KÜFE HALKININ HÜSEYİN'İ (A) DAVETİ

Küfe halkı Hüseyin'in (a) Mekke'ye geldiğini ve Yezit'e biat etmediğini duyunca Süleyman b. Surad-i Hüzai'nin evinde toplandı. Süleyman kalkıp bir takım konuları hatırlattıktan sonra şu cümlelerle sözünü noktaladı: "Ey şialar, hepiniz biliyorsunuz ki Muaviye öldü ve hesap vermek için Allah'ının huzuruna gitti, yaptıklarının hesabını orda verecek ve oğlu Yezit onun yerine oturdu. Şunu da biliyorsunuz ki Hüseyin b. Ali (a) ona biat etmedi ve Beni Ümeyye zalimlerinin şerrinden korunmak için Allah'ın evine sığındı. Sizler onun babasının şialarısınız, bugün Hüseyin'in (a) sizin yardımlarınıza ihtiyacı var. Eğer ona yardım edeceğinize ve düşmanlarıyla savaşacağınız inanıyorsanız hazır olduğunuzu yazıp ona bildirin. Eğer tembellik edecekseniz şayet, onu kendi haline bırakın ve en azından aldatmayın." Bu konuşmadan sonra şöyle bir mektup yazdılar: Bismillahirrahmanirrahim Süleyman b. Surad-ı Hüzai, Musayyib b. Necibe, Rüfaet ibn-i Şeddad, Habib b. Mezahir, Abdullah b. Vâil, müminlerden ve şialarından Hüseyin'in (a) huzuruna arzedilir.

Selamun Aleykum!

Hamdolsun Allah'a ki senin ve babanın düşmanını helak etti. O zalim ve hunhar ki ümmetin idaresini onlardan selbedip zulüm ve haksızlıkla tasarrufta bulundu, müslümanların beyt'ül malını gasbetti, onların rızasını almadan kendini yetki sahibi ilan etti, iyileri katletti ve kötülere dokunmadı, Allah'ın malını zalimlerin ve

serkeşlerin serveti haline getirdi. Semud Allah'ın rahmetinden uzak olduğu gibi o da uzak olsun! Şimdi bizim senden başka İmam ve önderimiz yoktur. Zahmete katlanıp bizim şehrimize gelmeniz çok uygun olacaktır. Sizin vesilenizle Allah'ın bizi saadet yoluna hidayet etmesi tarafımızca ümid edilmektedir. Küfe valisi

Nüman b. Beşir dar'ül emarettedir, fakat biz onun cuma ve cemaat namazlarına katılmıyor ve bayram günleri onunla birlikte namazgâha gitmiyoruz. Eğer bize gelecek olursanız onu Küfe'den çıkarır Şam'a göndeririz. Selam olsun sana ey Peygamberin evladı ve babanın pak ruhuna. Allah'ın selam, rahmet ve bereketi üzerinize olsun.

La havle ve la kuvvete illa billah'il aliyy'il azim.

Bu mektubu yazıp gönderdiler. İki gün bekledikten sonra yeniden her biri bir kaç kişinin imzasını taşıyan yüz elliye yakın mektubu bir grup insanla İmam Hüseyin'e (a) gönderdiler. Mektupların her birinde o hazret davet edilmişti. Hüseyin (a) bunca mektubun gelmesine rağmen sessiz beklemedeydi ve onların mektubuna cevap vermiyordu. Nitekim bir gün altıyüz mektup aldı ve diğer mektuplar da peyderpey İmam'a (a) takdim edilmedeydi. Öyle ki mektupların sayısı onikibine vardı. Daha

sonra Kufe halkının en son mektubu Hâni b. Hâni Sebîi ve Said b. Abdullah Hanefi tarafından İmam Hüseyin'e (a) takdim edildi. Mektup şöyleydi:

"Bismillahirrahmanirrahim

Hüseyin (a) ve babası Emir'ül Mümin'in (a) şialarından Hüseyin b. Ali'nin (a) huzuruna;

Selamun Aleykum

İnsanlar sizi beklemekteler ve sizden başkasını istemiyorlar. Ey Peygamberin evladı, çok çabuk bize doğru hareket et. Çünkü bahçeler yeşile bürünmüş, meyveler

olgunlaşmış, bitkiler yeşermiş ve yeşil yapraklar ağaçların güzelliğine güzellik katmıştır. Bize gel, çünkü amade ve mücehhez orduna gelmiş olacaksın.

Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi size ve babanızın üzerine olsun.

Hüseyin (a) mektubu okuduktan sonra onu getiren iki kişiye "Bu mektubu kimler yazdı?" diye sordu. "Ey Resulullah'ın (s) evladı, bu mektubu Şems b. Rib'î, Haccar b. Abcer, Yezit b. Haris, Yezit b. Rüveym, Urvet'ibn-i Kays, Amr b. Haccac ve Muhammed b. Ömer b. Utarid gönderdi" dediler.