çekirgeler gibi Hüseyin'in (a) karşısından kaçıyorlardı. Daha sonra Hüseyin (a) merkezine dönüyor ve sesleniyordu: "La havle ve la kuvvete illa billah" Hüseyin durmadan savaştı onlarla ve nitekim ordu Hüseyin'le

(a) çadırlar arasında engel olunca buyurdu: "Eyvahlar olsun size, ey âl-i Ebi Süfyan havarileri. Eğer dine inanmıyor ve meaddan da korkmuyorsanız, en azından dünyanızda azâde ve hür kişiler olun. -Eğer Arapsanız, ki inancınızda bunadır, aslınıza dönün en azından-" Şimr: Ey Fatıma'nın oğlu, ne diyorsun sen? Hüseyin: Ben sizinle savaşıyorum, siz de benimle. Kadınların bunda suçu ne? Hayatta olduğum sürece içinizdeki serkeş, cahil ve zalimlerin benim haremime saldırmalarına izin vermeyin. Şimr: Bunu kabul ettik. Sonra da savaşmak ve Hüseyin'i (a) öldürmek için hazırlandılar. Karşılıklı olarak her iki taraf saldırıya geçti. Hüseyin (a) bir içimlik su istedi, düşman bundan çekindi ve su vermedi. Hüseyin (a) yetmiş iki yara aldığından biraz dinlenmek için durdu. Bu esnada bir taşın alnına isabet etmesiyle alnından kan aktı. Hüseyin (a) elbisesinin eteğini tutarak alnını temizlemek isterken üç ağızlı zehirli bir ok gelip kalbine saplandı. Hüseyin (a) buyurdu:

"Bismillahi ve billahi ve ala milleti Resulillah." Sonra da başını gökyüzüne çevirip dedi: "Allah'ım, bu ordu öyle birini öldürüyor ki onun dışında bir peygamberin kızının oğlu yeryüzünde mevcut değildir." Elini uzatıp sırtından çıkardı oku. Oluk gibi kan akmaya başladı, bunun neticesinde savaş gücünü kaybederek durdu. anına yaklaşan herkes, Allah katında Hüseyin'in (a) kanını boynuna almamak için uzaklaşıyordu. Kinde kabilesinden Malik İbn-i Yusr diye bilinen biri Hüseyin'in (a) yanına gelerek küfretmeye başladı ve kılıcını Hüseyin'in başına indirdi. Kılıç darbesiyle başındaki imâmesi yarıldı ve başını yaraladı. İmâme kanla boyandı. Hazret bir mendil isteyerek onu başına bağladı. Bir başlık istedi, onu da başına koydu ve imâmesini de onun üstüne bağladı. İbn-i Ziyad'ın ordusu biraz duraksadıktan sonra yeniden gelip Hüseyin'in (a) etrafını sardı.