39. Hutbe
Nu'man b. Beşir Muaviye'nin emriyle Irak halkını korkutmak için iki bin kişilik bir güçle Şam'dan harekete geçti. Küfe yakınlarındaki Aynu't-Temr denilen bölgede ise Hz. Ali'nin Malik b. Ka'b-i Erhebi adında bir valisi vardı. Bin kişilik bir gücü olan Malik, Nu'man'ın hareketini hemen Hz. Ali'ye haber verdi. Hz. Ali Küfe
halkını Malik'in yardımına çağırdıysa da sadece üçyüz kişi bu davetine icabet etti. Bunun üzerine Hz. Ali üzgün bir halde minbere
çıkarak şöyle buyurdu:
"Bir topluma düştüm
ki emrettin mi itaat etmezler, davet ettin mi kabulden sakınırlar. Babasızlar,
Allah'ın yardımı için ne bekliyorsunuz? Sizi bir araya toplayan bir dininiz yok
mu? Sizi sarsan bir gayretiniz-himmetiniz yok mu? Aranızda durmuş feryat
ediyor, yardım diliyorum. Sizlerse sözlerime dinlemiyorsunuz, emrime itaat
etmiyorsunuz. Sonunda kötü olayların ortaya çıkacağını göreceksiniz. Sizinle
kan istenmez, sizinle hiç bir hedefe varılmaz. Sizleri kardeşlerinize yardıma
davet ettim göbek ağrısına tutulmuş deve gibi sızlandınız, (yük taşımaktan)
sırtı yaralanmış deve gibi ağır davrandınız. Sonra sizden bana per perişan,
zayıf mı zayıf bir bölük çıka-geldi ki (onlar da) gözleriyle ölümü görürcesine
ölüme sürükleniyor gibiydiler."([1])
[1]- Bu hutbede Seyyid Razi bazı kelimelerin anlamını açıklamıştır ki biz de
bunu tercümeye yansıtmaya çalıştık.