<%@ Language=VBScript %> Hz.ALİ (6) Sayfa 3

 

6.FASİKÜL   
SAYFA> | Giriş | 1 | 2 | 3 |   

İMAMIN EGEMENLİKTEKİ KURAMI

-Sakın ha, insanların eşit olduğu şeyi tekelleştirmeye kalkışma
Ali

İmam-ı Ali'nin toplum ve toplumun durumları karşısındaki tutumunu, toplumsal ilişkilerin adalet temelinde kökleştirilmesi uğruna olan çalışma yöntemini gördükten sonra, Ester Al-Nah'i'yi Mısır ve çevresine vali olarak tayin (Ki bu dönem onun en uzun ve etkin olduğu dönemdir.) ettikten sonra ona gönderdiği yazıdan bazı pasajları görmek gerekir.

Bu araştırmamızda İmam'ın değişik dönem ve yazılarına dayanacak olsak dahi (Çünkü hepsinde birey ve toplumun hakları belirgin olarak mevcuttur.) Mısır'daki adamına göndermiş olduğu bu yazıdan pasajlara bakmalıyız. Çünkü toplumun yapılandırılmasındaki bütün yazı ve dönemlerindeki görüşlerinin en iyi toparlandığı yer budur. Diğer yazı ve dönemlerinde dağınık temel ve kurallar hariç Ali'nin egemenlikteki kuramı bir bütün olarak bu değerli yazıda mevcuttur. Bir kısmını alıp bu kitabın sonunda ispatlamaya çalışacağız.

Böylece okuyucuya, yüreğin ve aklın insanlar en iyi toplumsal ilişkiler ve hümanizmle bağladığı en güzel dönemi inceleme fırsatını vermiş olacağız.

Ali'nin Eşter'e olan yazısından bazı bölümler:

... Ayrıca şunu bilmelisin; Ben seni, senden önce hem adaletin hem de zulmün egemen olduğu dönemleri yaşayan bir ülkeye gönderdim, insanlar, senin senden önceki valilere baktığın gibi sana bakıyor. Ve senin onlara söylediğin, senin için söyleniyor, iyilere, Allah'ın kullarının dilinde söylettiği ile varılır. En sevdiğin birikim iyilik birikimi olsun. Gönlüne sahip ol ve senin için helal olmayan şeyden nefsini kıs, nefsin kısılması, sevdiğin ya da nefret ettiğine karşı insaflı olmaktır. Tebaana(43) karşı yüreğinde merhamet, sevgi ve şefkat olsun, Ellerinden ekmeklerini alan yırtıcı aslan olma. Bunlar iki sınıftır: Ya senin din kardeşindir, ya da senin gibi yaratılmıştır. Onlardan hata gelebilir, -kasten veya kazara- iffetinden ve doğruluğundan Allah'ın sana vermesini istediğin gibi onlara ver. Hiçbir bağışlama için pişman olma ve hiçbir cezayı abartma. Nefsine karşı, özellikle yakınlarına karşı, tebaandan sevdiklerine olan arzuna karşı insaflı ol. Bunları yapmazsan zulmedersin. Allah'ın kullarına zulmeden, kullarının dışında Allah'ı düşman edinmiş olur. Allah'ın nimetini değiştirmeye ve kurulmuş zulme karşı kinini acele ettirmeyi gerektiren bir şey yoktur. Allah ezilenlerin duasını duyar, her an zalimlerin ensesindedir.

Sorunlar içerisinde en sevdiğin hakkaniyet konusunda ortanca olanı, adalet konusunda genel olan ve tebaaların en geniş rızasını alanı olsun. Huzur esnasında hiçbir tebaa egemen olan için yakınlarından daha ağır, bela esnasında da daha az yardımcı, insafta nefret edilen, kucaklama konusunda daha az gereksinim sahibi, verildiği zaman daha az şükreden, yasaklanması durumunda daha az özürlü, çağın zorlukları karşısında daha az sabırlı değildir. Hazırlığın ümmetin genel düşmanlarına olsun. Kulakların onlarda, eğilimlerin onlarla birlikte olsun.

Tebaaların içerisinde en uzak duracağın en nefret edeceğin, insanların ayıbını en fazla isteyen olsun. İnsanların ayıplarını örtmede öncelik, egemen olanındır. Gözden kaçırdıklarını ortaya çıkarmaya çalışma, gördüklerini düzeltmen gerekir. Elinden geldiği kadar ayıbı örtmeye çalış, insanlara karşı her türlü kinden uzak dur. Her tür düşmanlığın sebebini yok et. Elinin varmadığı her şeyi görmezlikten gel. İyilikçi hiç kimseye inanmada acele etme, iyilikçi olan nasihat verici görünümünde olsa dahi aldatıcıdır.

Danışmanlığına cimri olanı alma, seni iyilikten alıkoyar, korkak olanı da alma seni sorunlar karşısında zayıf bırakır, çok özenli olanı da, çünkü zulme olan iştahını arttırır. Bakanlarının arasındaki en kötüsü daha önce kötülerin bakanı olanıdır. Günahlarda onlara ortak olanıdır. Sana bir örtü olamayacak. Bunlar günahın yardımcıları ve zulmün kardeşleridir. Sen de bunlarda en iyi artık olarak hiçbir zalime zulmünde yardımcı olmayan ve hiçbir günahkara günahına destek olmayan bulursun. Senin yanında, en iyi olanı en acı gerçeği dile getireni, Allah'ın nefsin doğrultusunda evliyaları için istemedikleri konusunda en az yardımcı olanı olsun.

İyilik yapanla kötülük yapanı eşit tutma; bu, iyilik yapanların iyiliği azaltacağı gibi kötülük yapanların kötülük konusunda alışmalarını sağlar. Herkesin gerektirdiği yerde kalmasını sağla. Bir yöneticinin tebaalarına yapacağı en zorunlu iyiliğin tebaası hakkında iyi düşünmesi, onların verdiğinin hafifletilmesi, onların onu sevmemesini onların yanına, bırakmasıdır. Bu senin tebaan hakkında iyi düşünmeni sağlayan bir mesele olmalıdır. Hakkında en iyi düşüneceğin, yaptıklarını iyi görendir. Kötü düşüneceğin kişi de yaptıklarını kötü gören kişidir. Ülkene çıkarlarına daha uygun olan ve senden önce insanların doğru bulduğunu yapman için bilim adamlarına daha fazla danış, hekimlerle daha çok konuş. Askerlerin arasında temiz yürekli ve şefkatli olanları egemen kıl. Kolay sinirlenmeyen, özrü rahatlıkla kabul eden, zayıfları kollayan, güçlülere karşı şiddetli olan, şiddet karşısında sakin kalanları egemen kıl.

Ana babanın çocuklarına baktığı gibi bak; Onları güçlü kıldığın herhangi bir şey senin içinde büyümesin. Onlara söz verdiğin bir lütfü az da olsa küçümseme. Çünkü bu onların seni nasihat etmelerine ve senin hakkında iyi düşünmelerine yol açacak. Küçük olan sorunları büyüklere dayandırarak boş verme. Senin lütfünün küçüğünden yararlanırlar, büyüğünden de hiç vazgeçemezler. Senin onlara olan sevgin onların yüreklerinin seni sevmesini sağlar. Egemen olanların ülkedeki en iyi gözü, adaletin yerleştirilmesi ve tebaaların onlara bağlılıklarının ortaya çıkmasıdır, içleri rahat etmeden bağlılıkları ortaya çıkmaz. Egemen olanların üzerlerindeki yükü hafiflemeden de istedikleri olmaz.

Sonra şunu bil herkesin yaptığı kendisinindir. Hiç kimsenin yaptığını diğerine yükleme. Yaptığının amacı dışında onu cezalandırma. Herhangi birisinin onuru, onun küçük yaptığını büyük göstermeye ya da diğer birisinin büyük olan yaptığını küçük göstermeye yol açmasın.

Ayrıca insanlar arasında adaleti sağlayabilmesi için; sorunların onu sıkıştıramayacağı, düşmanların onu kızdırmayacağı, kendini küçümsetmeyecek açgözlülüğe yeltenmeyen, hüküm verirken ilk etapta gördüğü ile yetinmeyen, kuşkular konusunda dakik olan, gerekçeleri en iyi şekilde alan, hasıma yönelirken en az kıvırtan, sorunların ortaya çıkarılmasında en fazla sabırlı olan, hükmün ortaya çıkmasından sonra en keskin olan, kolay yumuşatılmayan ve gözü boyanmayan (bunlar azdır) tebaaların arasından en iyisini seç. Adaletini sürekli kontrol edip denetle, insanlara sorunlarını çözecek ve ihtiyacını kaldıracak şekilde ver. Çevrendekilerin gözünü onda bırakmayacak şekilde elindekinden ver, bununla senin yanındaki adamları alt edebilirsin. Bunu çok iyi şekilde göz önünde bulundur.

Yanında çalışanların durumlarına bak ve onları seçerek al; sevdiğinden, emrivaki bir şekilde alma, çünkü bunların ikisi açlık ve ihaneti getirir.

Rızklarını bol ver: Bu, onlara kendi kendilerini düzeltecek kuvvet ve ellerinin altındakileri yememek için doyumluluk verecek emirlerine karşı gelmeleri veyahut emanetine ihanet etmeleri durumunda onlara karşı bir gerekçe oluşturacak. Çalışmalarını kontrol et. Sadık ve vefakar insanlara kontrol ettir. Gizliden kendi çıkarlarına meyillerini görürsen tebaaya karşı emaneti korumaları için onları sıkıştır.

Haraç sorununun, sahiplerine varıp varmadığını kontrol et. Bunun düzgün olması bunlar gibi olanların düzelmesi anlamındadır. Ki, bunlar düzelmeden diğerleri de düzelmez. Çünkü bütün insanlar haraç ve haraç sahiplerinin eline bakar. Yeryüzünün yapılandırılmasına bakışın, haraç toplamaya bakışından önce gelsin, çünkü yapılandırma olmadan haraç elde edilmez. Yapılandırma olmadan haraç toplamaya kalkan ülkeyi yıkar, insanlarını helak eder. Kolay kolay sorunu düzelmez.

Herhangi bir ağırlıktan, ya da sorundan, veyahut herhangi bir yemenin veya içmenin eksikliğinden, ya da bir yerin batması ya da susuzluğa uğramasından şikayet edecek olurlarsa; sorunlarını hafifletmek için elinden geleni yap. Onların yükünü hafifletmek için yaptığın bir şey zoruna gitmesin çünkü bu sana ülkenin yapılandırılması ve egemenliğinin güzelleştirilmesi için, birikim olarak geri gelecektir. Ayrıca senden memnuniyetleri artacak ve sen adaleti fazlasıyla uyguladığını dile getirebileceksin. Yapılandırmaya ne kadar verirsen alır. Yeryüzünün bozulması ise, ahalisinin gereksiniminden gelir. Ahalisinin gereksinimi de, yöneticilerin kendi kendilerini para toplayarak onurlandırmak ve ibretlerden yararlanmamalarından gelir.

Ayrıca katiplerine bak, sorunlar içerisinde kendi kadrini bilenleri egemen kıl Çünkü kendi kadrini bilmeyen birisi diğerlerinin kadrini hiç bilmez. Onları seçerken iyi niyetine dayanarak seçme. İnsanlar yöneticilerin meylini öğrenirler ve yapay olurlar. Bunun arkasında ne emanet ne de nasihat vardır. Senden önceki iyilere olan bağlılıklarına göre seç. Kamu içerisinde en iyi etkiyi bırakanı seç. Emaneti öğret onlara. Katiplerinin içerisinde ne kadar eksiklik olur da onu görmezlikten gelirsen o kadar içine düşersin.

Daha sonra, tüccar ve meslek sahiplerine sahip çık. Onlara karşı iyi ol Hem yerli olana hem de tedirgin (44) olana sahip çık. Karada, denizde, ovada dağda ve uzak yakın her yerde onları toparla. Ama çoğunun dar gözlü, fahiş, kötü, çıkarların hepsini elinde bulundurmak isteyen, pazara hükmetmek isteyen olduğunu unutma. Bu ise, kamuya zarar verir ve yöneticilerin ayıbını oluşturur. Tekelciliği önle. Allah'ın resulü (S.A.V) bunu yasakladı. Satım gönüllü olsun: Adil ölçülerle, alıcı ve satıcı olan iki taraf için acımasız fiyatlarla olmasın. Nasihatinden sonra tekelciliği uygulayan olursa fazlaya kaçmadan cezalandır.

Daha sonra imam gereksinim içerisindeki sınıftan söz ederek şöyle diyor:

Allah'ın sana emanet ettiği haklarını koru. Beytülmal'dan (45) bir bölümü onlara ayır. Her ülkenin bütçesinden onlara bir kısım ayır. Uzak olan ile yakın olan aynı alsın. Hepsinin haklarını koru. Hiçbir şımarıklık seni onlardan alıkoymasın. Onları çok sıkıştırmanın hiçbir boş gerekçesi olamaz. Onları ihmal edip gözden ırak tutma, haberini almadıklarının durumlarını kontrol et. Tebaa içerisinde en fazla insafa muhtaç olan bunlardır. Çaresiz olan yetim ve yaşlıları koru.

Muhtaçlara kendin, verebilecek bir şey ayır. Onlarla beraber otur. Seni yaratan Allah'a tevazuunu göster. Askerini, polisini, adamlarını onlardan uzak tut ki, onlardan birisi seninle konuşunca rahat konuşabilsin. Allah'ın resulü (S.A V) değişik yerlerde şöyle demiştir: Korkusuz şekilde zayıfın hakkını güçlüden almayan ümmet kutsanmaz. Onların üzerindeki şiddeti ve korkuyu kaldır. Zorluğu ve kibri yok et.

Ayrıca mutlaka yapman gereken bazı şeyler vardır: Katiplerinin gözünden kaçan ve adamlarının istediği şeyler. Adamlarını rahatsız eden insanların gereksinimi, sana yetişir yetişmez yerine getir. İşini günlük yap. Her günün ayrı işi vardır.

Tebaandan fazla uzak (46) durma. Çünkü yöneticilerin tebaamdan uzak durup inzivaya çekilmesi darlıktan ve sorunları bilmemekten gelir. Bunların inzivaya çekilmesi, uğruna inzivaya çekildikleri şey hariç, diğer konularla ilgilerini keser. Böylece de büyük olan onların gözünde küçülür, küçük olan büyür, iyi olanlar, adalet, adaletsizlikle karışır: Yönetici insandır. İnsanların sorunlar karşısındaki düşüncesini bilemez. Doğrulukla yalanı birbirinden ayırt etmek için hakkaniyet özel olarak işaretlenmemiş ki. Sen iki damdan biri olacaksın: Ya hakkaniyet uğruna kendini vermişsin, bir hakkaniyeti bulmak ya da yerine getirmek için mi yoksa bir görevi yerine getirmek için mi inzivaya çekiliyorsun? Ya da engellemelere müptela olmuşsun. Bu durumda da, yaptıklarından bıktıkları an, insanlar senden uzaklaşır. Halbuki insanların bir çoğunun sana olan gereksinimi seni sıkmayan, bir mazlumun şikayeti ya da herhangi bir işlem karşısında insaf istemidir.

Bunun dışında yönetici, hakimiyet, hak yeme ve işlemlerde insafsızlığı içeren bir çevre ve örtüye sahiptir. Bu durumların nedenlerini ortadan kaldırarak bu işi çöz. Çevrendekilere ve yakınlarına hiçbir toprak parçası verme. Getirişini başkalarına götürüp sensiz geçim kaynağı olarak gördükleri bir köyü gözlerine kestirmelerine izin verme. Bunun ayıbı dünya ahret emendedir.

Hem yakınlarına hem uzaktaki/erine karşı hakkaniyete bağlı kal. Bunu yaparken sabırlı ve hesaplı ol. Bunun için çevrene ve yakınlarına karşı nerede olursa olsun dikkatli ol. Sana ağırlık oluşturacak olanın sonucunu göz önünde bulundur. Bunun sonucu şükredilir olacaktır. Tebaa'an senin hakkında kötü düşünecek olursa özrünü açıkla. Açıklamalarınla onların kuşkularını gider. Bu senin için bir alıştırma(41) Tebaadan için merhamet, hakkaniyeti gerçekleştirerek amacına götürecek bir özeleştiri olacaktır.

Allah'ın rızasını içeren ve düşmanının davet ettiği bir barışı geri çevirme. Barışta askerin iyiliği, dertlerden kurtulma ve ülkenin güvenliği vardır Düşmanınla bir anlaşma yapacak olursan ya da söz verirsen, sözünde dur. Zimmetin hep emanete sahip çıksın. Kendini verdiklerinle bırak. Yani canını feda ederek sözünde dur. Nefsine karşı kalleşlik yapma. Sözünde duramazlık yapma. Düşmanını gafil avlama, yani aldatma, yorumu yapılabilecek bir anlaşma yapma, vurgulanıp belgelendikten sonra bir sözün yorumuna sığınma.

Egemenliğini haram olan bir kanı dökerek güçlendirme. Çünkü böylesi bir şey onu (Egemenliği) zayıflatarak küçük düşürür. Ayrıca yok eder. Kasıtlı öldürmenin ne Allah'ın yanında ne de benim yanımda bir özrü olamaz. Yaptığın iyiliklerle tebaanı minnet altında bırakıp yaptıklarını abartma. Onlara söz verip sözünde duramazlık etme. Minnet iyiliği yok eder. Abartma, hakkaniyetin ışığını söndürür. Sözünde durmamak Allah'ın yanında ve insanların yanında üzüntü yaratır.

Sakın zamanı gelmeden sorunlarla acele edip ya da zamanı geldikten sonra bekletip ya da savsaklamaya kalkışma. Her şeyi yerli yerine koyarak yap.

Sakın ha! İnsanların eşit olduğu şeyi tekelleştirmeye kalkışma. Herkesin gördüğü ve seni ilgilendiren şeyleri görmezlikten gelme. Bu başkası için senden alınmıştır. En ufak bir şeyle sorunların üzerindeki kabuk kalkacak ve mazlumu insafa kavuşturacaksın. Kendine hakim ol. Sinirine, eline diline hakim ol. Kızgınlığı gidermek için bütün bunlara dikkat et. Kızgınlığın geçinceye kadar senden çıkacak olanı erteleyerek hakimiyete sahip ol.

Senden önceki adil bir hükümetin ya da iyi bir sünnetin yaptıklarını göz önünde bulundurup hatırlaman senin görevindir. Bu ahdimde sana söylediklerimi ve senin için kendi kendime söz verdiklerimi yapmaya çalış ki, nefsini olduğu gibi serbest bırakmayasın. Allah'tan hem seni hem beni onun razı olacağı şekilde kendisi ve insanlar için adaleti gerçekleştirmek, Kullarının şükrünü alıp ülkede güzel eser bırakmak için muvaffak etmesini dilerim !

Bütün çağlardaki düşünürlerin hümanizmin anlamlarına bakışları ile Ali'nin hümanizmin anlamına bakışını ele alan araştırmalara ve daha sonra Büyük Fransız Devriminin ilkeleri ile İbn Ebi Talip'in yaptığı devrimin ilkelerini karşılaştıralım!

Bitti


(38) Şam Ahalisinin Tahkim istemlerine cevap vermemeleri için şunları söyleyerek uyarmıştı: Mushafları hükmüne uydurmak için kaldırdılar vs. Nahravan ahalisi yani hariciler de kendisini şu cevapla reddettiler: Allah'ın kitabına çağrıldık yanıt verme önceliği bizimdir. Hatta bunu daha kaba söyleyerek hatta bazıları Allah'ın kitabı doğrultusunda onları yanıtlamadığın için biz seni bırakıp onlara teslim ettik.
(39) İyi hile: O zamanın insanları kalleşliği akıllıca bir iş ve iyi hile olarak görürlerdi. Sanki çağımızın politikacıları gibi. Imam-ı Ali bu iddialara şaşırarak: Nedir bu? Allah onlarla savaşsın diyor. Bunu iddia ederlerken sorunları açıkça gören kişi hileyi amacına varmak için açıkça görüp bunu izlemenin Allah'ın emir ve yasaklarına karşı olduğunu görür vs.
(40) Dini üzerine yemin ediyor.
(41) Halkına, yarattıklarına anlamında kullanılmaktadır.
(42) Senin gösterdiğin hak yolundan ayrılmayı
(43) Tebaa, yönetiminin altında bulunanlar
(44) Tedirgin, mallarını değişik yerlerde yatırmada tedirgin olan.
(45) Devlet hazinesi.
(46) İnzivaya çekilme
(47) Adaleti uygulayabilmen için bir alıştırma olacaktır (Y.N)

29.03.2002