ashabından bİr gruba yazdığı mektup

Hamd ve salat ve selamdan sonra, (size şunları tavsiye edi-yorum): Rabbinizden afiyet dileyin, mütevazı, vakârlı, ağırbaşlı ve hayâlı olun. Salih olanlarınızın çekindiği şeylerden çekinin. Batıl ehline de güzel davranın. Onların kötü hareketlerine tahammül edin. Onlarla uzun münakaşalara girmekten sakının. Yine onlarla bir arada oturduğunuzda, muâşeretlerinizde veya bir söz hakkında tartıştığınızda Allah'ın size emrettiği takiyyeye riayet edin. Çünkü sizler onlarla oturup kalkmak, muaşeret etmek ve tartışmak zorundasınız. Takiyye yapmaksızın onlarla karşılaşırsanız, sizi incitirler ve yüzlerinizden hoşnut olmadığınızı anlarlar.

Eğer Allah onları sizden uzaklaştırmasaydı, size musallat olurlardı. Onların size karşı kalplerindeki kin ve düşmanlıkları açığa vurduklarından daha çoktur. (Ama siz sürekli olarak) onlarla beraber oturup kalkmaktasınız.

Allah-u Teâla bir kulu yaratılışta mü’min olarak yaratmışsa, şerri onun nazarında kötü göstermedikçe ve onu o şerden uzaklaştırmadıkça o kul ölmez. Allah-u Teâla, birine şerri sevdirmeyip onu şerden uzaklaştırırsa, kibir ve ululanmaktan da onu korur; böylece o kimse yumuşak huylu, güzel ahlaklı ve güler yüzlü olur; İslami vakar, sükunet ve huşuya sahip olur; Allah'ın haramlarından sakınır ve gazabından kaçınır. Allah, insanlarla dost olmayı, onlara iyi davranmayı, onlarla ilişkiyi kesmemeyi ve düşmanlığı terketmeyi ona nasip eder; öyleki artık düşmanlıktan ve düşmanlık ehli olan kimselerden tamamiyle uzaklaşır.

Eğer Allah-u Teâla, ilk yaratılışta bir kulu kafir olarak yaratırsa, şerri ona sevdirmedikçe ve onu o şerre yaklaştırmadıkça o kul ölmez. Şerri ona sevdirip onu o şerre yaklaştırdığında da kibir ve ululanmaya duçar olur; derken katı kalbli, kötü ahlaklı, asık suratlı olur; çirkinliği açığa çıkar ve hayâsız olur. Allah onun hayâ per-desini yırtar, (hayâ perdesi yırtıldığında da) haramlara düşer; artık haramdan ayrılmaz, Allah'a karşı günah işler, itaâtı ve itaat ehlini sevmez.

Mü’min ve kafir arasındaki fark ve uzaklık ne de çoktur! Allah’tan bu belalara düçar olmamayı dileyin ve bu afiyeti Allah(’ın rızası) için talep edin. Allah’tan başka hiç bir güç ve kuvvet sahibi yoktur.

Çok dua edin; Allah kendisini çağıran kulu sever; O mü’min kullarının dualarını kabul edeceğini vaad etmiştir. Allah, kıyamet günü mü’minlerin duasını cennette nimetlerini çoğaltan bir amele dönüştürür.

Gece ve gündüzün her saatinde gücünüz kadarıyla Allah'ı çokca anın. Çünkü Allah, kendisinin çok anılmasını emretmiştir. Allah kendisini anan mü’mini unutmaz ve onu hayırla anar.

Allah-u Teâla, Kur’ân'da mü’minlere şöyle emretmiştir:

"Namazları ve (özellikle) orta (öğle) namazı(nı üstlerine düşerek, titizlik göstererek) koruyun ve Allah'a gönülden boyun eğiciler olarak (namaza) durun”.[1]

Fakir müslümanları sevin; Çünkü onları küçümseyen ve onlara karşı büyüklük taslayan kimse, Allah'ın dininden uzaklaşmıştır. Allah böyle bir kimseyi hor görür ve ona gazap eder.

Ceddimiz Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyur-muştur:


"Rabbim, yoksul müslümanları sevmeyi bana emretmiştir." Bilin ki kim bir müslümanı küçük görürse Allah onu kendi gazap ve tahkirine uğratır; bütün insanlar ona şiddetle buğzeder. Öyleyse fakir müslüman kardeşleriniz hakkında Allah’tan çekinin. Onların sizin üzerinizde olan hakları onları sevmenizdir. Çünkü Allah, peygamberlerine onları sevmeyi emretmiştir.

Kim Allah'ın, sevgilerini farz kıldığı kimseleri sevmezse, Allah ve Resulüne karşı gelmiş olur. Allah ve Rasülüne karşı geldiği halde ölen kimse de, sapıklık ve dalalet üzere ölmüştür.

Ululuk ve kibirden sakının. Zira ululuk, Allah'ın ridasıdır[2]. Kim Allah'ın ridası üzerinde O'nunla çekişirse, Allah onu parçalar ve kıyamet günü onu rezil eder.

Sakın, birbirinizin hakkına tecavüz etmeyin; Çünkü salih insanların tavrı böyle değildir. Allah zulüm edenin zulmünü kendisine çevirir ve zulme uğrayana da yardım eder. Allah kime yardım eder-se galip olur ve ilahi zafere ulaşır.

Sakın, birbirinize haset etmeyin. Çünkü küfrün aslı hasettir. Sakın mazlum bir müslümanın aleyhine birbirinizle yardımlaş-mayın. Çünkü hakkınızda beddua ederse, kabul olur.

Babamız Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih şöyle buyur-muştur: "Mazlum müslümanın bedduası kabul olur."

Sakın nefsiniz, Allah'ın haram kıldığı şeylere meyletmesin. Çünkü kim bu dünyada Allah'ın yasaklarını çiğnerse Allah, onunla cennet ve cennet ehli için olan nimet, lezzet ve sonsuz kerameti arasında engel oluşturur.

 



[1] - Bakara / 238.

[2] - Rida, cübbe anlamına gelir; burada maksat söz konusu özelliğin Allah Teala'ya mahsus olduğunu ifade etmektir.