ZEYNEB'İN (A) HUTBESİ

Beşir b. Hüzeym-i Esedi şöyle diyor: Emir'ul Müminin kızı Zeyneb'e baktım, andolsun ki ondan daha güzel nutkeden bir

kadın görmemiştim. Ali'nin (a) sözleri dökülüyordu dilinden. Halka, susmaları için işaret etti. Nefesler tutuldu, develerin

boynundaki çıngıraklar durdu. Sonra konuşmaya başladı: "Hamd Allah'a mahsustur ve salat olsun babam Muhammed'e, tertemiz kılınmış ve seçilmiş âline. Ey Küfe halkı, ey hile ve düzen ehli bize mi ağlıyorsunuz? Gözyaşlarınız dinmesin ve naleleriniz susmasın! Siz, iplerini iyice ve sıkıca dokuyan ve sonra da (dokuduğunu) söken bir kadın gibisiniz. Yeminlerinizi hile ve hiyanetinize siper edindiniz, iman bağı kurup sonra kopardınız. Kendinizi övmekten ve fesattan başka birşey bilmezsiniz. Cariyeler gibisiniz, içiniz kin ve yağcılık dolu ve düşmanlara gammazlık edersiniz. Siz pisliklerde yeşeren bitkiler gibisiniz, yenmez; kabirleri süsleyen gümüş gibisiniz, kullanılmaz. Öbür dünyanız için öylesine kötü bir yol zarihesi aldınız ki, Allah'ın gazabına sebep oldu ve ebedi azap hazırlandı sizler için. Bizi öldürdükten sonra bir de kalkıp bize ağlıyor ve kendinizi zemmediyorsunuz öyle mi? Evet, andolsun Allah'a, çok ağlayın ve az gülün. Çünkü siz öyle bir leke ve zilleti kabullendiniz ki hiç bir suyla yıkanmaz. Cennet gençlerinin efendisi olan Peygamber evladının, savaşlarda ve sıkıntılarda sığındığınız insanın, düşmanlar karşısında hüccet ve kılavuzunuz, din ve şeriatı kendisinden öğrendiğiniz insanın öldürülmesi ve bu leke bir suyla nasıl temizlenebilir? Bilmiş olun, büyük bir günah işlediniz ve vebaliniz çok büyüktür. Allah'ın rahmetinden uzak olun, kahrolun. Çabalamanız sizi meyus etti, elleriniz ziyankar oldu, muameleniz de hüsranınıza sebep oldu. Şüphesiz Allah'ın gazabına döndünüz, zillet ve meskenet çevreledi sizi. Eyvahlar olsun size ey Küfe ehli! Resulullah'ın (s) ciğerini parelediniz, haberiniz var mı? Hicab ardında bulunan ismet ailesini perdenin dışına çıkardınız. Onun nasıl bir kanını akıttınız, bilir misiniz? Hürmetini ayak altına aldınız! Ne kadar da kötü yaptınız, ne de

büyük bir müsibet çıkardınız! Yer ve gök büyüklüğünde bir zulüm işlediniz! Gökyüzünün kan yağmasına hayret mi ettiniz? Şüphesiz kıyametin azabı daha çetin ve aşağılayıcıdır, o gün size yardım edecek olmayacaktır. Allah'ın size vermiş olduğu bu mühlet sizi hafifletmesin, haddinizi aştırmasın, çünkü Allah intikam almada acele etmez ve intikam hakkını kaybetmekten de korkmaz. Şüphesiz ki Rabbiniz pusudadır." Ravi diyor: Andolsun Allah'a, bu sözler karşısında halkın hayrete düştüğünü gördüm, ağlıyor ve ellerini ısırıyorlardı. Yanımdaki yaşlı adam o kadar ağlamıştı ki yüzü ıslanmıştı ve "Babam ve anam size feda olsun. Yaşlılarınız yaşlıların en hayırlısı, gençleriniz gençlerin en hayırlısı, kadınlarınız kadınların en hayırlısı ve hanedanınız da hanedanların en hayırlısıdır ki ne zelil olur ne de mağlub" diyordu.